©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Kuriki Höyük

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Kuriki Höyük
Türü:
Höyük
Rakım:
m
Bölge:
Güneydoğu Anadolu
İl:
Batman
İlçe:
Merkez
Köy:
Oymataş
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Son

     


Yeri: Batman İli, Merkez İlçesi, Oymataş Köyü'nün 1.10 km güneybatısındadır. Batman Çayı ile Dicle Nehri'nin birleştiği noktada yer alır. Höyük, Kuriki 1 ve Kuriki 2 olmak üzere birbirine yaklaşık 70 m uzaklıktaki iki tepeden oluşmaktadır [Genç et al. 2011.142-143].
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Su kaynaklarının bol olduğu, tarımsal faaliyetlerin yapılabileceği geniş ve bereketli topraklara sahip olan höyük, çevreye hakim bir konumdadır. Kuzeybatıdan güneye doğru akan Batman Çayı güneyde Dicle Nehri ile birleşir ve nehir kuzeydoğudan akmaya devam eder. Böylece Batman çayı ile Dicle Nehri, Kuriki Höyük'ün her iki tepesini de bir yay gibi çevreler. İlk çalışmaların yapıldığı Kuriki 1, 85x95 m ölçülerindedir. Kuzey ve kuzeydoğu yönde ova seviyesinden 3,5 m, güney ve batı yönlerde nehir seviyesinden 8 m yüksekliktedir [Genç et al. 2011:143-144]. 2012 yılı çalışmaları sonucunda her iki höyüğün 250x100 m'lik bir alana yayıldığı anlaşılmıştır [Genç et al. 2014:297].
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Ilısu ve HES Projesi kapsamında yer alan höyüğün kazısına 2009 yılında Dumlupınar Üniversitesi, Cumhuriyet Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve University of Florence'ın öğretim üyeleri tarafından başlanmıştır [Genç et al. 2011:142].
Tabakalanma: İlk çalışma yapılan Kuriki 1 Höyüğü'nde 4 tabakalı yerleşim saptanmıştır. Ana toprağa ulaşılmadan en eski yerleşme MÖ 4. binyıl sonu - MÖ 3. binyıl başlarına tarihlenmektedir. Tabakalar yukarıdan aşağıya doğru numaralandırılmıştır: I, IIA-B, III, IVA-B. IV. tabaka, MÖ IV. binyıl sonu- MÖ 3. binyıl başına, II. ve III. tabakalar ise MÖ 2. binyılın ikinci yarısı ile MS 2. yüzyıl arasına tarihlenir. Geç Kalkolitik/İTÇ'na geçiş evresinden sonra (IVA-B evreleri), uzun bir boşluk yaşanmış, Demir Çağı'nda tekrar yerleşilmiş ve bu yerleşme MS 2. yüzyıla kadar devam etmiş olmalıdır. [Genç et al. 2011:144, 147]. Arkeolojik çalışmaların ilk iki sezonu sonucunda, yerleşmenin bir ön kronolojik silsilesi tanımlanabilmiştir: - Tabaka 0 (A ve B alanları): geç/çağdaş çukurlar - Tabaka I (A ve B alanları): taş yapıların geç evresi. - Tabaka II a-b (A ve B alanları): Sözde Partlar Hanedanlığının ana evresi (Alan A) ve Alan B'nin taş yapıları (yaklaşık MÖ 2. yüzyılın ortaları-MS Erken 3. yüzyıl). Tabaka IIa, yapıların inşa edildiği döneme, Tabaka II ise yapıların kullanıldığı döneme karşılık gelir. - Tabaka III (Alan A, Sondaj 1-4): Henüz net olarak tanımlanmamış, olası bir Geç DÇ yerleşiminin yer yer izlerinin görüldüğü, Geç DÇ'na tarihlenen, Partlar Hanedanlığından önceki yerleşim evresi (Akhamenid-Hellenistik dönem, yaklaşık olarak MÖ 1. binyılın ikinci yarısı). - Tabaka IV a-b (Alan A, Sondaj 1-4&B, Sondaj 5): 5 m derinliğinde kazılmıştır ve iki alt evreye ayrılır: - Tabaka IVa (Iva1 ve Iva2 alt evreleri): ilk çalışmalara göre Geç Kalkolitik-İTÇ geçiş evresine (MÖ Geç 4. binyıl-Erken 3. binyıl) tarihlendirilmiştir; - Tabaka IVb (IVb1, IVb2, IVb3, IVb4 alt evreleri ve ana toprak): Geç Kalkolitik döneme tarihlenmektedir (yaklaşık MÖ 4. binyılın yarısı) [Genç et al. 2012:464-465]. 2011 yılında gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda, Kuriki Höyük 2'deki B Alanı'nda da Kuriki Höyük 1'dekine paralel bir tabakalanma belirlenmiştir. Ana toprağa henüz ulaşılmamış olsa da tespit edilen tabakalar şunlardır: - O Modern çukurlar - Tabaka I: Yüzey buluntu ve çukurlar - Tabaka II: MÖ 1. binyılın ikinci yarısı - Tabaka III: Geç Kalkolitik - İTÇ başları (?) [Genç 2013:230].
