©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Yassı Höyük

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Yassı Höyük
Türü:
Höyük
Rakım:
1145 m
Bölge:
İç Anadolu
İl:
Kırşehir
İlçe:
Merkez
Köy:
Karahıdır
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:

     


Yeri: Kırşehir il merkezinin yaklaşık 20 km kuzeybatısında; Karahıdır Köyü'nün güneyinde; Kaman-Kırşehir karayolu üzerindeki; Karahıdır sapağında yolun kuzeydoğusunda yer almaktadır. Kaman Kalehöyük'ün yaklaşık 25 km doğusuna konumlanmaktadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: 12.5 m yüksekliğinde 500 m çapında olduğu; ikinci araştırmada belgelenmiştir. Doğu eteğinden köylüler tarafından toprak çekmek amacıyla açılan çukur izleri mevcuttur. Yayvan olan höyüğün kuzey kesimi tatlı bir eğimle sonlanmaktadır. 2009 yılında kazılar başlarken yapılan ölçümlerde höyüğün doğu-batı istikametinde 625 m, kuzey-güney istikametinde 500 m genişliğinde ve 13 m yüksekliğinde olduğu anlaşılmıştır [Omura 2011:361].
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: İlk olarak Meriggi tarafından saptanan yerleşme; yıllar sonra Kaman Kalehöyük ekibi tarafından da araştırılmıştır. 2009 yılında Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü tarafından M. Omura başkanlığında kazılar başlamıştır [Omura 2011:360]. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Araştırma ekibinin tepenin yüzeyinde gerçekleştirdiği sistemli toplamada İTÇ yerleşiminin güney güneydoğu yamaçlara inhisar ettiği anlaşılmıştır. 2009 yılında kazılar başlarken yapılan ölçümlerde dört yapı katı saptanmıştır: 1-2 ve 3. yapı katları Geç Demir Çağı'na, 4. yapı katı ise OTÇ'na aittir [Omura 2011:360]. Höyüğün ortasında yer alan Area 1'de üç tabaka tespit edilmiştir. I. Kat: Demir Çağı II. Kat: OTÇ III. Kat: İTÇ Kesin olmamakla birlikte I. Kat, Geç DÇ (MÖ 4.-7. yüzyıllar) ve Orta DÇ (MÖ 8.-9. yüzyıllar) olarak ayrılmıştır. İTÇ'ye ait mimari kalıntılarla temsil edilen III. kata ait radyokarbon analizleri MÖ 2260-2135 tarihlerini vermiştir [Omura 2017:343-344].
Buluntular: Mimari: Geç Demir Çağı'na ait üç yapı katından en iyi korunanı 3. yapı katıdır. Taş duvarlar 130 cm genişliğindedir. Binanın güneybatı köşesinde bir fırın vardır. 3. yapı katındaki binanın aşağıdaki daha erken döneme ait yangın toprağı tamamen düzeltilerek yapıldığı anlaşılmaktadır [Omura 2011:361]. 2010 yılında R19, R20, R21 no'lu odalarda çalışılmıştır. Bu tabakanın her odasında yoğun olarak kömürleşmiş ağaç kalıntıları görülmüştür. Özellikle duvarlarla yakın yerlerde onlara paralel olarak dörtgen veya yuvarlak kesitli uzun ağaç kalıntıları bulunmuştur [Omura 2012:274-275]. 2011 yılı çalışmalarında, II. katta bulunan belirgin simetrik planlı büyük bir mimari açığa çıkarılmak üzeredir. Ortasındaki büyük yuvarlak ocaklı avlu, bunun yanında yer alan dar ve uzun koridor ile ayrılmış küçük odalar ve ön tarafta bulunan giriş odalarıyla bu bina Yassıhöyük binası ile plan bakımından yakınlık göstermektedir. Şiddetli yangın geçirmiş olan bu büyük sarayda açığa çıkarılan buluntular incelendiğinde, MÖ 3. binyıl ile 2. binyıl kültürlerinin, yani İTÇ ile OTÇ kültürlerinin burada yan yana olduğu görülmüştür [Omura 2013:316]. 