©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Yenibademli Höyük

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Yenibademli Höyük
Türü:
Höyük
Rakım:
0 m
Bölge:
Marmara
İl:
Çanakkale
İlçe:
Gökçeada
Köy:
Yenibademli
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
İTÇ II

     


Yeri: Kuzey Ege Denizi'nde yer alan Gökçeada (İmroz) Gelibolu Yarımadası'nın batısında ve Çanakkale limanına 32 mil mesafede bulunmaktadır. Adanın kuzey kesiminde; Kaleköy yerleşmesinin yaklaşık 1.7 km güney-güneybatısında; Yenibademli Köyü'nün yaklaşık 1 km güneybatısında; günümüzde denizden 1.5 km uzaktadır [Hüryılmaz 2001:har.2]. Höyüğe merkezden Kaleköy'e giden asfalt yolla ulaşılmaktadır. Höyük; bu yoldan rahatlıkla görülmektedir.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Adanın merkezindeki yüksek tepelerden gelen küçük derelerle beslenen ve adanın en büyük akarsuyu olan ve höyükteki yerleşiklerin su ihtiyacını karşılamış olan Büyük Dere (İlissos Deresi) günümüzde höyüğün yakın batısından geçmektedir. Yapılan paleocoğrafya ve jeoarkeoloji araştırmaları sonucunda yerleşim yerinin; MÖ 3. binyılında büyük bir koyun bitiminde; güney-güneydoğu kıyısında olduğu [Hüryılmaz 2000:232] ve bu koyun yerleşimin batısı tarafından çok az daha içeri sokulduğu anlaşılmıştır. Yerleşmeye girişi sağlayan rampanın güneyinde günümüzden 3 m derinde ana kayaya rastlanmıştır. Dar olan bu koy zamanla derenin taşıdığı alüvyonla dolmuştur. Höyük günümüzde deniz seviyesinden 18 m; yanındaki düzlükten 5 m yükseklikte; 130x120 m uzunluğundadır. Kültür dolgusu 3-5 m kalınlığındadır.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: 1964 yılında N. Fıratlı tarafından haberdar edilen höyük; 1996 yılından beri H. Hüryılmaz yönetiminde kazılmaktadır. Kazı; ilk dört yılda tepenin batı; doğu ve güney kesiminde yapılmıştır [Hüryılmaz 2001:çiz.1]. 2005 yılında da H. Hüryılmaz yönetimindeki kazı çalışmalarının yanı sıra; arkeozooloji ve litoloji alanlarında da incelemelere devam edilmiştir [Hüryılmaz 2007:341].
Tabakalanma: Henüz ilk dört yıl çalışmalarına ait ön raporlar yayımlandığından genel tabakalanma kesin olarak belirtilmemektedir. Batı terasdaki E 9 açmasında 4 yapı katı; doğu terasdaki H 9-10 açmasında ise 5 yapı katı şimdilik ortaya çıkarılmıştır. Doğu ve batı açmalarını birleştirecek açmalar henüz açılmamıştır. 2001 yılı çalışmalarında da H 10 açmasının kuzeybatı kesiminde yoğunlaşılmış ve bu alanda İTÇ II'ye tarihlenen üç mimari tabaka tespit edilmiştir. MÖ 3. binyıl yerleşmeleri dışında; tepenin güney kesiminde MÖ 2. binyıl sonuna ait (Geç Miken Dönemi) yerleşiminin de olduğu bildirilmektedir. 1996-2013 yılları arasında yapılan çalışmalar sonucunda, höyükte üç kültür dönemi tespit edilmiştir. Bunlar yeniden eskiye doğru; 1- Rum asıllı vatandaşlarımızın kültürü, 2- Son Tunç Çağı, 3- İlk Tunç Çağı II (Ege kronolojisine göre) [Hüryılmaz-Yalçıklı 2015:335].
Buluntular: Mimari: 1999 yılı kazı mevsimine kadar; kazı başkanı tarafından Troya I yerleşimi ile çağdaş olduğu ileri sürülen yerleşimlere ait dörtgen planlı mekanlı yapıların duvarları ortaya çıkmıştır. Bu duvarlar taş temelli ve olasılıkla taş su basmanlı olup üstleri kerpiçtendir. Temeller; kısa ve bodur levha taşların muntazam bir şekilde çamur harçla dış ve iç yüzde birleştirilmesi ile oluşturulmuş; arasına ise küçük taşlar doldurulmuştur. Bazı yapıların duvarları belki büyük bir zelzele ile içe veya dışarı şevlenmiştir [Hüryılmaz 1998:362]. Bir yapının içinde kırmızı kil ile kaplanmış tabanlar gözlenmiştir. Yapı tavanları ahşap desteklerle desteklenmiştir. E 9 açmasının batı kesiminde bir sur (?) ortaya çıkarılmıştır. Doğu terastaki H 10 açmasında ise yoğun taş duvarlı mimariler görülmüştür [Hüryılmaz-Sevinç 1999:315]. Yapı planları açma boyutları geniş tutulamadığından dolayı tam anlaşılamamıştır. Hüryılmaz; bunların uzun evler olduğunu belirtmektedir [Hüryılmaz 2000:230-231]. 2001 yılı çalışmaları sonucunda; köşeleri dik açıyla bağlanan ve Ege'de alışılagelen uzun yapıların bulunduğu; yapı katları arasında malzeme ve inşa tekniği açısından herhangi bir değişikliğin olmadığı belirlenmiştir. Höyüğün kuzeydoğu kesimindeki açmalarda bulunan 0.80-1 m kalınlığındaki duvarın anıtsal bir yapıya ait olabilecegi önerilmiştir [Hüryılmaz 2003:99]. 2003 yılı çalışmalarında; İTÇ tabakalarının tespit edildiği H7 açmasında; ikisi anakaya üzerinde (1 ve 2 no'lu mekanlar); ikisi anakaya içinde (3 ve 4 no'lu mekanlar) olmak üzere dört yapı temeli ortaya çıkartılmıştır. H7 açmasında Çukur Kulübe olarak tanımlanan 3.6 m çapında bir mekanda tespit edilen 3 no'lu kavisli temelin 2002 yılında ortaya çıkartılan 4 no'lu temelin uzantısı olduğu anlaşılmıştır. 3 ve 4 no'lu temellerin kaldırılmasından sonra anakaya içinde 2 m derine inilmiştir ve dört evre saptanmıştır. Tepenin kuzeydoğu kesimindeki G8 açmasında dört; H9 açmasında üç mimari tabaka saptanmış ve İTÇ II'ye tarihlendirilmiştir [Hüryılmaz 2005:11-14]. 2004 yılı çalışmalarında G7; H10; G10 ve F10 açmalarında çalışılmıştır. G7 açmasında yaklaşık 6 m kalınlığında kültür dolgusu kazılmıştır. Burada yüzeyden anakayaya kadar İTÇ II. evreye ait 6 mimari tabaka tespit edilmiştir. Aynı açmada; önceki yıllarda H7 açmasında doğu yarısı çalışılmış olan Çukur Kulübe'nin batı yarısı açığa çıkartılmıştır. 3.65 m çapında ve tek mekanlı bir barınak olduğu tespit edilmiştir. Buluntular barınağın Troya I dönemi ile çağdaş olduğunu göstermektedir. H10 açmasındaki çalışmalarda İTÇ II'ye ait iki; G10 ve F10 açmalarında ise üç mimari tabaka belirlenmiştir [Hüryılmaz 2006:261-264]. 2005 yılı kazılarında tepe düzlüğünün en fazla tahrip edildiği kesime düşen F10 açmasında Troia I Dönemi ile çağdaş durumda olan yapı katları ile birçok arkeolojik veriye ulaşılmıştır. Dört yapı katına ait mimari kalıntıların saptandığı açmada; I. yapı katını temsil eden doğu-batı ve kuzeydoğu-güneybatı yönde inşa edilen iki yapı temeli; tahrip edilmiş olması nedeniyle mimari bütünlük sağlamamıştır. Bunlardan doğu-batı yönde inşa edilen temelin korunan uzunluğu 2.90 m; genişliği ise 1.10 m'dir. İç dolgusu ufak toplama taşlardan oluşturulan bu temelin iç ve dış yüzünde düzgün işlenmiş orta boyutlu taşlar kullanılmıştır. Kuzeydoğu-güneybatı yönde uzanan ikinci temel parçası 2.70 m uzunlukta; korunan genişliği ise 0.60 m'dir. Üst üste üç taş sırasının korunduğu bu temelin iç yüzünü meydana getiren taşlar dağınık durumda belirlenmiştir [Hüryılmaz 2007:342]. F10 açması içinde ikinci yapı katını ortaya koyan kalıntılar bir yapının köşesini belirlediği gibi; yanyana dizilmiş yapıların dar duvarına yaslandırılmış ufak bir bastionla da önem kazanmıştır. Açmanın kuzeydoğu köşesinde tespit edilen kuzeybatı-güneydoğu yöndeki temel kalıntısı (uzunluk 3.20 m; genişlik 0.60 m); 2004 yılında açığa çıkarılan kuzeydoğu-güneybatı yönde uzanan temelle birleşerek yapının köşesini belirlemiştir [Hüryılmaz 2007:342]. II. yapı katına ait bulunan diğer temellerden kuzeydoğu-güneybatı istikametinde olan temelin güneybatı ucunda tespit edilen 1.20 m'lik açıklık; kapı yerini düşündürmüştür. Anılan temele güneydoğu yönden yaslandırılan ve içi düzensiz taşlarla; dış yüzü düzgün işlenmiş ve iri yassı plaka taşlarıyla kaplanmış ufak bir bastionun temel kısmı açığa çıkarılmıştır [Hüryılmaz 2007:343]. IV. yapı katını temsil eden ve henüz mimari bütünlük oluşturmayan yapı kalıntısı batı kesit hizasında açığa çıkarılmıştır. Batı yöndeki uzantısı kesit içinde kalan bu temelin korunan uzunluğu 2.10 m; genişliği ise 0.80 m'dir. Üst yapı katlarına göre daha geniş tutulan bu temelin taş örgüsünde; derinliği 0.90 m'ye ulaşan ahşap dikme yuvasına rastlanmıştır. Bu yuva Yenibademli'de kerpiç duvarların ahşap dikmeyle güçlendirilmiş olduğunu belgeleyen ilk kanıt olması nedeniyle önem kazanmıştır. Söz konusu temelin taş örgüsü içinde ele geçirilen taştan yapılmış ve iki yan kenarı