Buluntular: Kuriki 1 (Alan A) Mimari: IV. tabakada da iki farklı mimari evre saptanmıştır. 1. sondajda IVa tabakasında üç adet çukur ile birbirine paralel kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan iki duvar açığa çıkarılmıştır. IVB evresinde de bir yapının köşelerini oluşturan taş duvarlar ortaya çıkarılmıştır. Bardak formuna benzeyen silo açmanın kuzey köşesindedir [Genç et al. 2011:144-147]. 2010 yılı çalışmalarında Tabaka IVa-2'nin taş duvarlar ve ocak yerlerinden oluştuğu görülmüştür. Olasılıkla bu yapılarla çağdaş olan, içinde 5-6 aylık bir bireyin yer aldığı bir taş sanduka mezar da bulunmuştur. Tabaka IVb-1 ise küçük bir taş duvardan oluşur. Ayrıca burada sıkıştırılmış taban izleri de kazılmıştır. Benzer yapılara bir alttaki Tabaka IVb-2'de de rastlanmıştır [Genç et al. 2012:469]. 2012 yılında A Alanı'nda gerçekleştirilen kazılarda höyük üzerinde ve her iki yamaçta Tabaka IV'e ait mimari kalıntılar açığa çıkarılmıştır. Höyük üzerinde, taş temel üzerine kerpiç duvarlı, oval planlı bir yapı kalıntısına rastlanmıştır. Yapı, birbiriyle birleşmeyen iki duvar parçasından oluşmaktadır. Höyüğün güney eteklerinde de kerpiç yığınları, çaytaşından döşeme ve çukurlar açığa çıkarılmıştır. Çukurların içinde bulunan kil, pişmiş ve pişmemiş kerpiç kalıntıları, bu alanın kerpiç hazırlama işliği olarak kullanıldığını düşündürmektedir. Höyüğün doğu yamacında Tabaka IV'e ait kalıntılar ortaya çıkarılmıştır. Bu kalıntılar, erken ve geç olmak üzere iki evrelidir. Geç evreye ait yapının kuzey ve doğu duvarları korunmuştur. Yapı içinde küçük bir ocak kalıntısı bulunmuştur. Bu yapının altında ise erken evreye ait duvarlar, döşeme kalıntısı ve küçük bir çukur açığa çıkarılmıştır [Genç et al. 2014:293-294]. 2013 yılı kazı sezonunda, A Alanı'nda çalışmalara devam edilmiştir. Bir önceki yıl, höyüğün doğu yamacında tespit edilen IV. Tabaka'ya ait iki evreli mimari kalıntıların ortaya çıkarıldığı alanda kazı çalışmaları yapılmıştır. Dört mimari evrenin tespit edildiği bu alanda, en üstte yer alan 1. evrede bir mekanın kuzey ve doğu duvarları açığa çıkarılmıştır. Yapının içinde küçük bir ocak kalıntısına da rastlanmıştır. 1. evreye ait mekanın hemen altında, 2. evrenin taş temelli yapı kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. Duvarları çok iyi korunamamıştır. Döşeme kalıntısı ve küçük bir çukur da bu evreye ait olmalıdır. Höyüğün eteklerinde ortaya çıkarılan 3. evre kalıntıları, birbirine paralel ızgara bir şekilde uzanan duvarlardan oluşmaktadır. Duvarların doğu kısmı, yüzeye yakın olması nedeniyle tahrip olmuştur. 4. evrede tek bir duvar kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. Bu duvar, bir üst evrede bulunan ızgara planlı yapının hemen altında yer almaktadır [Genç et al. 2015:461]. 