©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Heraion Teikhos

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Heraion Teikhos
Türü:
Höyük
Rakım:
m
Bölge:
Marmara
İl:
Tekirdağ
İlçe:
Merkez
Köy:
Karaevli
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Klasik

     


Yeri: Heraion Teikhos antik kenti, Tekirdağ il merkezinin 15 km doğusunda, İstanbul-Tekirdağ karayolu üzerinde, Çitlembik Çayı'nın ağzının doğu yakasında, Karaevli Köyü'nde, Karaevlialtı Mevkii olarak adlandırılan bölgededir. Önceki yıllarda Karaevlialtı'nın antik Mokasura yerleşmesi olduğu düşünülmüştür [Taşlıklıoğlu 1961:1; Taşlıklıoğlu 1971:93]. Herodotos'un da söz ettiği [IV, 90] bir yerleşme olan Hieron Teikhos, Samos kolonisidir ve daha sonra Hiereo olarak anılmıştır [Sayar 1990:214].
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Tarla görünümünde olan alanda, günümüzde artık çalışmayan Salat Yağ Fabrikası antik kentin bir kısmının üzerinde yer almaktadır. Bu fabrikanın LPG dolum tesisi olarak kullanıma açılması söz konusu olduğunda, tahribatı önlemek için hızla kazı çalışmalarına başlandığı belirtilmiştir.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Z. Taşlıklıoğlu tarafından Trakya'da Epigrafya Araştırmaları sırasında incelenmiş bir bölgedir. Ancak o dönemde Karaevlialtı Köyü'nde Mokasura lokalize edilmekteydi. V. Sevin tarafından 1980-81 yıllarında Kuzey Marmara kıyı şeridinde araştırma yapılmış ve buradan da seramik parçaları toplanmıştır. M. Özdoğan'ın bölgede yapıtığı yüzey araştırmalarında ise Klasik Dönem'e ait seramikler toplanmıştır. 2000 yılında Tekirdağ/Karaevlialtı Mevkii'nde, tarla olarak kullanılan bir arazide, Tekirdağ Müzesi işbirliğiyle, N. Atik ve M.A. Işın tarafından ilk kazılar başlatılmıştır. Kazı öncesi bölgede yüzey araştırması gerçekleştirilmiştir. Kazı 2002 ve 2003 yıllarında bürokratik nedenlerle kesintiye uğramış, 2004 yılından itibaren devam edilmiştir.
Tabakalanma: MÖ 4. yüzyıl buluntuları ele geçen alanın hemen yanındaki tabakada, yaklaşık aynı seviyede Demir Çağı'na tarihlenen çanak çömlek parçalarının ele geçmesi, Kral Kersebloptes dönemi yapısının Demir Çağı kültür katının üstüne oturtulmuş olduğunu göstermiştir.
Buluntular: Mimari: 2000 yılı kazısında ilk sondajda MÖ 4. yüzyıla ait kulesi olan bir sur açığa çıkartılmıştır. Çalışma genişletildiğinde şehrin kuzey kapısı olduğu anlaşılmıştır. 2001 yılında şehrin Akropol Suru'nun içerisinde çalışılmıştır. Aynı yıl devşirme malzemelerden büyük mermer bir avlu ve onun etrafını çeviren duvarlar bulunmuştur. Buluntular ile burada bir Asklepios Tapınağı olması gerektiği düşünülmüştür [Atik (N) 2002: 67]. Çanak Çömlek: V. Sevin tarafından yapılan yüzey araştırması buluntuları arasında en eski olarak değerlerdirilen seramikler, lotus yapraklarıyla bezenmiş Doğu Yunan türünde tabaklardır. Yaban Keçisi Üslubu'ndaki bu tabaklar MÖ 7. yüzyılın son çeyreğine aittir. Bunlardan özellikle kalın krem astarlı olan bir tanesi [Sevin 1986:550, lev. 301a] gerek astarının kalınlığı gerekse boş alanları doldurmada kullanılan motifleri nedeniyle diğerlerinden biraz daha erkene, Rodos A evresinin ikinci bölümüne, başka bir deyişle Orta Rodos A evresinin ikinci bölümüne tarihlendirilmiştir. Bulunan diğer üç parça çok ince beyazımsı astarıyla Yaban Keçisi Üslubu'nun MÖ 600 yıllarından itibaren başlayan B evresine ait olduğu düşünülen tabaklardır [Sevin 1986:551, lev. 301b-d]. M. Özdoğan tarafından yapılan yüzey araştırmalarında da Klasik Dönem'e tarihlenen seramikler toplanmıştır [Özdoğan 1982a:40, res. 5]. 2001 yılında Akropol'ün kuzeydoğusunda gerçekleştirilen bir sondajda MÖ 4. yüzyıla ait kırmızı figürlü kaplar ele geçirilmiş, bu tabakanın hemen altında Demir Çağı çanak çömleğine rastlanmıştır [Atik-Işın 2006:48]. Aynı yerde MÖ 4. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen bir Sinope amphorası bulunmuştur. Kazıda MÖ 5. yüzyılın ortalarından 4. yüzyılın ikinci çeyreğine kadar tarihlenen yalın siyah firnisli ve iç yüzleri kazıma, rulet ya da palmet damgalı Attika seramikleri bulunmuştur [Koçel-Erdem 2002:57]. Amphora, krater, pelike, hydria, kylix, pyxis, askos, guttus, lekanis, bodur lekythos, alabastron parçaları bulunan formlar arasındadır. Kerch Vazoları üslubunda bir krater gövde parçası üzerinde MÖ 5. yüzyıl sonlarının önemli ressamlarından Meidias Ressamı tarzında Nike betimi vardır [Koçel-Erdem 2002:60, şek.7]. MÖ 4. yüzyılın ilk yarısında yaygın olarak üretilen palmet desenli, bodur lekythos ve aynı tarihten ÔBulas Grubu' kapları adıyla anılan bodur lekythos ve alabastronlar bulunmuştur [Koçel-Erdem 2004] Figürin: Kapının batısında, Akropol surunun güneyinde tahtta oturan bir kadın figürini bulunmuştur. Tahtının arkası boyun hizasına kadar yükseltilmiş olup, köşeli olarak şekillendirilmiştir. Khiton giymiş figürinin başı yoktur. Figürin MÖ 6. yüzyıl sonu 5. yüzyıl başına tarihlenmektedir [Atik (N) 2004:45, res. 2]. Kapının girişinde, surun yakınında bulunan Aktör (Komedyen) figürini MÖ 4. yüzyıl ortalarına tarihlenmektedir [Atik (N) 2004:46, res. 3]. Mermer avlulu yapıda adak figürinleri bulunmuştur. Akropol kuzey kapısının civarında MÖ 5. yüzyıla ait pişmiş toprak, yaklaşık 19 cm yüksekliğinde Satyr başı bulunmuştur [Atik-Işın 2006:49, res.3]. Sikke: 2000 ve 2001 yılında Akropol'de yapılan kazılarda dolgu toprağı içinde MÖ 5.-3. yüzyıllara ait sikkeler bulunmuştur. Kazı çalışmalarında, Odrys krallarından Hebryzelmes dönemine (MÖ 390/87-383) tarihlenen -en erken sikke buluntusu olan- sikkenin ön yüzünde diademli ve sakallı bir tanrı betimi, arka yüzünde kotyle ya da kypsela vardır. Sikkede Hebryzelmes'in adının ilk dört harfi olan "EBPY" yazısı yer alır. Tanrı Zeus veya Apollon başı olarak yorumlanmıştır [Dönmez-Öztürk 2003:49]. Kersobleptes dönemine tarihlenen diğer bir sikkenin ön yüzünde kadın başı, arka yüzünde kotyle ya da kypsela betimi ve Odrys krallarından Kersobleptes'in (MÖ 359-42/1) adının ilk üç harfi olan "KEP" yazısı vardır. Mezar: Akropol sur duvarları içinde, devşirme malzeme ile şekillendirilmiş sağlıkla ilgili işlevi olan yapıda Arkaik ve Klasik Devir mezar taşlarının duvar örgüsü ya da döşemelerde kullanıldığı anlaşılmıştır [Atik-Işın 2006:49, res.8, 10]. Hayvan Kalıntıları: Mermer avlulu yapının bir köşesinde ezilmiş, yakılmış, kül haline getirilmiş -giysilere renk vermekte ve ilaç yapımında kullanılan- bir çeşit deniz minaresi kalıntısı (mureks) bulunmuştur. Diğer: Mermer avlulu yapıda tıp aletleri bulunmuştur. Kral Kersebloptes dönemine ait -yangın geçirmiş bir tabakadan- ahşap dokuma tezgahı ve ağırlıkları bulunmuştur.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Kazı öncesi gerçekleştirilen yüzey araştırmasında ele geçirilen taş alet, çanak çömlek gibi küçük buluntularla yerleşimin MÖ 3. binyıldan MS 13. yüzyıla kadar kesintisiz iskan gördüğü tesbit edilmiştir [Atik-Işın 2006:47]. Geniş bir alana yayılmış olan bu Thrak yerleşimi uzun süre, büyük bir ihtimalle Thraklar'ın Anadolu'ya geldikleri Demir Çağı'ndan itibaren iskan edilmiş, Klasik ve Hellenistik Devirde parlak dönemlerini yaşamış, varlığını Bizans Dönemi'nin sonuna kadar sürdürmüş bir liman kentidir. Kral Kersebloptes dönemi yazılı kaynaklardan iyi bilinmektedir. Klasik Devir-Erken Roma Dönemi'ne ait çanak çömleklerin bir kısmının bölgede üretildiği de anlaşılmıştır [Atik-Işın 2006:50]. Çanak çömlek buluntuları, önemli bir liman kenti konumundaki antik kentin çevresi ile yürüttüğü yoğun ticaret ilişkilerini ve zenginliğini göstermektedir. Bu ticaret ilişkileri sonucunda dönemin modası olan zengin bezemeli çanak çömlekler Klasik Dönemlerin önemli üretim merkezi Yunanistan'ın Attika Bölgesi'nden buraya ithal edilmiştir [Koçel-Erdem 2003:48].


Liste'ye