çentilmiş yassı şematik idol; önceki yıllarda da belirlendiği gibi; yapı temellerine inanç gereği idollerin konduğunu bir kez daha teyit eder niteliktedir [Hüryılmaz 2007.345]. Höyüğün doğu yönünde; H9 açmasında doğu tarafında bulunan üç yapı katına ait kalıntıların; Troia I Dönemi ile çağdaş olduğu anlaşılmıştır. I. yapı katına ait iki temel parçası; bir yapının köşesini belirlemiştir. Ancak dikdörtgen planlı yapının güney taraftaki uzun temelinin bugüne kadar tespit edilememiş olması; höyüğün bu kesiminde uzun yıllar sürdürülen tarımsal faaliyetler sonucu yok edilmesiyle açıklanabilmektedir [Hüryılmaz 2007:344-345]. II. yapı katının temellerinin ise I. yapı katının binalarının inşası sırasında büyük çapta tahrip edildiği anlaşılmıştır [Hüryılmaz 2007.345]. Kent dokusu hakkında daha doyurucu sonuçlar ortaya koyan II. yapı katına ait mimari kalıntıların; kuzeydoğu-güneybatı yönde uzanan üç yapıya ait oldukları belirlenmiştir. Yanyana sıralanan ve uzun duvarı ortak paylaşan bu dikdörtgen planlı yapılardan kuzeybatıdakinin içten genişliği 5.20 m'dir. Daha önceki kazılarda ortaya çıkarılan bölümleriyle içten uzunluğu 7.50 m'yi aşmaktadır [Hüryılmaz 2007:345]. Kuzeybatıdaki yapıya bitişik olmakla birlikte arka kısa kenarı daha batıya çekilmiş olan güneydeki yapının ölçülebilen boyutu 3.40x10.40 m'dir. Bu yapı ile kuzeydeki yapı birlikte değerlendirildiğinde bunları Ege'de İTÇ'de karakteristik olan ve "Dizi Evler" şeklinde tanımlanan yapılarla ilişkilendirmek mümkündür [Hüryılmaz 2007:346]. II. yapı katında tespit edilen üçüncü bir yapının boyutları ve planı anlaşılamamıştır [Hüryılmaz 2007:346]. Höyüğün kuzey kesiminde yer alan G8 açmasının batı tarafında Troia I Dönemi ile çağdaş iki yapı katının kalıntıları ve bir sokak tespit edilmiştir. I. yapı katına ait kalıntılar üç ayrı yapının temellerini oluşturmuştur. Bunlardan güneydoğuda yer alan birinci yapı; kuzeydoğu-güneybatı istikametinde inşa edilmiştir. İçinde toplama taşlarla oluşturulmuş bir ocak kalıntısı tespit edilmiştir. Aynı yapı katındaki ikinci yapının kalıntıları iki temel olarak ortaya konabilmiştir. Büyük bir bölümü kazılmadığından yapının planı henüz anlaşılamamıştır. 1. ve 2. yapı arasında kalan ve genişliği 1.60 m'yi aşmayan dar bir sokak belirlenmiştir. İki evreli olduğu anlaşılan bu sokağın geç evresinde ufak ve orta boyutlu taşlar kaplama olarak kullanılmış; erken evresinde ise iri taşlar tercih edilmiştir. Açmanın kuzey kesiminde yer alan üçüncü yapı ise apsidal planlıdır [Hüryılmaz 2007:348-349]. 2006 yılı kazı mevsiminde höyüğün tepe düzlüğünde olmak üzere üç açmada (H8; G8 ve G9) çalışılmıştır. Höyüğün kuzeydoğu kesiminde yer alan H8 açmasında; MÖ 3. binyılın ilk yarısına tarihlendirilen dört yapı katının kalıntıları belirlenmiştir. Yüzey toprağının hemen altında ulaşılan I. yapı katına ait kalıntılardan birinin bir kısmı açmanın kuzeybatı köşesinde; diğer kısmı ise güneybatı köşesine yakın tespit edilmiştir. Bunlar 2002 yılında yarısı ortaya konan kuzeydoğu-güneybatı yönde uzanan yapının kuzeydoğu köşesini belirlemektedir. Bu taş örgülü temel parçalarından kuzey-güney yönde uzanan kalıntının batısında açığa çıkarılan küçük ölçekteki temel; 2001 yılında tespit edilen bir başka yapının uzantısıdır. II. yapı katını belirleyen mimari kalıntıların bir bölümü açmanın kuzeyinde; diğer bölümü ise batı yönde tespit edilmiştir. Birbirinden bağımsız duran bu kalıntılardan kuzey taraftaki iki temel parçası; doğu-batı yönde inşa edilen bir yapıya aittir. III. yapı katını temsil eden kalıntılardan da düzgün bir plan elde edilememiş olmakla birlikte; bunların iki ayrı yapının öğeleri oldukları belirlenmiştir. Bunlardan kuzeyde yer alanın doğu ucu kaızlmayan alan içinde klamış; batı ucu ise büyük oranda tahribata uğramıştır. Kuzey-güney yönünde inşa edilen ikinci temel parçası bu açmada daha iyi korunmasına rağmen; bunun güney yöndeki uzantısı 2001 yılı çalışmaları sırasında bulunamamıştır. Açmanın doğu kesiti hizasında açığa çıkarılan IV. yapı katına ait bir temel parçası ve bunun güney yönüne dayandırılan bir tahıl küpünün alt yarısı dar bir alanda araştırılmıştır. Açma içinde mimari bütünlük sergilemeyen yapı temelinin doğu ucu kesit içinde; batı ucu ise III. yapı katına ait temellerden birinin altında kalmıştır [Hüryılmaz 2008:430-432]. Tepe düzlüğünün kuzeybatı kesiminde yer alan G8 açmasında; Troia I dönemi ile çağdaş dört yapı katının mimari kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. I. yapı katının kalıntıları; kuzeydoğu-güneybatı yönde uzanan; ufak taşlarla döşeli ve höyüğün merkezine doğru yönlendirilen sokağın batı tarafında yer almaktadır. Yüzey toprağının hemen altından başlayan bu kalıntılar; iki ayrı yapıya aittir. Dar yönleri sokağa bakan bu yapılar; arazinin konumu göz önünde bulundurularak kuzeybatı-güneydoğu yönünde inşa edilmiştir. II. yapı katını belirleyen mimari kalıntılar ise daha sınırlı olup kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan tek bir yapıya aittir. Bu yapının girişinin güneybatı yönünde olduğu; kapı boşluğundan ve söve taşından anlaşılmıştır. Yön itibariyle I. kattaki yapılardan farklı görünen söz konusu yapı; höyüğün kuzeybatı kesiminde yapıların düzeninde değişikliğe gidildiğinin ipuçlarını vermektedir. III. yapı katında tespit edilen kalıntılar; kuzeydoğu-güneybatı yönde inşa edilen bir yapının temelleriyle sınırlı kalmıştır. Bu yapının batı yönündeki temeli hem kuzeybatıya doğru eğim yapmış; hem de belli bir bölümü tahribata uğramıştır. Girişi ve boyutları henüz belirlenemeyen yapının temel yüksekliği 0.80 m'ye kadar yaklaşmaktadır. IV. yapı katında ortaya konan kavisli inşa edilmiş mimari kalıntının ise ne tür bir yapıya ait olduğu henüz anlaşılamamıştır. Bir ucu kuzey kesit içinde devam eden; diğer ucu güneydoğuya yönelen duvarın anlaşılabilmesi için; kazı alanının kuzeye doğru genişletilmesi gerekmektedir [Hüryılmaz 2008:432-433]. 2006 yılında çalışılan son açma olan G9 açması; höyüğün merkezi kesimine yakın bir konumdadır. Burada da İTÇ'nin ilk yarısına (Troia I ile çağdaş) tarihlendirilen beş yapı katının kalıntıları açığa çıkarılmıştır. I. yapı katına verilen ve açmanın kuzeybatı köşesinde tespit edilen kalıntı 2001 yılında G8 açmasında ortaya konan ve höyüğün merkezine doğru yönlendirilen bir yapının uzun duvarına aittir. Aynı yapının diğer kalıntıları ise açmanın güney yarısında tespit edilmiştir. Bunlar üç ayrı mekanı sınırlandırmaktadır. Bu mekanlardan kuzeyde bulunanın güneybatı köşesi doksan derecelik bir açı oluşturmasına karşın; güneydoğu köşe dar açı halinde kalmıştır. Bunun nedeni; yapının yer aldığı arazinin topografik özelliğine ve kod farkına bağlanabilmektedir. II. yapı katında ortaya konan kalıntıların bir bölümü; açmanın kuzey yarısında yer almaktadır. Korunduğu kadarıyla; doğu kesite yakın bir yapının köşesini belirleyen iki temel parçası dik açıyla birbirine bağlanmıştır. Yine bu yapı katına ait bir diğer temel parçası ise açmanın güneydoğu köşesinde saptanmıştır. Kısmen I. kata ait bir temelin altnda kalan bu kalıntı; kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanmaktadır. Dar bir alanda araştırılan III. yapı katına ait kalıntılar; açmanın kuzey yarısında tespit edilmiştir. Küçük bir temel parçasıyla temsil edilen Iv. yapı katının mimari kalıntısına açmanın kuzeydoğu köşesinde ulaşılmıştır. Kuzey-güney yönündeki bu kalıntının güney ucu henüz derine inilemeyen alanda kalmıştır. Açmanın kuzey kesiminde üçgen bir alanda araştırılan V. yapı katının kalıntısı 0.90 m yüksekliğe kadar korunmuştur [Hüryılmaz 2008:434-435]. 