2015 yılı kazılarında Geç Kalkolitik Döneme ait dört mimari evre (IVb1-4) belirlenmiştir. Elde edilen yanmış tohum ve kemiklerden alınan radyo karbon analiz sonucu Kalkolitik yerleşmeyi yaklaşık MÖ 3940-3370 arasına tarihlemiştir. Bu tarih aralığı, Kuriki Höyüğü Kuzey Mezopotamya kronolojisine göre Yerel Son Kalkolitik Dönemin 3. ve 4. evrelerine yerleştirmektedir. IV. tabakanın farklı mimari evrelerine ait taş temelli günlük kullanım yapıları önceki senelerde çıkartılmış, 2015 yılında bu yapıların güneydoğusunda beş adet fırın kalıntısı ortaya çıkartılmıştır. Yapıların içinde ocak ya da fırın bulunmaması höyüğün bu bölümünün özel fırınlar olarak düzenlendiğini düşündürmektedir. Fırınlar höyüğün doğal eğimine uygun olarak güney-batı doğrultusunda sıralanmıştır. Taş döşeli tabanları ve kil sıvalı yüzeyleri sonraki dönem çukurları tarafından kesilmiş olmasına rağmen iyi korunmuştur. Beş fırından dördü yuvarlak biri oval görünümlüdür. Yuvarlak fırınlardan ikisinin yuvarlak tabanı tek sıra taş dizisi ile çevrilidir. Diğer ikisinin ise tabanı kerpiç ile sınırlandırılmıştır. Bu fırınların tabanlarına yumruk büyüklüğündeki çakıl taşı ve az sayıda seramik kırıkları döşenmiş, üzeri kil ile sıvanmıştır. Fırının kil sıvasında ve alttaki çakılllardan ateşin şiddeti görülebilmektedir. Fırının yuvarlak kenarları ise ısıdan dolayı cüruflaşmıştır. Fırınların yanında ve çevresinde çok sayıda petrolle ilişkili maddelere/bitumlara rastlanmıştır. Bunlar, kapların içinde olduğu gibi, iç ve dış yüzüne sıvanmış/bulaşmış olarak da bulunmuştur. Bitum kalıntıları kilo ile ifade edilebilecek kadar çok bulunmuştur. Fırınların çevresinde yoğunlaşan bitumların, yanıcı özelliği sayesinde ateşi kuvvetlendirmek için kullanılmış olabileceği düşünülmektedir. 2015 çalışmalarında; bitumların yalnız Demir Çağı'nda kullanılmadığı, Son Kalkolitik Dönem'e kadar indiği anlaşılmıştır. Son Kalkolitik Dönemde ateşi kuvvetlendirmek için bitum kullanılırken, Demir Çağı'nda ise evlerin tabanında yalıtım olarak kullanılmıştır. Kuriki Höyük yakın çevresine petrol sızıntısı mevcuttur. Kuriki Höyük bitum kaynağının hangi sızıntı alanı olduğu sorusunun yanıtını bulmak çalışmaların amaçlarından biri olmuştur [Genç-Köse 2017:281-283]. Çanak Çömlek: IV. tabakada çoğunluğu el yapımı boyalı ve tek renkli çanak çömlek parçaları ele geçmiştir [Genç et al. 2011:144-147]. Derin sondajdan ele geçen çanak çömlek buluntularının çoğu orta ve kaba yapım mallara ait olsa da, aralarında iyi yapım mallarda bulunmuştur (Şek.7a). İki ana grup tanımlanmıştır: orta ve kaba yapım, saman ve taşçık katkılı mallar ve genellikle büyük boyutlu katkılara sahip ve ince saman ve taşçık katkılı mallar (iyi kıyılmış ince katkı), daha küçük ve özenli tipik mallar. Bu genel sınıflandırma içinde, birçok değişken katkı boyutları ve birincil ve ikincil katkıların değişik kombinasyonları ile tanımlanır. Kaba mallara ait parçalarda birincil katkı olarak saman katkı yaygındır. Çanakların dokusu ise belirgin mika ve kireçtaşından oluşur. Hem el yapımı hem de çark yapımı teknikleri bilinmektedir: orta-kaba mallar el yapımı ve genellikle az pişmişlerdir. Daha özenli mallar, ince duvarlı fincanlar ya tamamen çarkla yapılmış ya da çark kullanılarak bitirilmişlerdir. Çarkla bitirme işlemi bazı içe dönük ağızlı orta yapım kaselerde de görülmüştür. Yüzeyler genellikle açkılanmış ya da sıvazlanmış olsa da, kimi parçalar hiç