©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Oluz Höyük

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Oluz Höyük
Türü:
Höyük
Rakım:
479 m
Bölge:
Karadeniz
İl:
Amasya
İlçe:
Merkez
Köy:
Toklucak
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:

     


Yeri: Amasya İli sınırları içinde, Amasya-Çorum karayolunun 27. km'sindeki Gökhöyük Tarım İşletme Müdürlüğü arazisi içindedir. Gözlek Köyü'nün 2 km kuzeybatısında, Toklucak (Oluz) Köyü'nün ise yaklaşık 5 km doğusundadır. Amasya-Çorum karayolunun 3 km güneyindedir. Yassı Höyük ve Tepetarla Höyüğü olarak da bilinmektedir [Dönmez-Naza Dönmez 2009:87].
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Yeşilırmak'ın (antik adı İris) önemli kollarından olan Çekerek Irmağı'nın (Hitit metinlerinde Zuliya, antik Skaylaks) güneyinden geçtiği verimli Geldingen Ovası'ndadır [Dönmez-Naza Dönmez 2009:87].
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: 1997-1999 yılları arasında gerçekleştirilen yüzey araştırmasında Ş. Dönmez tarafından saptanmıştır. Buna karşın von der Osten, Alişar Höyük kazısına başlamadan önce 1926-1927 yıllarında, Kızılırmak'ın batısı ile kavsi içinde gerçekleştirdiği yüzey araştırmaları çerçevesinde, Amasya civarında incelemeler yaparken Olas Ovası'nın kenarında büyükçe bir höyüğü ziyaret ettiğini belirtmekte ancak höyük hakkında başka hiçbir bilgi vermemektedir. Bu höyük, büyük olasılıkla Oluz Höyük olmalıdır [Dönmez-Naza Dönmez 2009:87]. Höyükte 2007 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izni ile başlayan kazı çalışmaları Ş. Dönmez tarafından yürütülmektedir.
Tabakalanma: Yapılan yüzey araştırmalarında İTÇ, OTÇ, STÇ, Demir Çağı ve Hellenistik Dönem yerleşmelerinin olduğu gözlenmiştir. 2007 yılında başlayan kazılarda toplam 9 mimari tabaka saptanmıştır [Dönmez-Naza Dönmez 2009:95]. 2014 yılı çalışmalarında höyük tabakalanmasındaki farklılıklar şu şekilde belirtilmiştir [Dönmez-Beyazıt 2016:291-292]: "0" tabakası: Ortaçağ: 10-14. yüzyıllar 1. tabaka: Hellenistik Çağ MÖ 200- MÖ 47 2A tabakası: Geç Demir Çağı Geç Evre (Akhaimenid): MÖ 300-200 2B tabakası: Geç Demir Çağı Geç Evre (Akhaimenid): MÖ 425-300 3. tabaka: Geç Demir Çağı Geç Evre (Phryg ve Akhaimenid): MÖ 500-425 4A tabakası: Geç Demir Çağı Erken Evre (Geç Phryg Dönemi): MÖ 550-500 4B tabakası: Geç Demir Çağı Erken Evre (Geç Phryg Dönemi): MÖ 600-550 5A tabakası: Orta Demir Çağı (Klasik Phryg Dönemi): MÖ 7. yüzyılın ilk yarısı 5B tabakası: Orta Demir Çağı (Klasik Phryg Dönemi) MÖ 7. yüzyılın ikinci yarısı 6A tabakası: Orta Demir Çağı (Erken ve Klasik Phryg Dönemi): MÖ 8. yüzyıl 6B tabakası: Orta Demir Çağı (Erken ve Klasik Phryg Dönemi): MÖ 9. yüzyıl 7A tabakası: Erken Demir Çağı (Karanlık Çağ): MÖ 11.-10 yüzyıllar 7B tabakası: Karanlık Çağ: MÖ 12. yüzyıl 8. tabaka: Son Tunç Çağı (Büyük Krallık Dönemi): MÖ 13. yüzyıl 9. tabaka: Son Tunç Çağı (Büyük Krallık Dönemi): MÖ 15-14. yüzyıllar 10. tabaka: İlk Tunç Çağı: MÖ 3. binyıl ortaları
Buluntular: 280x260 m boyutunda, hemen hemen yuvarlak şekilli, ova seviyesinden yaklaşık 15 m yüksekliğindeki Oluz Höyük yaklaşık 45 dönümlük bir alana sahiptir. 2007 yılında başlayan kazılarda iki açmada çalışma yapılmıştır. A açması höyüğün en yüksek noktasında olup batı kısımdadır. B açması ise höyüğün doğusunda yamaç üzerindedir. Mimari: A açmasının kuzeyinde yer alan bir yapı kalıntısı 2. mimari tabakanın en sağlam mimari kalıntısıdır. Kuzey-güney yönünde 8.60 m uzunluğunda bir duvar temeline sahip olan yapının bu duvarına güneye yakın bir kesimde 2 m uzunluğunda kısa bir duvar köşe yaparak birleşmektedir. Duvarlar yontulmamış irili ufaklı taşlardan çamur harç kulalnılarak oluşturulmuştur. Uzun duvarın doğu yüzüne birleşik olarak yassı taşlarla inşa edilmiş bir taş döşeme de ortaya çıkarılmıştır [Dönmez-Naza Dönmez 2009:92]. B açmasında 2.