2007 yılı kazılarında Yenibademli'ye girişi sağlayan taş döşemeli rampanın kuzeyinde yer alan F10 açmasının doğu bölümünde İTÇ II dönemine tarihlenen dört yapı katının mimari kalıntıları tespit edilmiştir. Yüzeye çok yakın olmaları sebebiyle I. yapı katının büyük ölçekte tahribat gören kalıntıları, mimari bir bütünlük sergilememektedir. II. yapı katında ortaya çıkarılan yapı temeli ile 2005 yılında bulunan temelin bir bölümünün birlikte kuzeybatı-güneydoğu yönde inşa eidlmiş bir yapıya ait olduklarını göstermektedir. III. yapı katında beş temel kalıntısı açığa çıkarılmıştır. IV. yapı katını belirleyen kalıntının büyük boyutlu bir yapıya ait olduğu düşünülmektedir. G9 plan karesindeki açmada tespit edilen mimari kalıntılar, Troia I dönemine tarihlendirilmiştir. Buradaki beş ayrı yapı katının birincisinde kuzeydoğu-güneybatı yönünde inşa edilen dikdörtgen planlı bir yapı, bu yapıya ait in situ söve taşı, dikdörtgen planlı bir yapıya ait uzun ve ara bölme duvarına ait iki temel parçası, II. yapı katında trapez biçimli bir yapının batı ve güney yönüne ait temelleri, kuzeybatı-güneydoğu yönünde konumlanan bir yapının iki uzun ve bir ara bölme duvarının taş örgülü temelleri ile V. yapı katına ait taş örgülü bir yapının kuzeybatı köşesi belirlenmiştir. Bu açmada III. ve IV. yapı katlarına ait mimari kalıntılara rastlanmamış, bunların sadece dolguları belirlenmiştir. G10 plan karesindeki açmada üç mimari kalıntı etspit edilmiştir. İTÇ II dönemine tarihlendirilen bu kalıntılar, II. yapı katına aittir [Hüryılmaz 2009:242-247]. 2008 yılında höyüğün kuzey kesiminin orta bölümünde yer alan G8 açmasında yüzey toprağının hemen altında I. yapı katına ait iki ayrı yapının taş örgülü temelleri ortaya çıkarılmıştır. İTÇ II dönemine tarihlendirilen bu kalıntılardan doğuda olanı 6.50 m uzunluğunda ve kuzeybatı-güneydoğu doğrultudadır. Yapı temelinde belirlenen yanal kayma çok şiddetli olmayan bir deprem olayına bağlanabilmektedir. İkinci yapının temel kalıntıları açmanın batı yarısında saptanmıştır. Kalıntıların biri yapının uzun duvarını diğeri ara bölme duvarını belirlemektedir. Önceki yıllarda açığa çıkaırlan güney bölümüyle birlikte uzunluğu 11 m'ye ulaşan bu yapının girişi kuzeybatıda olmalıdır. G8 açmasında II. ve III. katların dolgularında mimari kalıntılar tespit edilmemiştir. Açmanın batı yarısında iki ayrı yapıya işaret eden kimi kalıntılar IV. yapı katına aittir. İTÇ II dönemine tarihlendirilen bu kalıntılardan batı kesit yanındakiler, iki parçadan oluşmakta ve birbirine dik açıyla bağlanmaktadır [Hüryılmaz 2010:232-234]. Höyüğün merkezi kısmında yer alan G9 açmasında İTÇ II dönemine ait üç yapı katının mimari kalıntıları ve buluntu toplulukları açığa çıkarılmıştır. Bu yapı katlarından ilki tepe düzlüğünün kuzeybatı kesiminde temel taşları korunan ve ada halkı tarafından manastır olarak adlandırılan şapelin doğu yönündeki enkazının altında tespit edilmiştir. Bu kata karışıklığa neden olmaması için "Yenibademli I Öncesi" adı verilmiştir. Böylece yapı katlarının sayısı 8'e çıkmıştır. Bir yangından sonra inşa edilen katın mimari kalıntıları tam bir plan ortaya koyamasa da yapı malzemesi ve inşa tekniği bakımından alt katların geleneğini sürdürmektedir. Taş örgülü iki temel parçasından oluşan bu yeni katın mimari kalıntıları yapının kuzeybatı-güneydoğu yönde tasarlandığını düşündürmektedir. Söz konusu yapı katının altında Yenibademli'nin I. yapı katına verilen diğer kalıntılara ulaşılmıştır. Açmanın kuzey yarısında I. yapı katını belirleyen mimari kalıntılar üç ayrı yapıya işaret etmektedir. Bunlardan ikisi kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan taş döşemeli bir sokağın iki yönünde, üçüncüsü ise Yenibademli I öncesinin kalıntıları altına denk düşmektedir. Sokağın batı yönünde konumlanan birinci yapının dar yönü sokağa paraleldir ve kuzeyindeki yapıyla birlikte bir yapı bloğu oluşturmaktadır. Sokağın doğu yönüne inşa edilen yapı dikdörtgen planlı olup uzun yönü sokağa paraleldir. Açmanın kuzey yarısında saptanan üçüncü yapıya ait taş örgülü temel kalıntıları yapının kuzeybatı-güneydoğu yönde olduğunu düşündürmektedir. G9 açmasının güney yarısında tespit edilen dört yapı temeli 2004 yılında G10 açmasında açığa çıkarılan yapı temellerinin uzantılarıdır. Aynı açmada Yenibademli!nin II. yapı katını temsile den mimari kalıntıların bir bölümü açmanın orta kısmında, diğer bölümü de güney yarısında saptanmıştır. Orta kısımda yer alan kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu yapı temeli diğer yapılarla bağlantılı değildir. Açmanın güneydoğu köşesinde tespit edilen diğer yapı temelleri, 2007 yılında kazılan G9 açmasındaki kuzeybatı-güneydoğu yönde uzanan ve yangın geçrien büyük yapının giriş tarafındaki temellere aittir. Açmanın doğu yönünde bulunan iki temel parçasından kuzeydeki, yapının uzun duvarına aittir. Aynı yapının giriş yönündeki kısa duvarı ve bu duvarda yer alan 1.10 m genişliğindeki kapı açıklığı da tespit edilmiştir. Kapıya ait söve taşı ana mekanın içinde in situ bulunmuştur. Büyük yapının güneydeki uzun duvarına dik açıyla bağlanan ve kapı açıklığının da belirlenmesini sağlayan diğer kalıntılar, arka kısmı trapez şeklinde olan ve 2007 yılında G9 açmasında açığa çıkarılan ikinci büyük yapının ön kısmını oluşturmaktadır. Bu yapının da güneyinde, önceki yıllarda açığa çıkaırlan diğer iki yapı göz önüne alındığında, yerleşimin bu kesiminde uzun duvarları ortak kullanılan yapı grubunun höyük merkezine doğru yönlendirildiği anlaşılmaktadır [Hüryılmaz 2010:234-237]. 2008 yılında kazılmaya başlanan ve 2009 yılında batı yönüne doğru genişletilen G8 açmasında İTÇ II dönemine ait mimari kalıntılara rastlanmıştır. Höyüğün bu kesiminde yer alan yapıların kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanmış olabilecekleri yönünde ip uçları elde edilmiştir. İTÇ II dönemine ait dört yapı katından 1. katı belirleyen bir yapının uzun duvarı ve bunun doğu yüzüne bitişik olan ahşap dikmeye ait destek taşları ortaya konabilmiştir. Açmanın kuzey profili hizasında saptanan ve doğu yönüne doğru kaydığı anlaşılan duvar kalıntısı, II. yapı katının belirlenmesini sağlamıştır. Açmanın kuzey profilinden başlayarak güneydoğu istikametine yönelen III. yapı katının duvarı ise 1.45 m yüksekliğe kadar korunmuştur. Bu duvarın üst taş sırasının dikey akstan 1.25 m doğu yöne kaymış olması güney bölümündeki örgüsünde oluşan aralanma ve en alttaki temel taşlarının açıkta kalması deprem olgusunu çağrıştırmaktadır [Hüryılmaz 2011.128-129]. G9 açmasında 2009 yılında yapılan çalışmalarda Yenibademli I öncesine tarihlenen yapının kuzeydoğu-güneybatı yönünde inşa edildiği ve girişinin güney dar duvarda olduğu anlaşılmıştır. Yapının altında olan ve hemen hemen aynı yönde inşa edilen I. katın binası ise yangına maruz kalmıştır. Bu yapının kuzey yönündeki dar duvarının altında kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan ve Yenibademli ile Troia I yerleşmesi arasında genetik bağların varlığına tanıklık eden balık kılçığı tarzında örülmüş bir duvar açığa çıkarılmıştır [Hüryılmaz 2011:130-131]. F9 açmasında İTÇ II dönemine tarihlenen iki yapının planları 2009 yılında belirginleşmiştir. Kuzeybatı-güneydoğu yönünde inşa edilen bu yapıların tabanları sıkıştırılmış kildir. Kuzeydoğudaki yapının girişi kuzeybatı yöndedir. Tek mekanlı ve dikdörtgen planlıdır. Ağız kısmı kuzeydoğuya dönük bir fırına sahiptir. Kuzeydeki yapıya göre iç genişliği daha dar olan güneydeki yapının girişi güneydoğu yönündedir. Konut olarak kullanılan her iki yapının arasındaki duvarda bir geçiş bulunmamaktadır [Hüryılmaz 2011:131-132]. 