2013 yılında, şiddetli yangın geçirmiş büyük sarayda çalışmalara devam edilmiştir. Ara duvarlar kaldırılmış ve sarayın merkezindeki avlu R8'in tabanı büyük oranda ortaya çıkarılmıştır. R8'in ortasında yer ocağın yuvarlak kısmına anahtar deliği formunda bir ekleme yapıldığı görülmüştür. Ocağın üstünde bir seyyar ocak ayağı bulunmuştur. Bu tip seyyar ocak ayaklarının, R8'in kuzey duvarının kenarında da görüldüğü gibi karşılıklı yerleştirilmiş bir çift ayaktan oluştuğu düşünülmektedir. Avlu R8'in güneyinde bulunan R27 ve R38 koridorları arasında bir geçit bulunmuştur. Bu geçidin iki kenarı, kalın kil ve ince kireçle iki kez sıvanmıştır. Kalın kil sıva üzerinde birer derin çukur görülmüştür. Bu çukurların kapı mili için kullanıldığı düşünülmektedir. R27'nin karşısında yer alan koridor R21'in tabanı ortaya çıkarılmıştır. Taban üzerinde kırılmış büyük küp parçaları bulunmuştur. İki çanak parçası üzerinde bitki kalıntılarına rastlanmıştır. Avlu R8'e R21 vasıtasıyla bağlanan R46, DÇ'ye ait bodrumlu bir bina ve büyük çukur tarafından tahrip edilmiştir. Tüme yakın küpler ve küp parçaları ya da küplerin yerleştirildiği çukurlar, R46'nın depo odası olarak kullanılmış olabileceğine işaret etmektedir. R21 ve R46 arasındaki duvarda, R21'den R46'a inen basamaklı bir geçit bulunmuştur. R48 nolu odada yapılan çalışmalar, bu odanın R20 ile R41'in batısındaki koridor olduğunu düşündürmektedir. R41'in tabanında da küpler bulunmuştur [Omura 2015]. Çanak Çömlek: I, II ve III. yapı katında bulunan çanak çömlek parçaları arasında bir fark yoktur. Çoğu Kaman-Kalehöyük'ün IIa katındakilerle benzeyen Geç Demir Çağı parçalarıdır. Yüzeyde bulunmuş parçalar içinde, Kaman-Kalehöyük IIc döneminde görülen Alişar IV çanak çömleklerine rastlanmıştır [Omura 2011:361]. 2010 yılında bu tabakada mühür baskıları taşıyan bullalar, kırmızı çanak çömlek parçaları ele geçirilmiştir [Omura 2012:275]. 2011 yılında, II. katta ele geçen çanak çömlek parçaları arasında "intermediate ware" tipinde boyalı, diplerinden iple kesilmiş oldukları belli olan ince sarı hamurlu küçük kap parçaları gibi MÖ 3. binyıl örnekleri de vardır [Omura 2013:315]. 2012 yılında II. yapı katında bulunan çanak çömlekler, kırmızı astarlı el yapımı büyük küp ve orta boy kaplar, gaga ağızlı küp veya testilerden oluşmaktadır. Az sayıda küçük tabak veya kase de bulunmuştur. Bunun yanı sıra krem rengi çark yapımı küçük kap parçaları da çok sayıda ele geçmiştir. Bu çanak çömlekler, Erken Tunçtan Orta Tunç Çağı'na geçişe işaret etmektedir [Omura 2014:420]. Diğer: 2013 yılında taş aletler, ağırlıklar ve pişmiş topraktan ağırşaklar bulunmuştur. Bunun yanı sıra topraktan yapılmış fırça kulbu ve kurşundan bir aslan-adam figürini bulunmuştur. Bu buluntular, II. Kat dolgu toğrağının üzerindeki karışık dolguda bulunmuştur. Kurşun aslan-adam figürini, MÖ 2. binyılın ilk çeyreğinden (Assur Ticaret Kolonileri Çağı) bilinen kurşun figürinlere benzemektedir. Figürün kendisi ise Kültepe Kaniş karumunda bulunan mühür baskılarındaki aslan-adam betimleriyle benzerlik göstermektedir [Omura 2015].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme:


Liste'ye