-3. ve 4. tabakalar tahrip olduğundan net bir plan vermeyen mimari kalıntılar içermektedir. 5. tabakada bir konuta ait olduğu düşünülen bir avlu ortaya çıkarılmıştır [Dönmez-Naza Dönmez 2009:93-94]. 2008 yılında A açmasında yapılan çalışmalarda 3 mimari tabaka ile 11 adet mezara rastlanmıştır. Yoğun tahribat gören 1. mimari tabakadaki kalıntılar oldukça düzensiz ve dağınıktır. 2. mimari tabaka da 1. mimari tabaka gibi oldukça tahrip edilmiştir. Bu tabakadaki mimari kalıntılar basit yapılar ile taş döşemelerden oluşmaktadır. Yapılarda kullanılan taşlar kısmen yontulmuş ya da hiç işlenmemiş moloz taşlardır. Duvar örgüleri basit çamur harç kullanılarak oluşturulmuştur. 3. mimari tabakada ise düzgün plan veren kerpiç duvar kalıntılarına rastlanmıştır. Höyüğün doğu yamacında yer alan B açmasında 2007 yılında saptanan 6 mimari tabakaya ilaveten bir tabaka daha saptanmıştır. Açmadaki 6. mimari tabakada net plan vermeyen çok zayıf taş duvarlar, 7. mimari tabakada da çok kısa bir taş duvar ortaya çıkarılmıştır. Her iki tabaka da yamaç erozyonu nedeniyle tahrip olmuştur. C açmasında 3 mimari yapı katı saptanmıştır. 1. mimari tabakada doğu-batı yönünde uzanan iki taş duvar ve taş döşeme kalıntısı ile bir çöp çukuru, 2. mimari tabakada kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan taş döşemeli bir sokak kalıntısı, 3. mimari tabakada ise yarım daire planı veren ve yontulmamış moloz taşlarla inşa edilmiş bir yapı kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. D açmasında sadece tek bir yapı katı saptanmıştır. Burada yarı işlenmiş moloz taşlarla inşa edilmiş olan kuzey-güney yönünde uzanan bir yapı kalıntısı ortaya çıkarılmıştır [Dönmez-Naza Dönmez 2010:381-387]. 2009 yılında A açmasında yapılan çalışmalarda 4 mimari tabaka ile 13 adet mezara rastlanmıştır. I. tabaka yoğun bir tahribata uğradığı için, burada ortaya çıkan mimari kalıntılar, düzenli bir plan oluşturmaktan uzak, irili ufaklı moloz taşlardan oluşturulmuş duvar temelleri parçaları ve döşeme kalıntılarından oluşmaktadır. 2. mimari tabakada, kuzey-güney doğrultusunda inşa edilmiş yapı kalıntıları ve anıtsal mimari kalıntılar ortaya çıkarıldı. 1. mimari tabakanın hemen altında, beliren taş döşeme tekniğiyle oluşturulmuş geniş bir yol kalıntısı bulunmaktadır. 3. mimari tabakanın en iyi durumdaki yapısı, K 14 plan karesinde ortaya çıkarılan taş temelli ve kerpiç duvarlı, kareye yakın plana sahip bir yapı kalıntısıdır. 4. mimari tabakada büyük bir yapıya ait kalıntılar saptanmıştır. B açmasında, 2009 yılında saptanan 1 tabakayla tabaka sayısı 8'e ulaşmıştır. 7. mimari tabakada en az iki mekanı saptanan taş temelli ve kerpiç duvarlı bir yapı ortaya çıkarıldı. 8. mimari tabakada batı-doğu yönünde uzanan 1.60 m uzunluğa ve 0.70 m genişliğe sahip taştan bir kanal ile yuvarlak planlı ve sıvalı bir taban açığa çıkarılmıştır [Dönmez 2011: 94-99]. 2010 yılında A açmasında 4. mimari tabakaya ait taş temelli, taş ve kerpiç duvarlı bir yapı ortaya çıkarılmıştır. Yapı dikdörtgen plana sahiptir ve kuzey-güney doğrultusunda inşa edilmiştir. Doğu duvarı doğuya doğru yönelerek bir köşe oluşturmaktadır. Doğu duvarı üzerinde dikdörtgen planlı iri bir niş yer almaktadır. Yapının içi tümüyle taş yıkıntı molozuyla doludur. Burada ayrıca 3 adet fırın kalıntısı bulunmuştur. Kerpiç duvarlarla sınırlandırılmış avlu kısmının güneyinde ortaya çıkarılan kalıntılardan, avlunun taş döşemeli olduğu anlaşılmıştır. Avlunun orta kısmında yer alan birtakım ince duvarlı köşeli duvar kalıntıları bu alanda depo benzeri birimlerin olduğunu düşündürtmüştür. B açmasında mimari tabaka sayısı 9'a ulaşmıştır. 