2010 yılında çalışmalar G8, F8, F9 ve F9-batı açmalarında sürdürülmüştür. G8 açmasının doğu tarafında yer alan ve dikey aksından 1.30 m doğu yöne ötelenen duvarın açığa çıkarılan kuzey yönündeki uzantısının taş örgüsünde tespit edilen aralanma, kayma ve son sıraları oluşturan taşların devrilmiş olarak kuzey teras yönünde bulunması ve istilaya tanıklık edecek buluntulara rastlanmamış olması, duvardaki kayma ve tahribatın depremle ilişkilendirilmesine olanak sağlamıştır. Elde edilen bir diğer sonuç ise tepe düzlüğünün kuzeybatı yönünde savunma surunun belirlenmemiş olmasıdır. Önceki yıllarda bu düzlüğün kuzeydoğu açmalarında da sura ait kalıntıların tespit edilmemiş olması, yerleşimin kuzey yönünün denize ve kuzey rüzgarlarına açık bırakıldığını göstermiştir. F8 açmasında İTÇ II dönemine tarihlendirilen üç yapı katının mimari kalıntılarına ulaşılmıştır. I. yapı katını belirleyen kalıntılar, aynı yönde bitişik inşa edilen iki farklı yapının tanımlanmasını sağlamıştır. Bunlardan kuzeydoğudaki ilk yapının taş örgülü temelleri, kuzeybatı-güneydoğu yönde uzanan yapının 15 m uzunlukta ve 5.40 m genişlikte olduğunu göstermiştir. Birinci yapının güneybatı yönündeki uzun duvarına bitişik inşa edilen ikinci yapının, sadece bir uzun duvarına ve yapı içinde yer aldığı öngörülen ahşap dikmeleri destekleyen taş kümelerine ulaşılmıştır. Açmanın güney yarısında tespit edilen kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu bir yapı temeli ve ahşap dikmeye kaide oluşturan küme hâlindeki taşlar II. yapı katına, açmanın kuzeybatı yönünde mimarî bütünlük sağlayan ve bir yapının köşesini belirleyen kalıntılar ise, III. yapı katına aittir. F9 açmasında geç döneme işaret eden bir şapel kalıntısı ve şapelin doğu ve güney yönünde İTÇ II dönemine ait kalıntılara ulaşılmıştır. Anılan mimari kalıntıların batı yönünde ve bir kat altta tespit edilen kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan bir diğer yapı temeli ise, başka bir yapının varlığına işaret etmiştir. Aynı alanda bir sonraki yapı katına inildiğinde, planı henüz belirlenemeyen bir yapının köşesine ulaşılmıştır. Söz konusu yapı katını izleyen bir sonraki katta ise, sadece kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan bir mimari kalıntıya rastlanmıştır. F9-batı açmasında İTÇ II dönemine tarihlendirilen iki yapının kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Girişleri güneydoğu yönünde bulunan bu yapılardan, kuzeydoğudaki iki mekanlıdır. Küçük mekan trapez, büyük mekan ise dikdörtgen şeklindedir. Birinci yapının güneybatısında yer alan ikinci yapı da, iki mekanlı olarak tasarlanmıştır. Bunun arkasındaki küçük mekanı dar bir hücre görünümünde, büyük mekanı ise dikdörtgen planlıdır [Hüryılmaz 2012:2-9]. 2011 yılında G8 açmasında 6 numaralı duvarın temel düzleminin altına inildiğinde, açma içinde mimari bütünlük sergilemeyen 1 numaralı yapı temeli tespit edilmiştir. Kuzeybatı-güneydoğu yönde gelişen bu temel parçasının 2.20 m'lik bölümü açığa çıkarılmıştır. Troia I dönemi ile çağdaş el yapımı kap parçaları, ip delikli tutamaklı minyatür çömlek, kil kanca parçaları, kemik bız ve mablak, şematik taş idol, bileği taşı, çakmaktaşı dilgiler, perdah taşı ve alt öğütme taşları ele geçirilmiştir. 1 numaralı yapı temeli ile ilişkili dolgunun altına inildiğinde, açmanın kuzeybatı köşesinde sadece güney yüzü görülebilen ve iki yöndeki uzantıları kesitler içinde kalan 2 numaralı temel parçası saptanmıştır. 2 numaralı temel parçasının güneye doğru yayılan dolgusunun kaldırılmasından sonra, alanın kuzey yönünde uzantıları kesitler içinde kalan kuzeydoğu-güneybatı istikametinde inşa edilen iki yapı temeline (No. 3 ve 4) ulaşılmıştır. F8 açamasında 9 numaralı yapı temelinin en alt seviyesine ulaşılmıştır. Batı kesitinde toplam uzunluğu 5 m'yi bulan ve korunan yüksekliği 0.65 m olan bu yapı temelinin, güney yönündeki 1.30 m'lik bölümünün 0.25 m'lik eğim yaptığı belirlenmiştir. Açmanın güneydoğu dörtlüğünde, İTÇ II'ye tarihlendirilen üç farklı yapıya ait dört mimari kalıntı tespit edilmiştir. Bunlardan ilk yapıya ait 2 numaralı kuzeydoğu-güneybatı doğrultuda uzanan kalıntının, güneybatı köşedeki 3 numaralı kuzeybatı-güneydoğu istikametinde örülen yapı temeliyle bütünleştiği ve yapının bir köşesini belirlediği anlaşılmıştır. Doğu-batı yönde uzanan G8/G9 açmaları arasındaki kontrol sette 1.38 m derine inilmiş ve üç yapı katının mimari kalıntıları belgelendirilmiştir. I. yapı katını, 2010 yılında F8 açmasında açığa çıkarılan kuzeybatı-güneydoğu yönde uzanan 3 ve 4 numaralı yapı temellerinin uzantıları ve kontrol setin doğu yönünde kalan sokağın kenarındaki yapının bir bölümü ve ahşap dikmeyi destekleyen taş kümesi temsil etmiştir. Bu katın kültür dolgusunda alt ve üst öğütme taşları, ezgi taşı ve kemik deliciler bulunmuştur. II. yapı katını belirleyen farklı yönlerdeki 1 ve 4 numaralı kalıntılar, kuzeybatı-güneydoğu yönde inşa edilen yapının bölümleri olup aralarında kalan dolguda havan eli ve üst öğütme taşı ele geçirilmiştir. F9 açmasındaki şapelin doğu yönünde, İTÇ II'ye ait mimari kalıntılar açığa çıkarılmıştır. F9 açmasının güneydoğu yönündeki kuzey-güney doğrultulu kontrol setteki mimari kalıntılardan da, önemli bilgiler sağlanmıştır. Girişi kuzeybatı tarafta bulunan bir yapının (içten ölçüsü 4.75 x 7.75 m), uzun ve arka kapalı duvarına temel oluşturan bölümler açığa çıkartılarak, kuzeybatı-güneydoğu yönde inşa edilen yapının planı tamamlanmıştır. Bu yapının kontrol set bölümünde kalan iç dolgusunda mutfak kaplarına ait parçalardan başka, ağırşak ve üst öğütme taşı ele geçirilmiştir. Yangın geçirmiş bir düzlemin üzerine inşa edilen söz konusu yapının kuzey yönünde, bir alt tabakaya ait ikinci yapının dik açıyla birleşen temel örgülerine ulaşılmıştır. İkinci yapının kuzey yönündeki temelinin kısmen altında kalan kuzeybatı-güneydoğu yönde inşa edilen zayıf konstrüksiyonlu üçüncü yapının da, küçük bir bölümü tespit edilmiştir. Üçüncü yapının kuzey yönündeki temeline paralel inşa edilen ve güneybatı yöne doğru eğim yaptığı saptanan dördüncü yapının taş örgülü kalıntısının, 1.75 m'lik bölümü 2011 yılında ortaya konabilmiştir. F9 açmasının güney yönündeki doğu-batı doğrultuda uzanan kontrol sette yürütülen kazılar sırasında, İTÇ II'ye tarihlendirilen beş ayrı yapının bölümleri açığa çıkarılmıştır. F9-batı açmasında İTÇ II dönemine tarihlendirilen kalıntıların uzantılarına ulaşılmış ve bunların aynı yönde uzanan ve yangın geçiren bir düzlemin üstünde yükselen iki farklı yapıya ait oldukları anlaşılmıştır. F9-batı açmasının güney yönünde kalan doğu-batı doğrultudaki kontrol sette tespit edilen mimari kalıntıların tümü, İTÇ II'de kuzeybatı-güneydoğu yönde inşa edilen yapılara aittir [Hüryılmaz 2013:169-175]. 2012 yılında daha önceki yıllarda kazılmaya başlanan dört açmada (G8, F9/F10 ve G9) çalışmalar sürdürülmüştür. Tepe düzlüğünün kuzeybatısında yer alan G8 açmasında İTÇ II'ye tarihlendirilen iki yapı katına ait yapı temelleri tespit edilmiştir. Üstte olan 1 numaralı yapı temeli kuzey-doğu-güneybatı yönünde uzanmaktadır. 2.60 m'lik bir kısmı korunagelmiştir. Yüksekliği ise 0.50 m'dir. Temel, doğu ve batı kesitlerinin içine doğru devam etmektedir. Bunun altında yer alan 2 numaralı yapı temeli kuzey-güney yönünde uzanmaktadır. 1.10 m'lik bir bölümü açığa çıkarılabilmiştir. 0.45 m yükseklikte korunagelen temel kalıntısı kuzey terasa ulaşmadan sona ermektedir. 