yüzey işlemi yapılmadan, tıraşlama izleriyle bırakılmıştır. Sık görülen ve ince yapım mallar arasında gri açkılı çanak çömlekler bulunmuştur. Orta ve kaba yapım ya da taşçık katkılı mallarda görülen formlar şu şekildedir: içe dönük ağızlı çekiç başlı kaseler, bodur çömlekler, kısa dik boyunlu, düz ağızlı ya da dışa çekik boyunlu çömleklerdir. Özenli yapımlarda ise basit yuvarlak ağızlı ya da hafifçe dışa kalınlaştırılmış ağızlı küresel gövdeli kaseler görülür [Genç et al. 2012:470]. 2013 yılı kazılarında bulunan, Geç Kalkolitik ve İTÇ'nin ilk yarısına tarihlenen IV. tabakaya ait çanak çömleklerin çoğu orta ve kaba kaplardan oluşmaktadır. Bu çanak çömlek parçaları, saman katkılı ve el yapımıdır. Çoğunlukla açkılıdır. Bazı parçaların yüzeyi düzeltilmeden bırakılmıştır. Bunların yanı sıra az sayıda ince cidarlı, iyi pişmiş örnekler de mevcuttur. İnce cidarlı çanak çömlekler, çark yapımıyla üretilmiş ya da tamamlanmıştır. IV. tabakanın üst evrelerinde Ninive V tipi kap formları mevcuttur. Alt evrelerde ise Uruk Dönemi'nden bilinen bazı kap formları ele geçmiştir. El yapımı kaplar bütün mimari evrelerde görülmektedir [Genç et al. 2015:461]. 2014 yılı kazılarında zengin çanak çeşidi tespit edilmiştir. Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye'den tanınan saman yüzlü ve mineral katkılı seramikler Son Kalkolitik Çağ çanaklarını temsil etmektedir ve kapların büyük grubunu oluşturmaktadır. Çoğu el yapımıdır. Genelde orta ve kaba kaplar görülür, düşük fırınlanmışlardır. Yerel Son Kalkolitik seramiği olarak saman yüzlü içe çekik dışa kalınlaştırılmış ağız kenarlı çanak ve keskin ağız kenarlı çanak ve keskin karınlı güveç formlu kaplar alttaki ilk evre hariç tüm evrelerde görülmektedir [Genç 2016:167]. 2015 yılı kazılarında, Son Kalkolitik Dönemde; Kuzey Mezopotamya'da (Güneydoğu Anadolu, Kuzey Suriye, Amuk Ovas?'na kadar) geniş bir alana yayılan bitkisel katkılı saman yüzlü kaplar, Kuriki Höyük için de baskın kap gruplarıdır. Buna rağmen, güney karakterli ince elenmiş kum katkılı kaplar da bulunmuştur. Son Kalkolitik 3 için tipik kap formlarında omurgalı pişirme kapları ile çekiç başlı çanaklar, Kuriki Höyük'te çok sayıda bulunmuştur. Bu dönemde ilk kez görülen çark yapımı mineral katkılı Uruk tipi akıtaç ile çapraz taramalı çizi bezemeli kap parçaları bulunmuştur. Son Kalkolitik 3 Dönemi'nden erken döneme işaret eden, Ubeyd benzeri boyalı kap parçaları ve alt kısımları tıraşlanmış çanaklar bulunmuştur. Sadece birkaç örnekten oluşan Ubeyd gelenekli boyalı parçalar ile düğme biçimli damga mühür; fırın tabanından daha alt seviyeden gelmiştir. Batı yamacında, İTÇ Ninive V benzeri çanak parçaları çok sayıda bulunmuştur. Aynı alanda, Son Kalkolitik Dönem'e ait el yapımı saman yüzlü çanak çömlek parçaları doğu yamacı kapları ile aynı özelliklere sahiptir [Genç-Köse 2017:283-284]. Kil: IV. tabakada 5 adet pişmiş toprak boncuk ele geçmiştir [Genç et al. 2011:144-147]. Yontma taş: Höyüğün doğu yamacında, Tabaka IV'ün her iki evresinden çok sayıda yontma taş alet ele geçmiştir [Genç et al. 2014:294]. 