8. mimari tabakaya ait kerpiç duvar parçaları ile yangın geçirmiş tabakalar saptanmıştır. E açmasında 2. mimari tabakaya ait kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzun bir taş duvar saptanmıştır. Güneydoğu köşesinde yine kuzeybatı-güneydoğu yönlü bir başka duvar kalıntısı ortaya çıkarılmıştır [Dönmez 2012:138-142]. 2011 yılı çalışmalarında, 2A tabakasında bir yapı kalıntısı ve çevresinde bazı duvar ve döşeme kalıntıları görülmüştür. Kuzey-güney duvarı 2.50 m uzunluğunda ve 0.60 m kalınlığındaki yapı kalıntısının batı-doğu doğrultusundaki duvarı 2.40 m uzunluğunda ve 0.50 m kalınlığındadır. Bu köşeli yapı kalıntısının yaklaşık 1.00 m kuzeyinde 4.25 m uzunluğunda ve en geniş yeri 1.50 m olan taş bir döşeme kalıntısı yer almaktadır. Bu döşeme kalıntısının yaklaşık 1.20 m doğusunda kuzey-güney doğrultusunda inşa edilmiş 4.00 uzunluğunda ve 0.60 m kalınlığında düzgün bir taş duvar temeli ortaya çıkarıldı. Söz konusu bu döşeme ve duvar temeli kalıntısının kuzeyinde K 12 plan karesinde yer alan uzun bir kerpiç duvar yer almaktadır. Kuzeybatı-güneydoğu yönünde inşa edilmiş duvar 7.55 m uzunluğunda olup, en kalın yeri 1.00 m'yi bulmaktadır. Batı kısmının ortalarında kuzey-güney doğrultusunda kısa bir duvarla köşe oluşturulmuş olan uzun duvarın çöp çukuru açma faaliyetleri nedeniyle tahrip edilmiş olduğu gözlenmiştir. Bu duvarın batısındaki alanda, J 12 plan karesinin güney yarısında kuzeydoğusu b.1040 olarak kodlanan, tahribat görmüş dikdörtgen planlı, basit bir taş temelli yapı kalıntısı ile bu yapının hemen batısındaki taş döşeme kalıntısı ortaya çıkarıldı. Kuzey-güney doğrultusunda inşa edilmiş yapı 4.00x2.75 m boyutunda olup, ortalama duvar kalınlığı 0.50 m'dir. Batısındaki taş döşeme kalıntısı ise, 2.00x1.75 m boyutundadır. Dolgu toprağı içerisinde 12 adet basit toprak mezar bulunmuştur. 2B tabakasında, anıtsal yolun sona erdiği alan, bu alanın kuzeyinde yer alan anıtsal bir giriş yapısı ile bu giriş yapısının doğusunda yer alan çok odalı bir yapı açığa çıkarılmıştır. Dolgu toprağı içerisinde 16 adet basit toprak mezar bulunmuştur. 3. tabakada tahribata uğramış bazı taş temelli duvar kalıntıları dışında önemli bir mimari kalıntıya rastlanmamıştır. 4. tabakada, karmaşık ve çok evreli bir mimariye sahip olduğu gözlenen taş yapının ana kısmının taş temelli ve duvarlı olması dikkat çekicidir. Temel kısmında oldukça iri taşların kullanılmış olduğu yapı 4.50x3.75 m boyutlarında ve dikdörtgen plana sahip olup, kuzeyĞgüney doğrultusunda inşa edilmiştir. Ana yapıya batı ve kuzey duvarlarına ek yapılarak güneye doğru bir genişleme yapılmıştır. Her ikisi de taş temelli ve kerpiç duvarlı olan bu duvarlardan batıda olanı 3.00 m uzunluğunda ve 0.50 m kalınlığında, doğuda olanı ise 10.50 m uzunluğunda ve gene 0.50 m kalınlığındadır. Doğu duvarı doğuya doğru yönelerek bir köşe oluşturmaktadır. Bu köşe duvarının 2.00 m uzunluğunda ve 0.50 kalınlığındadır. Dikdörtgen bir plana sahip olan ana yapının doğu duvarı üzerinde dikdörtgen planlı iri bir niş yer almaktadır. Niş kısmı 1.75x1.50 m boyutundadır [Dönmez 2013:67-72]. 2012 yılında, 2A mimari tabakasına ait L 12 plan karesinin kuzey yarısında, geniş bir taş döşeme kalıntısı ve duvar temel kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. 