2 numaralı yapı temelinin altında 0.20-0.35 m kalınlıkta bir yangın düzlemi saptanmıştır. Bu düzlemin yaklaşık olarak 0.15 m altında ana kayaya ulaşılmıştır. Tepe düzlüğünün en yüksek kesiminde yer alan F9/G9 açmasında İTÇ II'ye tarihlenen kültür dolgusunda dört yapı katına ait on yapı temeli ortaya çıkarılmıştır. I. yapı katında bulunan 1 ve 2 numaralı temel kalıntıları, kuzeydoğu-güneybatı yönünde inşa edilmiştir. Kalıntıların toplam uzunluğu 5.80 m'dir. Bu kalıntıların batısında bir fırın açığa çıkarılmıştır. Fırının tabanı yassı taşlarla döşenmiş ve üzeri sıvanmıştır. II. yapı katının dolgusunda beş temel parçası tespit edilmiştir. Bu kalıntılar açmada bulunan iki yapıya aittir. Kuzeyde açığa çıkarılan yapının uzunluğu 7.80 m, iç genişliği ise 3.60 m'dir. III. yapı katının dolgusunda 0.65 m yüksekliğinde başka bir temel kalıntısı daha bulunmuştur. Yapı kalıntısının doğu ucunda 1 m'lik bir kapı boşluğu vardır. IV. yapı katında ise iki yapıya ait temel kalıntıları bulunmuştur. Kuzeydeki yapı temeli kerpiç bir düzlemin üzerine oturtulmuştur. Açmanın güney yarısında açığa çıkarılan ikinci yapının temel kalıntıları kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanmaktadır. Bu yapının planı henüz netlik kazanmamıştır. Yapının kuzeydoğusunda taş kaplı bir döşeme bulunmuştur. Tepe düzlüğünün güneybatısındaki F9/F10 açmasında İTÇ II'ye ait beş yapı katı tanımlanmıştır. I. yapı katının 1 nolu temeli uzun duvara aittir ve 4.90 m'lik bir kısmı ortaya çıkarılabilmiştir. Temel, kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanmaktadır. Yapının tek mekanlı olduğu düşünülmektedir. II. yapı katında açığa çıkarılan 2 ve 6 nolu temel kalıntıları birbirlerinden bağımsızlardır ve farklı yönlerde inşa edilmişlerdir. Bu kalıntıların planları henüz netlik kazanmamıştır. III. yapı katındaki 3, 4, 5 ve 7 nolu mimari kalıntılar, bu alandaki yapıların büyük oranda tahrip olduğunu göstermektedir. IV. yapı katında da benzer bir durum söz konusudur. Açmanın ortasında tespit edilen V. yapı katında iki temel kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. Bu temel kalıntıları muhtemelen iki farklı yapıya aittir. Tepe düzlüğünün orta kısmındaki G9 açmasında İTÇ II'ye tarihlenen üç yeni yapı katının kalıntıları açığa çıkarılmıştır. Açmanın kuzeyindeki I. yapı katının 1 nolu yapı temelinin 4.40 m'lik bölümü açığa çıkarılmıştır. Temel, kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanmaktadır ve 0.20 m'lik bir kerpiç dolgunun üzerine oturmaktadır. II. yapı katına ait 2 nolu mimari kalıntı, temelleri daha geniş bir yapıya işaret etmektedir. Büyük bir yangının ardından inşa edilen yapıya ait bu temel kalıntısı 0.60 m yükseklikte korunagelmiştir. II. yapı katının altında yaklaşık 0.50 m kalınlığında bir yangın düzlemi tespit edilmiştir. Yangın dolgusunun altında kalan III. yapı katında, 3 nolu temel kalıntısına ulaşılmıştır [Hüryılmaz 2014:16-21]. 2013 yılında, tepe düzlüğünde, F/G 10 ve G 9/10 açmaları arasında kalan iki alanda ve üç açmada (G 9, F 10 ve G 10) kazılar gerçekleştirilmiştir. F 10 ve G 10 açmaları arasında kalan alanda yapılan kazılarda, bu açmalarda ortaya çıkarılan mimari kalıntıları uzantıları bulunmuştur. I. yapı katına ait kalıntıların, doğu ve batı yöndeki yapılara ait temel uzantıları oldukları anlaşılmıştır. Kalıntılar arasında bulunan el yapımı, şevron bezemeli kapak parçası, kalıntının İTÇ II'ye ait olduğunu göstermektedir. G 9 ve G 10 açmaları arasında kalan alanda yapılan çalışmalar sonucu altı temel parçası açığa çıkarılmıştır. Batıda yer alan ve I. yapı katına ait 1 ve 2 no'lu temel parçaları, İTÇ II'ye ait iki ayrı yapının varlığına işaret etmektedir. 5 no'lu temel parçası, II. yapı katına aittir. G 9 açmasında ortaya çıkarılan yapı temelinin uzantısıdır. 3 ve 4 no'lu temel parçaları ise III. yapı katına aittir. 6 nolu kalıntı, kuzeybatıda bulunan dikdörtgen planlı yapının uzun duvarının bir bölümünü oluşturmaktadır. G 9 açmasında, 2012 yılında açığa çıkaırlan İTÇ II'ye ait yapı temeline ek olarak, kuzeybatı uçta ikinci bir temele rastlanmıştır. Birbirine bağlanan bu kalıntılar megaron planlı bir yapıya benzemektedir. Ancak kalıntılar megaron olmayacak kadar küçük boyutludur. F 10 açmasında, İTÇ II'ye ait dört yapı katının kalıntılarına ulaşılmıştır. F 10 açmasında ortaya çıkarılan mimari kalıntılar, dört yapı katı arasında bir hiatus olmadığına işaret etmektedir. G 10 açmasında ise İTÇ II'nin III. yapı katına ait bir temel bulunmuştur. Bu kalıntı, önceki yıllarda G 10 açmasında ortaya çıkarılan dikdörtgen planlı bir yapıya aittir [Hüryılmaz-Yalçıklı 2015:337-342]. 2014 yılı çalışmalarında, önceki yıllarda F9 açmasında açığa çıkartılan trapez biçimli yapının iç dolgusunun altında kalan V. yapı katının mimari kalıntıları arasındaki boşlukta, yeni yapı katı aranması ve anakayaya ulaşılması amacıyla 2.72 m kalınlıkta kültür dolgusu kazılmıştır. Dolgunun üst düzleminde tespit edilen dağınık durumdaki ufak taşların mimari bütünlük oluşturmadığı gözlenmiştir. Aynı alanda derinleşme çalışmaları sırasında iki yangın seviyesine ve altta yeni bir yapı katına işaret eden kalıntılara ulaşılmıştır. 2014 yılında G9 açmasında yürütülen çalışmalarda, 2013 yılında, açmanın kuzeyinde ortaya çıkarılan ve kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan temelin devamı aranmıştır. G9 açmasında III. yapı katını temsil eden ve açmanın doğu profiline kadar uzanmadığı anlaşılan söz konusu taş örgülü temel parçası, kazılan alanın doğu yarısındaki kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu mimari kalıntı ile birleşmektedir. Farklı yönlerde inşa edilen ve köşe oluşturan bu mimarlık kalıntıları, dikdörtgen biçimli bir mekanı iki yönden sınırlandırmaktadır. İnşa edildikleri düzlem itibariyle aynı tabakaya işaret eden açma içindeki tüm kalıntılar, içten genişliği 3.40 m olan yapının kuzeydoğu-güneybatı yönde tasarlandığını ve iki mekanlı olduğunu düşündürmektedir [Hüryılmaz 2016:84-86]. 2015 yılı çalışmalarında H 10 ve G 10 açmalarında mimari kalıntılar çalışılmıştır. Önceki yıllarda H 10 açmasında açığa çıkarılan ve İTÇ II'ye tarihlenen konut amaçlı yapıda çalışmalar devam etmiştir. Dikdörtgen planlı olan, köşeleri dik açıyla bağlanan ve girişi kuzeybatı yönünde yer alan bu yapının güneydeki diğer üç yapı ile bir bütünlük oluşturduğu görülmüştür. Konut işlevli yapıların tümüne bakıldığında girişleri belirleyen kapı boşluklarının dönüşümlü olarak yer değiştirdiği ve bu boşlukların her zaman orta eksende olmadığı tespit edilmiştir. Açmanın güney bölümünde pithos magazini olarak tanımlanan yapının temellerinin belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmalarda arka kapalı duvarı belirleyen temele ulaşılmıştır. Kuzeybatı-güneydoğu yönünde ve İTÇ II döneminde kullanılan yapının yangın geçirdiği ve onarım gördüğü tespit edilmiştir. Bu yapının kuzeybatı-güneydoğu yönünde gelişen uzun temelin, dış yüzüne bağlanan ufak bir temel parçası pithos magazinin bağımsız yapı olmadığını ve kuzeydeki diğer yapılarla ilişkilendirileceğini düşündürmektedir. G 10 kuzey açmasındaki çalışmalarda ise; batı yönünde V. yapı katına ulaşıldığında üzerinde kül ve kömür taneciklerinin korunduğu bir fırın tabanı tespit edilmiştir. Doğu ve güney yönü iki sıra taşla çevrelenen fırının düzleminde ele geçirilen kemik aletler, taş disk, ezgi taşı ve testi Yenibademli'nin İTÇ II envanterine yabancı olmayıp en yakın benzerleri mavi Poliochni geç evresi ve Thermi ada yerleşmelerinden bilinmektedir. G 10 güney üçüncü açmasında ilk defa kazı yapılmıştır. Radyal plan şemasına benzerlik gösteren yapı grubunun planının ve bu yapının güneyinde yer alan kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu taş döşemeli yolun uzantısının tespit edilmesi hedeflenmiştir. Yapının doğu odasının eşik taşı; yapının kısa kenarında, kuzeydeki uzun duvara yakın bir noktadadır. İTÇ II'ye tarihlenen yapının üst örtüsünü alttan destekleyen ahşap dikmeye kaide oluşturan taş kümesi odanın içinde ve güney yöndedir [Hüryılmaz 2017:77-79]. Çanak Çömlek: Troya I kültürüne ait tümü el yapımı siyah ve kahverengi açkılı maldan içe çekik ağız kenarlı çanaklar; tünel kulplu çanaklar; ağız kısımları düz kesilmiş çömlekler; üç ayaklı çömlekler; kapaklar; gaga ağızlı testiler [Hüryılmaz 2001:res.3-4] vardır. Parçaların bazıları bezemelidir. 