2014 yılı kazılarında IVb1 evresine ait yapının tabanından çakmaktaşı aletler bulunmuştur [Genç 2016:167]. Maden: IV. tabakada 1 adet tunç delici ele geçmiştir [Genç et al. 2011:144-147]. Bitki Kalıntıları: IVb tabakasında silonun tabanında 20 cm kalınlığında mercimek ve buğday kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. 15 kg olarak tartılan mercimek ve buğday silodaki kalıntının sadece 371'lik bir bölümünü oluşturur [Genç et al. 2011:146]. Sondaj alanından elde edilen kömürleşmiş bitki kalıntılarından, silonun birden fazla ürünün deoplanması için kullanıldığı anlaşılmıştır. Tespit edilen kalıntıların %70-80'i mercimekten (Lens culinaris) oluşmaktadır. Kalıntıların %10'unu ise buğday (Triticum) türleri oluşturmaktadır. Örneklerin içinde arpa (Hordeum vulgare) ve yabani formları (H. spontaneum) ve genellikle hayvan yemi olarak kullanılan fiğ (Vicia sativa) bitkisinin yabani formları tespit edilmiştir. Örneklere uygulanan 14C analizi MÖ 2600-2700 tarihlerini (İTÇ) vermiştir [Çakan et al. 2014:110]. İnsan Kalıntıları: IVb evresinde ortaya çıkarılan yapının iç bölümünde sıvalı taban altına gömülü iki fetüs tespit edilmiştir. Fetüslerden biri duvarın köşesinde, diğeri de duvarın diğer ucunda gömülüdür. Bebeklerden birinin 26 diğerinin 28 haftalık olduğu belirlenmiştir. IVa evresine ait bir mezarda da 5-6 aylık bir bebeğe ait kalıntılar bulunmuştur. Çevresi iri taşlarla çevrelenen sanduka mezarın yassı kapak taşı korunmuştur. Sanduka mezar, dikdörtgen şeklindedir. Kuzey-güney doğrultusunda yerleştirilen bebek iskeleti çakıl taşları üzerine hocker pozisyonunda yatırılmıştır. Mezara herhangi bir eşya bırakılmamıştır [Genç et al. 2011:146]. 2010 yılında, Alan A'da yeni doğmuş bir bireyin gömüt çukuru kazılmıştır [Genç et al. 2012:469]. 2012 yılında höyüğün güney eteklerinde açığa çıkarılan kerpiç kalıntıları arasında bir mezar bulunmuştur. Üst üste yerleştirilen kerpiç kalıntılarıyla inşa edilmiş mezar yarım ay şeklindedir. Kerpiç duvarın beş sırası korunagelmiştir. Mezarda hocker pozisyonunda bir bireyin kalıntılarına rastlanmıştır [Genç et al. 2014:294]. 2013 yılında, A Alanı'nın doğu yamacında iki adet mezar ortaya çıkarılmıştır. Bu mezarlardan biri, çukur içine yerleştirilmiş çocuk mezarıdır. Diğeri ise bir yetişkine ait küp mezardır. Her iki mezarda da herhangi bir buluntuya rastlanmamıştır [Genç et al. 2015:462]. Kuriki 2 (B Alanı) Mimari: 2012 yılı çalışmalarında, Tabaka III'e ait (Geç Kalkolitik-İTÇ) taş temelli, kerpiç duvarlı büyük bir yapı ortaya çıkarılmıştır. Yapı yaklaşık 10x8 m boyutlarındadır. Batı ve güney duvarları kısmen açılmıştır. Duvarın korunan yüksekliği yaklaşık 55 cm'dir. Duvarlarda sıva izleri vardır. Tabanda iki yenileme evresi tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra tabanın bulunduğu alanda küçük bir ocağa rastlanmıştır. Plan karenin kuzeybatısında küçük bir alanda sondaj açılmıştır. Sondajda Tabaka III'e ait yapının küçük bir bölümü açığa çıkarılmıştır. Yapının altında taş döşeli bir ocak tabanına rastlanmıştır. Ocak tabanı evresinde bulunan çanak çömlek parçaları A Alanı'ndaki IV. Tabaka