4.60 m uzunluğunda ve 2.55 m genişliğinde olan bu taş döşeme kalıntısı, işlenmemiş ya da yarı işlenmiş moloz taşlarla inşa edilmiştir. Taş döşemenin doğusunda bulunan taş duvar temel kalıntısı ise kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanmaktadır. K 11 plan karesinde bir yapının temel kalıntıları ve bu yapıyla ilişkili bir taş döşeme kalıntısı tespit edilmiştir. Yapı, kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanmaktadır ve temel kalıntısı 4.10x3.20 m boyutlarındadır. Bu yapıya güney ve batıdan bağlanan taş döşeme kalıntısının boyutları ise 5.55x3.30 m'dir. Taş döşeme, işlenmemiş veya yarı işlenmiş moloz taşlarla inşa edilmiştir. Taş döşeme kalıntısının kuzeyinde, kuzeydoğu-güneybatı yönünde inşa edilmiş kerpiç bir platform ortaya çıkarılmıştır. Platform, 0.15 m yüksekliğinde, 1.75x0.95 m boyutlarındadır. K 10 plan karesinin kuzeydoğu köşesinde taştan bir temel ortaya çıkarılmıştır. Yapı, kuzeydoğu-güneybatı yönünde inşa edilmiştir. 2 mekanlıdır. 6.50 m uzunluğunda ve 5.75 m genişliğinde olan yapı işlenmemiş ve yarı işlenmiş moloz taşlarla inşa edilmiştir. K 9 plan karesinde önceki yıllarda tespit edilen fırının batı-doğu yönünde uzandığı ve 2 bölümlü olarak inşa edildiği anlaşılmıştır. Ağız kısmı doğuya bakmaktadır. 2 m uzunluğunda ve 1.50 m genişliğindedir. Fırının duvar kalınlığı ise 0.15 m'dir. Yuvarlak kubbeli olduğu düşünülmektedir. 2B mimari tabakasına ait J 13 ve K 14 plan karelerinin kuzeyinde, kuzeybatı-güneydoğu uzantılı temel ve döşeme kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Bu kalıntılar taştan ve kerpiçten inşa edilmiştir. K 11 plan karesindeki çalışmalarda bir giriş yapısı bulunmuştur. Bu yapının kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan taştan bir kaldırımı vardır. 2 adet taş sütun kaidesi bulunmaktadır. K 10 plan karesinde yapı kalıntıları açığa çıkarılmıştır. Yapılardan biri 2 mekanlıdır. Plan karenin güney yarısında bir bothros (adakların gömüldüğü çukur) bulunmuştur. Bu yapı, 1.30 m çapında, 0.70 m dernliğindedir. İçinde dağ keçisi biçimli bir riton, çanak çömlek ve kemik astragalos (aşık kemiği) bulunmuştur. K 9 plan karesinde 3.30 m uzunluğunda ve 2.10 m genişliğinde kille sıvanmış bir taban tespit edilmiştir. L8 plan karesinde yapılan çalışmalar sonucunda, oldukça özenli bir şekilde inşa edilmiş, dikdörtgen planlı bir taş döşeme açığa çıkarılmıştır. Kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan bu döşemenin boyutları 6.25x1.90 m'dir. 3. mimari tabakada 2 mezar saptanmıştır. Bu mezarlardan biri basit toprak, diğeri ise küp mezardır. Her iki mezarda da bebeklik çağındaki bireylere ait kalıntılar bulunmuştur. Bireylerden birinin kolunun üzerine demir bir bıçak yerleştirilmiştir. 4. mimari tabakaya ait K 7 plan karesinde, bir yapıya ait kalıntılar ve avlu ortaya çıkarılmıştır. Yapı kalıntısının doğu duvarı 1.75 m, kuzey duvarı ise 2.20 m uzunluğundadır. Duvarların kalınlığı ortalama 0.50 m'dir. Ortaya çıkarılan avlunun köşelerinde 3 dikeç kaidesi bulunmuştur. K 7 plan karesinin kuzeyinde 1.10 m uzunluğunda, 0.75 m genişliğinde ve 0.40 m derinliğinde bir silo bulunmuştur [Dönmez-Yurtsever Beyazıt 2014]. 2013 yılında, Geç DÇ'ye tarihlenen 2A mimari tabakasında, I 18 plan karesinin I 17 plan karesiyle birleştiği alanda bir yapının köşesi açığa çıkarılmıştır. Yapı doğu-batı yönünde uzanmaktadır. Yapının içinde pişmiş toprak boncuk ve tunç bir sikke bulunmuştur. 2B mimari tabakasında önceki yıllarda açığa çıkarılan Pers Yolu'nun güneye doğru devam ettiğine işaret eden döşeme kalıntıları açığa çıkarılmıştır. I 17 plan karesinin güney bölümünde tespit edilen kapalı kanalın Pers Yolu'nun alt yapısıyla ilgili olduğu düşünülmektedir. Kanalın kuzey kısmının başında düzgün işlenmiş dikdörtgen bir taş bulunmaktadır. Üst kısmı ise çoğunlukla küçük taşlarla kapatılmıştır. Kanalın mevcut boyutu 1.90x1.10 m'dir. Pers Yolu'nun güneye doğru devam ettiğini gösteren taş döşeme kalıntıları, yontulmamış ya da yarı ilenmiş moloz taşlarla inşa edilmiştir. Güneyde döşemenin devamı ortaya çıkarılmıştır. Bu taş döşeme kalıntısının kuzey yüzünde yuvarlak planlı bir Ateş Yakma Çukuru bulunmuştur. Bu çukur, 1.15 m çapında ve 0.70 m derinliktedir. Moloz taşlar ve tuğlalarla inşa edilmiştir. Çukurun içinde yoğun miktarda kül ve karbonize olmuş ahşap kalıntıları bulunmuştur. Bu ateş çukurunun Pers Yolu üzerinde yer alması nedeniyle çukurun dinsel bir işlevi olabileceği düşünülmektedir. Ateş Kültü ile ilişkili olmalıdır. Çukurun yüzeye yakın kısmında bulunan iki çanak çömlek, bu çukurun işlevi sona erdikten sonra bothros olarak kullanıldığına işaret etmektedir. 