2005 yılı kazılarında F10 açmasında bulunan ve dar açıyla birbirine bağlanan temeller arasında kalan dolguda Troia'nın A6 tipinde üretilen çanaklarıyla benzerlik gösteren siyah astarlı; kazıma bezekli çanak parçaları; Emporio'nun ve Thermi'nin İTÇ'ye tarihlendirilen zikzak kazıma bezekli kulp parçalarının benzeri ve yerel bezeme anlayışını sergileyen karın ve dip kısmı farklı motiflerle süslenmiş testi parçası ele geçirilmiştir [Hüryılmaz 2007:342]. II. yapı katında basık küre gövdeli el yapımı testiler ile karşılaşılmıştır. Bu örnekler kahverengi ve siyah astarlı olup; yüzeyleri parlak perdahlıdır. Kulpu yuvarlak kesitli olan testilerden birinin karın kısmı; kabartma ters "V" harfi biçiminde bezenmiştir [Hüryılmaz 2007:343]. II. yapının dolgusunda ağız kenarının dışı kabartma dalga bezekli çanak parçası ele geçirilmiştir [Hüryılmaz 2007:344]. III. yapı katının kazılan bölümünde el yapımı kap parçaları bulunmuştur [Hüryılmaz 2007:345]. H9 açmasında I. yapı katının dolgusunda kahverengi hamurlu; perdahlı yüzeyli; el yapımı testiden başka; tümlenemeyen kap parçaları da bulunmuştur [Hüryılmaz 2007:345]. III. yapı katında; kuzeybatıdaki dikdörtgen yapının içinde; tahıl depolamada kullanılan iki adet iri küpün alt yarıları bulunmuştur. İçleri önceden boşaltılan bu küplerden başka; Troia kap tipolojisinden bilinen D9 tipinde taç biçimli bir kapak ve üzerinde kazıma şevron motifinin yer aldığı bir çanak ele geçirilmiştir. Bu tip örnekler Protesilaos'un I. ve II. katlarından; Panderma'dan; mavi Poliochni'den ve Gavurtepe Höyüğü'nden de bilinmektedir [Hüryılmaz 2007:345-346]. Güney yöndeki yapının içinde kırmızı kil serilmiş düzlemde bir tahıl küpünün alt yarısı ve toplu konteks niteliği taşıyan birçok kap bulunmuştur. Kaplar arasında yer alan ve içi beyaz madde ile doldurulmuş bir çömlekten başka; farklı boyutlarda testiler ve çanaklar parçalar halinde bulunmuştur. Bunlar sadece iri ve ufak boyutlu kahverengi ve siyah astralı testiler ile sınırlı olmayıp gövdesinde üç yumrusu bulunan tek kulplu maşrapa biçimli ve dikey ip delikli tutamaklı pyxis türü kaplardan oluşmuştur [Hüryılmaz 2007:346]. II. yapı katında bulunan üçüncü binanın içindeki dolguda açığa çıkarılan yarı oval taş konstrüksiyonun dışında kahverengi astarlı; kısa ve dar boyunlu; küre gövdeli bir testinin Kiklad kültüründen tanınan ve Poliochni'nin kırmızı evresine tarihlendirilen bir testi ile benzeştiği anlaşılmıştır [Hüryılmaz 2007:347]. G8 açmasında I. yapı katının ikinci yapısının içindeki dolguda Troia I ve Batı Anadolu'nun İTÇ sahil yerleşmelerinde yaygın olarak kullanılan tünel kulplu çanaklar ve şematik idol ele geçirilmiştir. Apsidal planlı üçüncü yapı ile ikinci yapı arasında kalan alanda kırmızı kil serilmiş düzlemde toplu konteksti oluşturan birçok kap; pişmiş topraktan kancalar ve ağırşak bulunmuştur. Kaplar arasında dikkati çeken bir çömleğin çok ince ufalanmış beyaz renkli bir madde ile doldurulduğu belirlenmiştir [Hüryılmaz 2007:349]. 2006 yılı kazı mevsiminde; höyüğün kuzeydoğu kesiminde yer alan H8 açmasında I. yapı katının dolgusunda ele geçirilen belli başlı kaplar arasında ip delikli ufak bir çömlek; yakın benzerlerini Midilli adasındaki Thermi yerleşmesinden bildiğimiz üç ayaklı mutfak kabı ve ÔDenizsel Troia Kültürü'nü tansıtan kuzeybatı Anadolu merkezlerinden Beşik-Tepe'de karakteristik olan çift veya dört kulplu taç biçimli kapaklar yer almaktadır. Aynı yapı katının düzleminde bulunan yassı baltalar; ezgi taşları ve dokumacılıkta kullanılan elips biçimli pişmiş toprak ağırlıklar dikkat çekicidir. II. yapı katının envanteri daha çok iş aletleriyle ilgilidir. III. yapı katının dolgusunda; Ege dünyasından tanınan örneklerle uyumlu dört ip delikli ve tutamaklı bir kapak ele geçirilmiştir [Hüryılmaz 2008:430-431]. G8 açmasında I. yapı katında bulunan ve konut gibi kullanılan güneybatıdaki yapının içinde ufak bir küpün alt yarısı; içinde kalsit depolanan yan yana iki çanak ve büyük bir çömleğin parçaları saptanmıştır. Ayrıca yerleşimde karakteristik olan kaızma çizgi ve sokma noktalarla bezenen minyatür üç ayaklı kap ile Poliochni'nin mavi döneminin geç evresinde de kullanımda kalan ağız kenarı çift yumruyla bezenen çanak parçası önemli buluntulardır. III. yapı katında da Poliochni'deki testiyle benzeşen siyah astarlı bir testi ve hasır baskılı dip parçası ele geçmiştir [Hüryılmaz 2008:432-433]. G9 açmasının I. yapı katının dolgusunda kap repertuarı açısından Troia I dönemi örnekleriyle benzeşen dışa eğik ağızlı; üzerinde kazıma çizgilerle insan yüzü betimlenen kap parçası ve ağız kenarı altında deliği bulunan kazıma ve enkrüsteli çanak parçası; Troia I kültürüne olan bağlılığı kanıtlar niteliktedir. II. yapı katının düzlemine inildiğinde; tahılların depolanmasında kullanılan büyük bir küpün gövde parçaları tespit edilmiştir. Bu parçaların yakınında ele geçen yatay açı motifli çömlek parçalarının paralelleri Troia'dan başka Tarsus-Gözlü Kule'de açığa çıkarılmıştır [Hüryılmaz 2008:434-435]. 2007 yılı kazılarında F10 açmasında tespit edilen dört yapı katının I.sinin dolgusunda Troia I dönemi ile çağdaş el yapımı kap parçaları, II. yapı katı dolgusunda Yenibademli'nin kap repertuarına yenilik getiren emzik şeklinde tutamağı bulunan içi bezemeli çanak ve gaga ağızlı testi parçaları, III. yapı katı dolgusunda sınırlı sayıda kap parçaları bulunmuştur. G9 açmasında I. yapı katında pek çoğu bezemesiz el yapımı kap parçaları, az sayıda kazıma ve beyaz madde ile doldurulmuş geometrik motifli parçalar, testi ve çanaklar, G10 açmasında yoğun miktarda günlük mutfak kaplarına ait çanak çömlek parçaları ele geçirilmiştir [Hüryılmaz 2009:242-247]. 2008 yılında G8 açmasında I. yapı katında birinci yapının dolgusunda Troia I çağdaşı çanak çömlekler bulunmuştur [Hüryılmaz 2010:233]. G9 açmasında yeni bulunan Yenibademli I öncesi katının dolgusunda Troia I dönemine tarihlenebilecek el yapımı çanak çömlekler ele geçmiştir [Hüryılmaz 2010:235]. G9 açmasının kuzey yarısında ve "Yenibademli I Öncesi" yapı katı kalıntısının altında saptanan üçüncü yapının dolgusunda çanaklar ve testiler çoğunlukta olmak üzere düz dipli çömlekler, üç ayaklı çömlekler ve kapaklar ele geçmiştir. Çanakların bazısının içinde karbonlaşmış tahıl bulunmuştur [Hüryılmaz 2010:236]. 2009 yılında G9 açmasında bulunan tüme yakın geniş ağızlı basık ya da küre gövdeli yuvarlak dipli ya da üç ayaklı testilerin, ayrıca yumrulu iri taç biçimli kapağın yakın benzerlerinin Thermi'nin A ve B sınıfı testileri ve Troia'nın B14 tipi testileri ve D10 tipi kapakları arasında yer alması Yenibademli'nin ana kara dışında Midilli Adası ile olan bağlarını göstermektedir [Hüryılmaz 2011.129]. 2010 yılında G8 açmasında, devrilmiş durumda siyah astarlı, tek kulplu el yapımı bir kap ve siyah astarlı kırık bir testi ele geçmiştir. F9 açmasında Troia I dönemi kaplarını anımsatan testi ve çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Bunların yanı sıra sağlam bir figürin ele geçmiştir. Bu örnek, kuzey Ege Bölgesi'nde İTÇ II döneminde gelişim gösteren figürin sanatına yeni bir tipin katılımını sağlamıştır [Hüryılmaz 2012:3-7]. 2014 yılında, G10 açmasında yürütülen çalışmalarda; açmanın doğu yönünde açığa çıkartılan dikey konumdaki dışa eğik ağızlı boyundan kulplu tahıl küpü ve bunun güneyindeki ikinci küpün bazı parçaları, üstteki yapının kısa duvarının temeli altında kalmaktadır. Üçüncü küpe ait parçalar ise açmanın batı kesitinde yer almaktadır. Bugüne değin G10 açmasında rastlanılan büyük depolama küplerinin sayısının 7'ye ulaşması yapının "Pithos Magazini" şeklinde tanımlanmasını kolaylaştırmaktadır. G10 Doğu Kontrol Set'te; iki ayrı yerden gelen ve toplu buluntuniteliği taşıyan değişik formdaki kaplar, çömlekçi çarkının henüz kullanılmadığı dönemdendir. Kuzey yönde kümelenen kapların arasında ilk sırayı testiler ve bunları sırasıyla Troia I döneminde karakteristik olan omurgalı tünel kulplu çanaklar ve yaka boyunlu çömlekler izlemektedir [Hüryılmaz 2016:87, 89]. 2015 yılında G10 güney açması III. yapı katında; bir depolama küpünün alt bölümüne ve çeşitli kaplara rastlanmıştır. II. kat yapısının inşası sırasında üst yarısı tahrip edilen depolama küpünün karın çapı 1 m'den geniştir. Bu küpün batı yönünde ele geçirilen oval ağızlı, basık küre gövdeli testi, yerel üretim olup mavi poliochinin geç evresinde kullanılan bir testinin benzeridir. Aynı alandaki içe dönük ağızlı çanak ise Troia A 12 tipindeki çanakların temsilcisidir [Hüryılmaz 2017:79-80]. Kil: İdol parçaları temellerin arasından toplanmıştır [Hüryılmaz 1998:res.14]. Erken Kiklad I. evre idollerine benzeyen bir kil idol; kil kanca ve çapa sapları bulunmuştur. 