çanak çömleğiyle benzerlik göstermektedir [Genç et al. 2014:294-295]. Höyüğün güney yamacında açılan F ve G alanlarında Tabaka III'e ait kerpiç duvar kalıntıları bulunmuştur. G Alanı'nda ise iki kerpiç yapı tespit edilmiştir [Genç et al. 2014:296]. B Alanı'nın güney yamacındaki H Alanı'nda Tabaka III'e ait taş temelli, kerpiç duvarlı bir yapı bulunmuştur. Yapı, 9x7.5 m boyutlarındadır. Kuriki Höyük'te dört farklı alanda (B, F, G ve H) açığa çıkarılan III. Tabaka yapıları plan, yön ve inşa tekniği açısından birbirleriyle benzerlik gösterir [Genç et al. 2014:296-297].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Çanak çömlek üzerinde yapılan ilk çalışmalar iki tabaka arasında, özenli malların daha geç evrelerde daha geniş bir görülme sıklılığı olmasının dışında belirgin bir farklılığın olmadığını ortaya koymuştur. Silsile boyunca dışarıdan gelen etkilere maruz kalmamış yerel üretimin varlığını ortaya koyan benzer formlar ve yapım teknikleri görülmeye devam etmiştir. Silsilede yer alan tabakaların kesin kronolojik dönemlerini söylemek oldukça zordur. Ancak şu anda; diğer yerleşmelerle yapılan karşılaştırmaları ve toplanmış örneklerden gelecek olan radyokarbon tarihi sonuçlarının beklendiğini de göz önünde bulundururak zaman aralığı yaklaşık olarak MÖ. 4.binyılın ortaları ve (belki Geç Kalkolitik 3), MÖ Geç 4. ve 3. binyıllar (Geç Kalkolitik, İTÇ-Ninive 5 öncesi geçiş dönemi) olarak verilebilir. İyi korunagelmemiş yapılar ve bununla bağlantılı diğer alanlar, çanak çömlek ve diğer buluntular, bu alanda domestik yapıda faaliyetlerin gerçekleştiğini gösterir niteliktedir ve Geç Kalkolitik dönemde de benzer yapıda bir yerleşimle iskanın devam ettiğini düşündürmektedirler [Genç et al 2012:470]. 2011 yılı çalışmaları, bütün kazı alanlarında tespit edilen II. tabaka yerleşmesinin geniş bir alana yayılmış olduğunu göstermiştir. Asıl yerleşmenin Kuriki Höyük 2 ve çevresinde toplandığı, güney yamacın ise mezarlık alanı olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Kuriki Höyük 1'deki iki büyük yapının boyutu ve tekniği, buranın özel bir amaç için inşa edildiğine işaret etmektedir. Kuriki Höyük, mimari ve küçük buluntuları ile Dicle-Batman ovasındaki yerleşim sistemi içinde bölge kültürleriyle paralel bir gelişim göstermektedir [Genç 2013:233]. Kuriki Höyük'te bulunan iskeletlerden elde edilen paleopatolojik veriler, Geç Kalkolitik / İTÇ ve MÖ 1. binyıl nüfusunun benzer yaşam şartlarına ve tarzına sahip olduklarını göstermektedir [Açıkkol Yıldırım et al. 2014:207]. 2013 yılında gerçekleştirilen çalışmalarda elde edilen sonuçlar şunlardır: Geç Kalkolitik ve İTÇ'ye tarihlenen ilk yerleşme, B Alanı'nda tek mimari evre ile; A Alanı'nda ise 2 farklı evre ve bunların 6 alt safhasıyla temsil edilmektedir. İkinci yerleşme Demir Çağı'na tarihlenmektedir. Burada üç farklı mimari evre tespit edilmiştir. Erken DÇ yivli kapları sadece A Alanı'nda görülmektedir. Bu yüzden DÇ'de ilk kez A Alanı'na yerleşilmiş; daha sonra yerleşim alanı her iki höyüğe ve höyüklerin çevresine yayılmış olmalıdır [Genç et al. 2015:465-466].


Liste'ye