4A mimari tabakasında kerpiç döşeme, taş duvar temelleri ve atık çukurları açığa çıkarılmıştır. Kubaba Tapınağı'nın çevresinde yürütülen 4B mimari tabakası kazılarında ise bir pithos bulunmuştur. Pithosun dibi yuvarlatılmıştır ve ortasında bir delik vardır. Bu deliğin içine yarı işlenmiş bir kemik parçası yerleştirilmiştir. Kemik, bir eşeğin tarak kemiğine aittir. 5. mimari tabaka kazıları K 7 plan karesinde yürütülmüştür. Bu tabakada duvar temeli kalıntıları, sıkıştırılmış toprak tabanlar ve atık çukurları açığa çıkarılmıştır. Aynı plan karede 6. mimari tabakaya ait ocak kalıntısı ve atık çukurları bulunmuştur [Dönmez-Yurtsever Beyazıt 2015]. 2014 yılında önceki yıllarda açılan mimari tabakalardaki kazılar sürdürülmüştür. 2A mimari tabakası M 10 plankaresinde açmanın batı yarısında yoğunlaşmış mimari kalıntılar çıkartılmıştır. Güneybatı köşesinde kuzey-güney doğrultusunda taş döşeme ve duvar kalıntıları ortaya çıkartılmıştır. 5B mimari tabakasında büyük ölçüde tahrip olmuş duvar temelleri, döşeme kalıntıları plan alınamayacak kadardır. 6A mimari tabakasında ise; büyük kısmı tahrip olmuş nitelikli yapının döşemeleri ortaya çıkartılmıştır. Yapının kuzey duvarında kullanılmış iri taşlar dikkat çekicidir. Yapının iç kısmı özenilerek taş döşenmiş ve taban oldukça kaliteli bir kille sıvanmıştır. 7A mimari tabakasında; sıkıştırılmış toprak tabanın orta kesiminde yer alan iki taş grubunun, sundurma tarzı hafif bir yapıyı oluşturan dikmelerle ilgili olduğu anlaşılmıştır [Dönmez-Beyazıt 2016:283, 287-288]. 2015 yılı kazılarında 2A, 2B, 6A, 6B ve 7A mimari tabakalarında çalışılmıştır. 2A mimari tabakasında; I 18 plankaresinin orta bölümünde derin bir bothros bulumuştur. Yangın geçirmiş yapıya ait olduğu belirlenen bothrosta çok sayıda tahrip olmuş çatı kiremiti tespit edilmiştir. J 18 plankaresinde hem yangın sebebiyle hem de bothrosun oluşturduğu tahribattan dolayı yalnız temel seviyesinde duvarlar tespit edilmiştir. 2B mimari tabakasında; ateş kültü ile ilgili olabileceği düşünülen ateş yakma çukuru bulunmuştur. Çukurun kenarındaki taş sırası içinde taştan kandil kaidesi bulunmuştur. I 17 plankaresinde 2014 sezonunda açığa çıkartılmış "L" biçimli platfomun batı kenarının kaba, iri taşlarla özenle inşa edildiği anlaşılmıştır. 6A mimari tabaksında atık çukurunda oldukça nitelikli yapı kalıntısı açığa çıkartılmıştır. Kuzeybatı-güneydoğu yönünde yapılmış bir duvar hattı kazılmıştır. Doğu kesitinde oldukça kaliteli işlenmiş taşlarla oluşturulmuş bir köşe duvarı bağlantısının büyük atık çukuru tarafından tahrip olduğu görülmüştür. Atık çukurunun güneydoğusunda bulunan köşe yapısının bir taşının üzerinde ise kazıma teknikle işlenmiş "+" motifi dikkat çekmektedir. 6B mimari tabakasında yontulmamuş ya da kaba taşlarla yapılmış bir taş döşeme kalıntısı ortaya çıkartılmıştır. 