2005 yılı kazılarında II. yapı katında yüz detayları kazıma çizgilerle vurgulanan ve boyun kısmı yatay; zikzak ve sokma noktalarla bezenen bir figürin ile boynunda bir kolye ile betimlenen bir başka figürin parçası bulunmuştur [Hüryılmaz 2007:344]. 2006 yılında G8 açmasında yürütülen kazılarda III. ve IV. yapı katlarında kil kancalar ele geçirilmiştir. Özellikle IV. yapı katında ele geçirilen bir kil kanca örneği Ege ve Balkan bölgesinde tanınanlardan çok farklı olduğu gibi; Yenibademli'nin zengin kanca topluluğuna yeni bir tipin katılmasını sağlamıştır [Hüryılmaz 2008:433]. 2007 yılı kazılarında F10 açmasının II. yapı katında Lesbos Adası'ndaki Thermi'nin figürinlerini anımsatan bir kadın figürini, IV. yapı katında yassı şematik bir idol, G9 açmasının I. yapı katında pişmiş topraktan üç figürin, pişmiş toprak ağırşaklar, II. yapı katında ip delikli tutamaklı bir bardak, V. yapı katında Yenibademli'de ilk defa rastlanan kol ve göğüsleri kabartma olarak işlenmiş insan tasvirli bir bardak parçası ele geçirilmiştir [Hüryılmaz 2009:242-247]. 2008 yılında G8 açmasında I. yapı katında birinci yapının dolgusunda bir kil kanca parçası bulunmuştur [Hüryılmaz 2010:233]. 2008 yılında kazılmaya başlanan ve 2009 yılında batı yönüne doğru genişletilen G8 açmasında II. yapı katının düzleminde Mihaliç Tipi olarak tanımlanan ve benzerleri Erken Hellas II ve III dönemlerinde Kritsana, Argissa ve Tiryns'te de bulunan bir kil çapa parçası ele geçmiştir [Hüryılmaz 2011:129]. 2010 yılında F8, F9 ve F9 Batı açmalarında İTÇ II döneminde sık rastlanan kil kancaya ait sap bölümü bulunmuştur [Hüryılmaz 2012:5-8]. 2014 yılında, F9 açmasının kültür dolgusunda pişmiş topraktan bir kaşık yer almaktadır. Bu örneğin benzerleri Bulgaristan'da Ezero'nun VII. yapı katında, Lesbos (Midilli) adasında Thermi'nin IV. yerleşmesinden, Samos (Sisam) adasında Heraion'un I numaralı evinden, Choios (Sakız) adasında Emporio'nun V. döneminden, Lemnos (Limni) adasında Poliochni'nin mavi döneminden, Troia'dan ve Liman Tepe'den bilinmektedir [Hüryılmaz 2016:85]. 2015 yılında H 10 açmasında, ahşap dikme yeri belirleyen taş kümenin ve depolama küplerinin yer aldığı magazinin kazılan bölümünde; pişmiş topraktan şematik bir hayvan figürini bulunmuştur [Hüryılmaz 2017:78]. Yontma Taş: Sileks yonga ve dilgilerden bıçaklar ve kazıyıcılar ve ok uçları vardır. Hammadde olarak 13 taş cinsi saptanmış ve buluntular üretim artıkları; yongalar; düzeltili aletler; kabuklu ve tepeli örnekler; dilgiler ve çekirdekler olmak üzere 7 grupta incelenmiştir. Bulunan mikrolit aletler kuzeybatı Anadolu'da İTÇ'ye tarihlenen ilk örnekler olarak kabul edilmiştir [Hüryılmaz 2006:266]. Sürtme Taş: Yassı ve sap delikli baltalar; şematik Troya II idolü; alt ve üst öğütme taşları; sapan taşları vardır. 2005 yılı kazılarında II. yapı katındaki temeller arasında kalan mekanda iki havan ve bir havan eli bulunmuştur. Tarım ekonomisine işaret eden bu tür buluntuların benzerleri Protesilaos'un II. ve Troia'nın I. katlarından da bilinmektedir. Ana karanın dışında Ege Denizi ada yerleşmelerinden Poliochni'de siyah-kırmızı dönemler boyunca kullanılan bu tür havanlara; Emporio'da ve Aspripetra'da da rastlanmıştır [Hüryılmaz 2007:342-343]. 2006 yılı çalışmalarında H8 açmasının II. yapı katında andezitten yapılmış havan; alt öğütme taşı ve üzerinde iki küçük yumrusu bulunan küre biçimli terazi ağırlığı ele geçmiştir [Hüryılmaz 2008:431]. G8 açmasının I. yapı katında kayda değer kalıntılar arasında bir taş amulet bulunmaktadır. II. yapı katında bulunan taş aletler arasında tarımsal faaliyetlere dayanak oluşturan havanlar ve yakın benzerlerini Schliemann'ın Troia kazılarından bilinen üzerinde yivleri olan bir taş eser; olasılıkla metal nesnelerin düzgünleştirilmesinde veyaz pürüzlerden arındırılmasında kullanılmış olmalıdır [Hüryılmaz 2008:432-433]. 2007 yılı kazılarında çalışılan F10, G9 ve G10 açmalarındaki çeşitli yapı katlarında biri Bulgaristan'da Ezero'nun İTÇ bezemeli taş baltalarıyla benzerlik gösteren sap delikli taş baltalar, çakmak taşından yapılmış aletler, perdah taşı, ağırşaklar ve havan bulunmuştur [Hüryılmaz 2009:242-247]. 2008 yılında G8 açmasında I. yapı katında birinci yapının dolgusunda perdah taşı, IV. katta havan elleri, çekiç ve perdah taşları, sap delikli bir taş balta, kemik delici ve mablaklar ele geçmiştir. Bu zengin konteksin içinde 4 adet yassı ve iki yan kenarı çentikli taş idoller de yer almıştır [Hüryılmaz 2010:233-234]. 2014 yılı taş endüstrisine ait buluntular, hammadde kaynaklarının püskürük ve tortul kayaçlara dayandığına işaret etmektedir. Üst ve alt öğütme taşlarında, ezgi taşı, havan ve söve taşında ağırlıklı olarak andezit kullanılmıştır. Bunların toplam sayısı 22'dir. Hammadde olarak kullanılan kayaçların tümü yerel kaynaklıdır [Hüryılmaz 2016:93]. Kemik / Boynuz: 2006 ylında G8 açmasında yürütülen kazılarda II. yapı katının dolgusunda ortası delik yassı kemik disk ve mablak türü kemik aletler bulunmuştur. Yassı disk sadece Yenibademli'ye özgü olmayıp Romanya'da; Kıta Yunanistan'da; Limni adasında; Orta ve Güney Anadolu'da farklı dönemlerde kullanımda kalmıştır. III. yapı katında ilk defa olmak üzere boynuzdan üretilmiş bir kazma bulunmuştur. Bunun en yakın benzerleri Bulgaristan'da Ezero'nun IV; VI ve VII. yapı katlaırnın buluntuları arasındadır. IV. yapı katında bulunan mimari kalıntının düzleminde bulunan kemik delicilerin benzerleri de Thermi'nin III. yerleşmesinden ve Ezero'nun İTÇ tabakalarından bilinmektedir [Hüryılmaz 2008:432-433]. 2007 yılı kazılarında çalışılan F10, G9 ve G10 açmalarındaki çeşitli yapı katlarında çeşitli kemik aletler, delici ve elbise iğnesi ele geçirilmiştir [Hüryılmaz 2009:242-247]. 2007 yılı sonunda yapılan kemik materyalin analizlerinden anlaşıldığına göre, buluntular daha çok koyun ve geyik türü hayvanların ayak kemiklerinden üretilmiştir. Sığır gibi büyük baş hayvanların kaburga kemikleri ise daha seyrek kullanılmıştır. Yapılan teknolojik analizler, buluntuların mutfak artıklarından hazırlandıklarını ve iş gören uçların metal bir bıçakla sivriltildiklerini göstermiştir. Aletlerin iş gören uçlarının karakteri, daha çok hayvan derilerinin işlenmesinde kullanılmış oldukları yönündedir [Hüryılmaz 2009:247]. 2008 yılında kazılmaya başlanan ve 2009 yılında batı yönüne doğru genişletilen G8 açmasında II. yapı katının taban düzleminde Troia ve Poliochni'de benzerleri mevcut olan kemik iğne ve çift uçlu kemik delici bulunmuştur [Hüryılmaz 2011:129]. 2014 yılı çalışmalarında deri işleme sektöründe bulunan aletlerin yanı sıra kapların pedahlanmasında ya da süs eşyası olarak kullanılan kemik buluntular çeşitlilik bakımından zayıftır. Bız, mablak, bir süs iğnesi gibi bilindik buluntular bulunmuştur [Hüryılmaz 2016:93]. 2015 yılı çalışmalarında az sayıda bız bulunmuştur. Tamamı küçükbaş hayvan kemiklerinden yapılmış buluntular mekan bazında değerlendirildiğinde deri işlemede kullanıldığı anlaşılmıştır [Hüryılmaz 2017:80]. Maden: Bakır/tunç iğneler ve bir bıçak gün ışığına çıkmıştır. 2005 yılı kazılarında da F10 açmasında III. yapı katının kazılan bölümünde Thermi III yerleşmesinden yayımlanan bir bronz/bakır delicinin benzeri bulunmuştur [Hüryılmaz 2007:345]. İnsan Kalıntıları: 2008 yılında kazılmaya başlanan ve 2009 yılında batı yönüne doğru genişletilen G8 açmasında III. yapı katındaki duvarın batı yönünde Yenibademli bireylerinin ilk kalıntılarına ulaşılmıştır. Yerleşim yeri içinde bulunan 9 iskeletten biri bebek, biri çocuk, dördü erkek, biri kadın ve biri de cinsiyeti belirlenemeyen bir erişkine aittir [Hüryılmaz 2011:129]. 