©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Belbaşı

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Belbaşı
Türü:
Kaya Sığınağı
Rakım:
300 m
Bölge:
Akdeniz
İl:
Antalya
İlçe:
Kemer
Köy:
Beldibi
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Çanak Çömlekli

     


Yeri: Bu buluntu yerinin Antalya il merkezinin yaklaşık olarak 24 km güneybatısındaki Beldibi Köyü'nün yaklaşık 7-8 km kuzey-kuzeybatısında; deniz seviyesinden 300 m yüksekte; Çam Dağı'nın ormanlarla kaplı sığ bir vadisinin sonunda; Kumbucağı Kaya Sığınağı'ndan yaklaşık 5 km uzakta olduğu bildirilmektedir. Haritalarda kayalık tepeler arasında batıya doğru açılan geçitlerin Karıncalı Dağı'nın güneyinde ve kuzeyinde olduğu görülmesine karşın Bostancı'nın verdiği mesafe ölçülerinin kuşuçumu olup olmadığını bilmediğimizden kaya sığınağının tam yeri hakkında kesin bir şey söylemek imkansızdır. Yörenin 1:100.000 ölçekli haritasında Çam Dağları Beldibi Köyü'nün yaklaşık 4 km batısında yer almaktadır. Bostancı'nın kaya sığınağının deniz seviyesinden 300 m yukarıda olduğu yorumu dikkate alınırsa; sığınağı kesin olmamakla beraber Beltepe civarında bir yere yerleştirebiliriz.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Kaya sığınağının isminin; en yakın yerden çıkarak; büyük olasılıkla Bostancı tarafından verilmiş olduğunu yayınlarından anlıyoruz. Kaya sığınağının bulunduğu Belbaşı ismi ile anılan mevkii; batıya açılan yüksek ve dar bir geçittir. Kaya sığınağının şiddetli yağmurlarla; Kretase kalkerleri içinde oluştuğu ileri sürülmektedir Sığınak yukardan düşen büyük taş bloklarla sağ ve sol taraftan kapanmıştır. Ağzı güneye bakmaktadır. Bu şekilde kuzey rüzgarlarından korunmaktadır. Kumbucağına nazaran daha mahfuzdur. Bostancı özellikle Holosen dönemi başındaki çevre koşullarının göçebe avcı topluluklarının yaşamları için çok müsait olduğunu işaret etmektedir.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Belbaşı kaya Sığınağı ilk defa 1959 yılında Enver Yaşar Bostancı tarafından tespit edilmiştir. Sığınağın sağ (?) tarafında köylüler tarafından kazılmış bir çukurda bir kırık küp ile çakmaktaşı parçaların bulunmuş olması sığınağın tespit edilmesinde rol oynamıştır. Kazı ise; sığınağı bulan Ankara Üniversitesi Dil; Tarih ve Coğrafya Fakültesi öğretim üyelerinden Enver Yaşar Bostancı tarafından 1960 yılında gerçekleştirilmiştir. Kazı alanı 3.8x2.4 m boyutlarındadır. Yaklaşık olarak yüzeyden 160 cm derine kadar inilebilmiştir. Kazı başkanı; 160 cm altta toprağın çok sertleştiğini ve artık yontma taş aletlerin çıkmamasından dolayı; daha altta alet bulamayacağı yorumu ile kazıya bu seviyede son verdiğini anlatmaktadır. Bostancı; üç ana tabakanın içinde 13 toprak katmanı tespit ettiğini söylemekle beraber; bu toprak katmanlarını neye göre ayırdığını bildirmemektedir.
Tabakalanma: Bostancı yönetiminde yapılan kazıda üç tabaka saptanmıştır: I. Tabaka: Siyah renkli; humuslu ve yumuşak bir toprağa sahip olan birinci tabaka Modern; Roma; Yunan ve Neolitik Çağ'a tarihlenen çanak çömlek parçaları ile karışık bir görünümdedir. Olasılıkla Karıncalı ve Sarıcınar dağlarında avcılık yapan; yukarıda adı geçen çağlara ait topluluklar; bu kaya sığınağını zaman zaman çok kısa süreli iskan yeri olarak kullanmışlardır. II ve III. Tabakalar: Bostancı tarafından yontma taş endüstrisi buluntularına dayanılarak Epipaleolitik Çağ'a tarihlenmektedir [Harmankaya-Tanındı 1996: Belbaşı].
Buluntular: Çanak Çömlek: I. tabakada bulunan ve Neolitik Çağ'a ait oldukları ileri sürülen çanak çömlekler kum katkılı kaba hamurlu; kırmızı-kahve yüzey renkli; kaba görünümlüdür. Çok azı yayınlanan parçalardan bu mal grubunun Beldibi/Kumbucağı kaya sığınağındaki Neolitik Çağ çanak çömleklerine benzediği ileri sürülmektedir. Profil veren bir ağız parçasından çıkarak biçimsel özelliklerini söylemek olanaksızdır. Mal grubu olarak Doğu Çatalhöyük'ün alt tabakalarındaki çanak çömlekleri hatırlattıkları da iddia edilmektedir. Yontma Taş: Üst seviyelerde çanak çömleklerin yanında ele geçen yontma taş alet ve artıklar; Belbaşı yayınlarında alt tabakalarda bulunanlarla beraber anlatılmıştır. Yerleşme katlarını belirten alet döküm tablosunda mikroburin gibi mikrolitler; delicilerin var olduğu; ancak bunların alttaki tabakalardaki Epipaleolitik kökenli alet endüstrilerinden farklı bir özellik göstermedikleri anlaşılmaktadır. Kemik/Boynuz: I. tabakada ayrıntılı bir bilgi verilmeden kemik aletlerin varlığından söz edilmektedir. Hayvan Kalıntıları: Yanmış hayvan kemiklerinden olasılıkla sığınakta; çevrede avlanan hayvanların pişirilmesi için ateş de yakıldığı anlaşılmaktadır. Kazıda bu olayı gösteren basit ocak yerlerinin ve kül ceplerinin var olup olmadığı da bildirilmemektedir.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Belbaşı; Antalya yöresinin Neolitik Çağı'nı açıklayıcı somut bilgiler veren yerlerden biri değildir. Olasılıkla burasının; Neolitik Çağ'da Beldibi/Kumbucağı gibi daha uzun müddet iskan edilmemesi; yeterli bulguların birikmemesine yol açmıştır. Bostancı; sığınağın ancak yaz aylarında; o da çok kısa süreli iskan edildiğini iddia etmektedir. ASPRO'da ise; GÖ 8.000-7.600 yılları arasına konulmuştur [Hours et al. 1994:78].


Liste'ye