7A mimari tabakasında, K 7 plankaresinde yamaca inşa edildiği anlaşılan kerpiç yapıya ait duvar kalıntısı ve basit ocak kalıntısı ortaya çıkartılmıştır [Dönmez-Beyazıt 2017:537-552]. Çanak Çömlek: 2007 yılında A ve B olarak adlandırılan iki açmada başlayan kazı çalışmalarında 2. mimari tabakada özellikleri nedeniyle önemli buluntular elde edilmiştir. İlk buluntu kadın göğsü şeklinde özel bir kaptır. Ucu delik olan bu kabın büyük bir olasılıkla bir biberon işlevi de gören ancak Ana Tanrıça yani Kybele kültü ile ilgili bir buluntu olduğu tahmin edilmektedir. Bunun dışında S profilleri ile dikkati çeken koyu kırmızı astarlı bazı çanaklar da formları ile Akamenid çanaklarını çağrıştırmaktadır. Diğer bir buluntu ise oldukça büyük bir kratere ait boyun ve gövde parçasıdır. Kraterin boyun kısmında daha önce Orta Anadolu Demir Çağı çanak çömleği repertuarında rastlanmayan bulut şeklinde bir motif ile boynuzları çok abartılı ve değişik bir şekilde yapılmış olan ve karşılıklı durduğu anlaşılan geyik figürlerinin başları görülmektedir. Bu krater açık renk zemin üzerine kahverenginin tonları kullanılarak bezenmiştir. Her iki eser de 2. mimari tabaka toprağının moloz toprağı içinde bulunmuş olsalar da bezeme özellikleri bakımından MÖ 5-6. yüzyılları işaret etmektedir. Büyük olasılıkla yasa dışı kazılarla karıştırılan toprakla bulundukları yere gelmişlerdir. 4. mimari tabakada ele geçen gaga ağızlı bir testi form itibariyla tanıdık olmasına rağmen bezeme düzenlemesi, yüzeyinde açık renkli alan ya da panelin yer almaması ve gövdesi üzerinde koyu devetüyü astarın üzerine koyu kahverengi ile yapılmış tek merkezli daire ve gamalı haç motifleriyle oldukça ilginçtir. 6. mimari tabakada ele geçen ve Hitit kültürü özellikleri gösteren düğme şeklindeki ip delikle taş mühür diğer dikkat çekici buluntulardır[Dönmez- Naza Dönmez 2009:96-97]. 2010 yılında A açmasında 2. mimari tabakanın dolgu toprağı içerisinde 1 pişmiş toprak askos, 7 amphora tıkacı, 3 ağ ağırlığı, 3 ağırşak, 1 sayı sayma tableti, 1 riton parçası, A tabakasının J17 ve K17 plan karelerinde 2. mimari tabaka dolgu toprağı içinden de 4 pişmiş toprak amphora tıkacı, 3 ağırşak nesne, 1 çanak, 1 çömlek ele geçirilmiştir. 4. mimari tabakanın dolgu toprağı içerisinde 12 pişmiş toprak amphora tıkacı, kuş figürlü 1 testi ya da çömlek gövde parçası bulunmuştur. F açmasında 2. mimari tabakanın dolgu toprağı içinden 1 pişmiş toprak amphora tıkacı, 1 çanak ele geçirilmiştir [Dönmez 2012:138-142]. 2014 kazılarında; 2A mimari tabakasında pişmiş topraktan 1 çömlek ve 2 testi, 2B mimari tabakasından kabartmalı kap parçası bulunmuştur [Dönmez-Beyazıt 2016:284, 286]. Kil: 2007 yılında başlayan kazılarda çeşitli tabakalarda pişmiş toprak ağırşak, tezgah ağırlığı gibi malzemeler ele geçmiştir. 2014 kazılarında; 2A mimari tabakasında pişmiş topraktan tezgah ağırlığı, ağırşak, ağ ağırlığı, 2B mimari tabakasından tezgah ağırlığı, ağ ağırlığı, sapan tanesi, 5A mimari tabakasında pişmiş toprak mühür, ağırşak, tıkaç, pendantif mühür, 7A mimari tabakasından pişmiş topraktan 3 adet tıkaç, makara, ağırşak, 7B mimari tabakasından pişmiş topraktan 6 adet tıkaç, bir adet ağırşak bulunmuştur [Dönmez-Beyazıt 2016:284, 286, 288-289]. 2015 yılı kazılarında 2A mimari tabakasındaki J 18 plankaresinde 19 adet ağırşak ve ayrıca iki adet tezgah ağırlığı bulunmuştur. Ağırlıkların yapıdaki tahribat sırasında yüksekten düşerek zarar gördüğü anlaşılmştır. Ayrıca dolgu toprağı içinde iki adet tezgah ağırlığı ve bir adet kandil bulunmuştur. 6A mimari tabakası dolgu toprağında ise, iki adet ağırşak ve 5 adet tıkaç bulunmuştur [Dönmez-Beyazıt 2017:540-542]. Yontma Taş: 2010 yılında A açmasında 2. mimari tabakanın dolgu toprağı içinde 1 ezgi taşı, 1 öğütme taşı, 2 çakmaktaşı kesici, 1 taş aslan figürini, J17 ve K17 plan karelerinde 2. mimari tabaka dolgu toprağı içinde 2 taş boncuk, 2 çakmaktaşı kesici, 3 kazıyıcı ele geçirilmiştir. 