2010 yılında G8 açmasında doğal bir afete maruz kalan bireylerin kalıntılarına ulaşılmıştır. Erişkin bireylere ait iskeletlerden ikisi açmanın kuzey, diğer ikisi ise güney yönünde tespit edilmiştir. Orta yaşlı kadınlara ait olan ve yarıları kuzey kesit içinde kalan iki iskeletin tümüyle ortaya konması sonucu, bunların yatış durumları belirlenebilmiştir [Hüryılmaz 2012:2-3]. Hayvan Kalıntıları: Yapılan analizler sonucunda domuz; koyun; keçi; kurt; köpek; inek; öküz; kuzu; geyik gibi omurgalı ve midye; deniz salyangozu; istiridye; kara salyangozu; karından bacaklılar gibi omurgasız hayvanlara ait kalıntılar bulunmuştur. 2006 yılı çalışmalarında H8 açmasının III. yapı katının dolgusunda besin değeri oldukça yüksek sayılan; Ege ve Akdeniz sularında sürü halinde yaşayan bir mürekkep balığı kalıntısı bulunmuştur [Hüryılmaz 2008:431]. 2010 yılında F8 açmasında beslenme alışkanlığında deniz ürünlerinden vazgeçilmediğini kanıtlayan balık kemiği bulunmuştur [Hüryılmaz 2012:5]. 2014 yılı çalışmalarında, sığır, koyun, domuz, geyik ve çeşitli kuş türlerine ait kemikler ortaya çıkarılmıştır [Hüryılmaz 2016:93-94]. 2015 yılı kazılarında üç açmadan deniz canlılarına ait kalıntılar bulunmuştur. Mollusca filumuna ait 11 tür tespit edilmiştir. Bu türlerden 6 tanesi "bivalvia" sınıfına aitken, 5 tanesi de "gastropoda" sınıfına aittir. Nicelik olarak ele alındığında, en çok tüketilen türün, Akdeniz patellası olarak bilinen "patella caerulae" olduğu görülmüştür. Su seviyesi üzerinde kalan ve dalga hareketleriyle ıslanan ya da su altında kalan kayalara sıkı bir şekilde tutunan bu türün tehlike oluşturmayan kıyılardan elle toplandığı düşünülmektedir [Hüryılmaz 2017:80]. Bitki Kalıntıları: Yenibademli Mevki'nin İTÇ insanlarının buğday; arpa; baklagil; üzüm; burçak ve bezelye tükettikleri saptanmıştır. 2007 yılı kazı mevsiminde G9 açmasının II. yapı katında bulunan 46 adet tahılın gernik buğdayı (emmer) [Triticum dicoccum] taneleri olduğu anlaşılmıştır [Hüryılmaz 2009:247-248]. 2012 yılında G9 açmasındaki yangın düzleminden elde edilen bitki örnekleri incelenmiş ve örnek grubu içinde çoğunluğu (637 adet) kömürleşmiş asma tohumlarının (Vitis vinifera) oluşturduğu görülmüştür. Arpa taneleri (Hordeum vulgare) ise 6 örnekle temsil edilmektedir. Mercimek tohumları (Lens culinaris) 3 örnekten oluşmaktadır. Yaklaşık 1000 adet yonca tohumuna (Trifolium) rastlanmıştır [Hüryılmaz 2014:22-23]. 2014 yılında, G10 Batı Kontrol Set'te, batı yöndeki üçüncü küpte 9.600 adet çatal siyez ve kabuklu buğday tanesi tespit edilmiştir. Doğu yöndeki birinci küpte 314.000 adet mürdümük, güneydeki ikinci küpte ise 111.090 adet mürdümük ve sayısı 4.300'e ulaşan arpa tanesi bulunmuştur. Bu veriler, Pithos Magazini'nde yalnızca tahılların değil, aynı zamanda sert geçen kış aylarında tüketilmek üzere baklagiller sınıfından mürdümüğün de depolandığını göstermektedir. 2014 yılında, G10 Doğu Kontrol Set'te; meşe cinsine ait karbonize dal parçaları ve çanak parçaları arasından toplanan 14.862 adet çatal siyez ve kabuklu buğday taneleri yer almaktadır. Büyük çanak çömleklerin içinde tespit edilen 14.500 adet mürdümük, yerleşme sakinlerinin beslenmesinde hakim baklagil türünün mürdümük olduğunu göstermektedir. Bir başka çömlekte 400 adet burçak tohumu ve yaklaşık 6.600 adet arakas/arkas türü baklagil bulunmuştur. 1996-2014 yılları arasındaki arkeobotanik kalıntılar yerleşmenin besin ekonomisinin %78'inin baklagiller, %18'inin tahıllardan oluştuğunu göstermektedir [Hüryılmaz 2016:87, 90]. Diğer: 2015 yılında H10 açmasında, magazin yapısının doğu yönündeki alanda Yenibademli'de dominant olan Troia I B tipindeki iki yan çentikli taş idol bulunmuştur [Hüryılmaz 2017:78].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: İTÇ II. evre (Troya I) yerleşmelerinde; tahıl ve hayvancılıkla birlikte; avcılık ve yoğun balıkçılığa dayanan karma bir besin ekonomisinin olduğu bulgulardan anlaşılmaktadır. Arkeolojik kazı çalışmalarına eşlik eden jeolojik araştırmalar; yerleşimin kurulduğu dönem ile günümüz arasında yöredeki değişiklikleri sunması açısından çok faydalı olmuştur. 2004 yılında F10 açmasında tespit edilen iri tahıl küpü ve yanındaki öğütme taşları ile 2005 yılında bulunan havanlar ve havan eli birlikte değerlendirildiğinde; Yenibademli'de tahıl ürünlerinin konut içlerinde depolandığı ve işlendiği öngörülebilir [Hüryılmaz 2007:343]. II. yapı katında bulunan dikdörtgen biçimli bu bastionun yerleşim yerinin içinde saptanmış olması; kuzey Ege Denizi ada yerleşmeleri için çok şaşırtıcı olmamıştır. Midilli adasında Thermi'nin IIIA yerleşmesinden de bilinen küçük bir bastion; yanyana sıralanmış ve ortak duvar kullanan "B" yapı grubunun tek mekanlı yapılarının (B2 ve B3) kısa kenarına ve sokak içine uzanacak şekilde bitişik inşa edilmiştir. Thermi örneğinden dikdörtgen biçimli olmasıyla detayda farklılaşan Yenibademli'nin bastionunun güneydoğu yönde diğer yapılarla bağlantısının bulunmaması ve sokak içine açılması; her iki merkezde aynı tür uygulamaya gidildiğini kanıtlamıştır [Hüryılmaz 2007:343-344]. II. yapının dolgusunda ele geçirilen ağız kenarının dışı kabartma dalga bezekli çanak parçası; mavi Poliochni ile; ağız kenarı çıkıntılı ve delikli olan bir diğer çanak parçası ise Yenibademli'yi Troia'nın I. yerleşmesiyle ilişkilendirme olanağı sağlamıştır [Hüryılmaz 2007:344]. Aynı yapının içinde kemik endüstrisine ışık tutan başı delikli iğne; bız ve mablak giib aletler; Yenibademli'de bugüne kadar bulunan alet tiplerine yenilik getirmemiştir. Benzer aletlerin kuzey Ege'de aynı biçimde imal edildikleri görüşü; mavi Poliochni ve Thermi yerleşmesindeki buluntularla desteklenebilmektedir [Hüryılmaz 2007:344]. 2005 yılı kazılarında II. yapı katında bulunan ve dini inançlar bağlamında ele alınan Yenibademli'nin idol ve figürinleri; Ege'nin yüksek sanat anlayışına ters düşmeyecek şekilde bezenmiştir. Yüz detayları kazıma çizgilerle vurgulanan ve boyun kısmı yatay; zikzak ve sokma noktalarla bezenen bir figürin parçası; Yenibademli sakinlerinin boyun takıları hakkında dolaylı bilgi sunması bakımından önem kazanmıştır. Gövdesi keman şeklinde olan ve O. Höckmann tarafından "Troia Tipi" olarak tanımlanan figürinlerle benzerlik gösteren bir diğer figürin parçası; boynunda bir kolye ile betimlenmiştir. Yerleşmede bugüne kadar ele geçirilen insan figürinleri genel anlamda değerlendirilecek olursa; bunların Thermi yerleşmesinde bulunanlarla rekabet edecek düzeyde ve kuzey Ege'de yeni tipler kazandırmış oldukları söylenebilir [Hüryılmaz 2007:344]. 2006 yılı kazılarında H8 açmasının III. yapı katında ele geçirilen mürekkep balığı gibi kalıntılara Batı Anadolu bölgesinde sahil yerleşmelerinden Liman Tepe'de rastlanmıştır. Genellikle kıyıdan uzak açık sularda yaşayan bu balık türü; nadiren kıyılara yaklaşmaktadır. Kış aylarında 40-100 m derin sularda görülen mürekkep balığı; ilkbahar ve yazın nispeten sığ sularda yaşamaktadır. Genel olarak Yenibademli'de şimdiye kadar ele geçirilen deniz ürünleirnin kalıntıları daha çok kıyı avcılığına işaret ettiği için; bu balığın da kıyıya yaklaştığında avlanmış olması mümkündür [Hüryılmaz 2008:341]. 2008 yılındaki kazılarda II. yapı katında bulunan küçük ve büyük baş hayvanların çene ve bacak kemikleri, mutfak artıkları olup beslenme alışkanlığı konusunda fikir vermektedir. Protein ihtiyacını kara hayvanlarından sağlayan yerleşmeciler, bu yapı katında da kıyı avcılığını sürdürmüşler ve daha çok Patella ile Cardium türü yumuşakçaları tüketmişlerdir [Hüryılmaz 2010:237]. 2009 yılında G9 açmasında ortaya çıkarılan balık kılçığı tarzında örülmüş duvar Yenibademli'nin İTÇ II döneminin mimarisine yenilik getirmektedir. Thermi'nin ilk ve daha geç evrelerinde, Thasos Adası'nda Skala Soteros'un İTÇ'na ait en erken yapı evresinde ve Yunanistan'ın ana karasında Erken Hellas II döneminde de uygulanmaya koyulmuş ve literatürde göreli tarihlemede önemli delil olarak kullanılmıştır [Hüryılmaz 2011:131].


Liste'ye