4. mimari tabakanın dolgu toprağı içerisinde taş bir heykelcik parçası, 3 çakmaktaşı kesici, 1 kazıyıcı bulunmuştur. F açmasında 2. mimari tabakanın dolgu toprağı içinden çakmaktaşı kesici, 1 taş bileği taşı ele geçirilmiştir [Dönmez 2012:138-142]. 2014 kazılarında; 2A, 2B, 5A, 7A mimari tabakalarından çok sayıda çakmaktaşı kesici ele geçmiştir. Bunlara ek olarak 2B mimari tabakasından bir adet obsidiyen kesici bulunmuştur. 7B tabakasında ise bir adet kazıyıcı bulunmuştur [Dönmez-Beyazıt 2016:284, 286, 288-289]. Sürtme Taş: 2014 yılında, 2B tabakasında bir adet taş boncuk bulunmuştur. 5A tabakasında ise taş tıkaç tespit edilmiştir [Dönmez-Beyazıt 2016:284, 286, 288-289]. Maden: 2010 yılında A açmasında 2. mimari tabakanın dolgu toprağı içinde tunç ok ucu ve 1 fibula, J17 ve K17 plan karelerinde 2. mimari tabakaya dolgu toprağı içinde 2 tunç zıpkın ucu ele geçirilmiştir. 4. mimari tabakanın dolgu toprağı içerisinde tunç bir fibula, 1 ok ucu, 2 çivi başı bulunmuştur. F açmasında 2. mimari tabakanın dolgu toprağı içinden 1 altın sikke, 1 demir kapı aksamı ele geçirilmiştir [Dönmez 2012:138-142]. 2014 kazılarında; 2A mimari tabakasında bir adet demir kesici, 2B mimari tabakasından birer adet demirden amulet, çivi ve halka, 1 gümüş sikke, 3 tunç sikke, kurşun bir süzgeç, bir tel, bir ok ucu 5A mimari tabakasından bir adet tunç iğne, 7B tabakasından bir adet kurşun nesne ele geçirilmiştir [Dönmez-Beyazıt 2016:284, 286, 289]. 2015 kazılarında 2A mimari tabaksından bir adet demir kesici ve bir tunç sikke, 2B mimari tabakasından bir adet demir nesne, 6A mimari tabakası dolgu toprağından ise bir adet demir kesici çıkartılmıştır [Dönmez-Beyazıt 2017: 540-542]. İnsan Kalıntıları: 2007 yılında B açmasında 5. tabakada saptanan avlunun kuzey kesiminde iki çukur içinde karışık durumda 4 yetişkine ait iskeletler bulunmuştur. Bunların bir mezara bilinçli olarak konulmasından çok bir çukura gelişigüzel atılmış olduğu gözlenmiştir [Dönmez-Naza Dönmez 2009:94]. Hayvan Kalıntıları: 2011 yılı çalışmalarında, 2A Tabakası'nda b.1118 olarak kodlanan taban içinde orta boy moloz taşlarla oluşturulmuş bir yığının yanına özenle yerleştirilmiş 13 adet yavru domuz kafatası ortaya çıkarılmıştır [Dönmez 2013:68]. 2014 kazılarında; 2A mimari tabakasında 2 fosil, 2B mimari tabakasından kemik nesne, 5A mimari tabakasından kemik pendantif, 7A mimari tabakasından da 2 adet kemik pendantif ve bir adet fosil, 7B mimari tabakasından bir adet kemik pendantif ortaya çıkartılmıştır [Dönmez-Beyazıt 2016:284, 286, 288-289].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: 2008 yılında 2. mimari tabakada ele geçirilen pişmiş toprak amfora söz konusu tabakanın tarihlenmesi açısından önemlidir. Genellikle "Galat" keramiği olarak adlandırılan ancak, gerçekte Demir Çağı geleneğinin devamı olan boya bezekli çanak çömleklerle karakterize olan amforanın teknik açıdan özellikle kırmızımsı kahverengi boya astarlı oluşu ve koşut dikey yivlerin, siyah firnisli benzerlerine göre daha özensiz yapılmış olması, Oluz Höyük amforasının belki de yerel bir üretim olduğuna işaret etmektedir. Bununla bilrikte, genel olarak kırmızımsı ya da kızılımsı kahverengi astarlı malların 3. mimari tabakadan itibaren ortaya çıktıkları tespit edilmiştir. Bu amforanın bir diğer özelliği de metal kap taklidi olmasıdır. Orta Anadolu ve Orta Karadeniz Bölgesi'nde metal kap taklidi pişmiş toprak üretimler İTÇ II'den (MÖ 2800-2450) beri uygulanmaktadır. Oluz Höyük amforasının bu geleneğin devamı olması önemlidir. A açmasının 3. mimari tabakası Frig kültürüne aittir. Bu tabakaya ait kerpiç mimari, önceki mimari tabakaların belli bir oranda işlenmiş moloz taşları ile çay taşlarının çamur kullanılarak oluşturulmuş olan mimarisinden farklıdır. Bu tabakada ele geçen çanak çömlek özelikleri ile İskit tipine benzeyen bir takım ok uçları bu yapı katının MÖ 5. yüzyıla tarihlenebileceğini düşündürmektedir. A açması ile B açmasının ilk 3 mimari tabakası ve D açmasının tek mimari tabakası çağdaştır ve MÖ 5. yüzyıla tarihlenebilir. B açmasının 4. mimari tabakası elde edilen çanak çömlekler nedeniyle MÖ 6. yüzyıla tarihlenmektedir. B açmasının 5. tabakasında taban üzerinde ele geçirilen boya bezekli bir askos ile gri bir testi Oluz Höyük'ün Kızılırmak'ın batısındaki gerçek Frig kültürü ile ilişkisi açısından önemlidir. 6. mimari tabaka ise Hitit Çağı'na işaret etmektedir [Dönmez-Naza Dönmez 2010:387-392]. 2009 yılı çalışmaları sonucunda, A ve B açmalarının ilk dört tabakalarının birbirlerinin çağdaşı oldukları özellikle ele geçirilen sikke ile çanak çömlek parçalarının değerlendirilmesi sonucunda anlaşılmıştır. Buna ilaveten C açmasının 3. mimari tabakasının A ve B açmalarının 3. mimari tabakalarıyla çağdaş olduğu saptanmıştır. Bu bağlamda Oluz Höyük'ün 0 Tabakası Ortaçağa, 1. Mimari Tabakası Hellenistik Çağa (MÖ 2. yüzyıl Ğ MÖ 1. yüzyılın ilk yarısı), 2. Mimari Tabakası Geç Demir Çağının Geç Evresine (MÖ 5. yüzyılın son çeyreği Ğ MÖ 3. yüzyıl), 3. Mimari Tabakası Geç Demir Çağının Erken Evresine (MÖ 5. yüzyıl), 4. Mimari Tabakası Geç Demir Çağının Erken Evresine (MÖ 6. yüzyıl) tarihlenebilir. B Açması'nda saptanan 5. Mimari Tabaka (MÖ 7. yüzyıl) ile 6. Mimari Tabaka'nın (MÖ 8. yüzyıl) ait olduğu anlaşıldı. 7. Mimari Tabaka ise Geç Tunç Çağına yani Hitit İmparatorluk Dönemine (MÖ 15-13. yüzyıllar) aittir. 8. Mimari Tabaka'nın ise özellikle çanak çömlek parçalarının değerlendirilmesi sonucunda kabaca Erken Tunç Çağına (MÖ 4-3. binyıllar) tarihlenebileceği söylenebilmektedir [Dönmez 2011: 99]. 2010 yılı çalışmaları sonucunda toplam 9 mimari tabaka saptanmıştır. E ve F açmalarının ilk tabakalarının, A ve B açmalarının ilk dört tabakalarının birbirleri ile çağdaş oldukları özellikle ele geçirilen sikke ve çanak çömlek parçalarının değerlendirilmesinden anlaşılmıştır. Bu yıl ortaya çıkarılan 9. Mimari Tabaka'nın ise özellikle taş kalıp, çakmaktaşı aletler ve çanak çömlek parçalarının değerlendirilmesi sonucunda kabaca İTÇ'ye (MÖ 4-3. binyıllar) tarihlendirilmiştir [Dönmez 2012:142-143]. 2011 yılı çalışmaları sonucunda yeniden düzenlenen mimari tabakalara göre Oluz Höyük, 4. mimari tabaka (MÖ 600-500) dönemini yaşarken Kasku Ülkesi'nde Phryg kültürü etkisinde bir Geç Demir Çağı kenti durumunda idi. Geç Phryg özelliği gösteren bezemesiz ya da boya bezekli çanak-çömlek, baskı yüzeyinde aslan-ceylan mücadelesi betimlenmiş olan fildişi damga mühür ve taş bir Kubaba heykelciğinin alt kısmının ele geçmiş olması 4. Mimari Tabaka'nın Phryg karakterini tartışmasız biçimde ortaya koymaktadır. MÖ 500-425 yılları arasında yaşanmış olduğu anlaşılan 3. Mimari Tabaka'da ise özellikle çanak çömlekçiliğin temelinde, boya bezeme geleneğinin sürekliliğinde, bitkisel ve figürlü bezemenin artmaya başlaması çanak çömlek atölyelerinin Anadolu'nun yeni kültür öğelerinden etkilenmeye başladığını göstermektedir. 2. Mimari Tabaka (MÖ 425-200) ile birlikte yerleşmenin kültür karakterinin mimari, küçük buluntu ve çanak çömlekçilik temelinde değişmeye başladığı anlaşılmaktadır. 2B Mimari Tabakası'nda Oluz Höyük'te köklü bir mimari değişim ve yeni anlayış olduğu gözlenmektedir. Bu değişikliğin Oluz Höyük'e yerleşen Pers kökenli bir topluluk ya da zümrenin gelişi ile ilgisi olmalıdır. Kızılırmak Kavsi İçi ya da daha geniş düşünüldüğünde Kappadokia'nın yeni siyasi oluşumunun küçük buluntular, çanak-çömlekçilik ve özellikle mimari anlayış temelinde Oluz Höyük'ü doğrudan etkilediğini göstermektedir [Dönmez 2012:35-36].


Liste'ye