©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Viranşehir / Soli (Soloi) Pompeiopolis

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Viranşehir / Soli (Soloi) Pompeiopolis
Türü:
Höyük
Rakım:
160 m
Bölge:
Akdeniz
İl:
Mersin
İlçe:
Mezitli
Köy:
Viranşehir
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:

     


Yeri: Höyük; Mersin kentinin 11 km güneybatısında; Akdeniz kıyısında; günümüz Viranşehir; antik Soloi (Soli) Pompeiopolis kentinin içinde bulunmaktadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: İçinde bulunduğu antik kentin isminden dolayı güneş anlamında Soloi/Soli adı verilen höyük; 7 m yüksekliğinde; 30 m çapında küçük bir tepedir. Soli/Pompeiopolis antik kentinde yeniden başlayan kazı çalışmalarının son yayımında Soli Höyüğü'nün 300 m çapında 22 m yüksekliğinde olduğu belirtilmektedir.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: 1889 yılında şiddetli bir yağmurla höyüğün yamacında bulunan büyük bir taşın yerinden oynaması sonucunda altında, depo buluntusu olan büyük bir küp bulunmuştur. Küpü bulan çobanla buluntu yerine giden F. von Luschan, burada sondaj yapmıştır. Luschan bu araştırmasının sonucunda. taşın Roma Dönemi katından çıktığını ve küp ile bir alakası olmadığını belirtmektedir. Küpün içinden çıkan buluntular, Berlin Müzesi'ne götürülmüştür. V. Seton-Williams ve J. Mellaart tarafından da araştırılan höyük ve çevresinde, İlk Tunç Çağı'na tarihlenen metalik mal [Mellaart 1963:şek.6] dışında, Demir Çağı, Hellenistik Çağ, Roma-Bizans dönemlerine tarihlenen çanak çömlek parçaları da bulunmuştur. Depo buluntuları ise K. Bittel tarafından ayrıntılı olarak bilim dünyasına tanıtılmıştır [Bittel 1940:183-201]. Küpün çıktığı yer tam olarak bilinmediğinden, tabakalanmanın saptanması olanaksızdır [Seton-Williams 1954:168]. Soli/Pompeiopolis antik liman kentindeki günümüz kazıları, Soli Höyük ve Sütunlu Cadde şeklinde iki sektörde yürütülmektedir. 1998 yılında topografik harita çalışmaları yapılarak ön çalışmaları tamamlanan kazılara 1999 yılında, R.Yağcı'nın bilimsel katılımıyla İçel Müzesi başkanlığında başlanılmıştır [Yağcı 2001:259]. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Soli Höyük'te parlak bir Hellenistik Dönem yaşanmıştır. Bunu geriye doğru, Erken-Geç Klasik Dönem, Arkaik ve Geometrik Dönemler izlemektedir. Höyükte yerleşmenin, Son Tunç Çağı sonuna kadar gittiğini gösteren arkeolojik tabakalar 2001 yılında saptanmıştır, Bununlu beraber, tepede döküntü olarak bulunan Neolitik ve Kalkolitik (?) orak ve dilgi parçaları ile kireçtaşı dibek taşları, Soli Höyük yerleşim tarihinin ne kadar eskiye gittiğini göstermektedir [Yağcı 2002:285; Yağcı 2003: 516]. Soli'deki arkeolojik veriler, MÖ 7. yüzyıl başlarından itibaren yoğunlaşan bir koloni etkinliğini ve buranın bir liman kenti olduğunu göstermektedir. Özellikle Kilikia'da ilk kez çıkan Arkaik sima, çörten ve tepe kiremiti parçalarına göre kazıcısı, burada Lindoslu bir Grek topluluğunun koloni kurduğunu ve buna bağlı olarak dinsel bir yapının (Athena Tapınağı?) söz konusu olduğunu önermektedir. 7. yüzyılda başlayan bu yoğun ticari ilişki, Hellenistik Dönemi'nin sonuna kadar sürmüştür [Yağcı 2002:287-288].
Buluntular: Mimari: 2005 kazı sezonunda höyükte G7, G8, H8, E6 ve E7 plankarelerinde çalışmalar sürdürülmüştür. G7, G8, H8 açmalarındaki kazılar, önceki yıllarda açığa çıkarılan Hitit statigrafisi ve mimarisini; E6 ve E7 açmalarında ise MÖ 1. binyıl Grek Kolonizasyon Dönemi'ni araştırmak ve bu dönemde Kilikia ile olan ilişkileri saptamak üzere başlatılmıştır. Söz konusu plankarelerdeki mimari kalıntılar, kesintili temel duvarları ve bir bütünlük göstermeyen sıkıştırılmış birkaç kireç taban dışında oldukça çok tahribata uğramıştır [Yağcı 2007:176-177]. Çanak Çömlek: 1999 kazı sezonunda, H 3 açmasında bir kontekste bağlı olmaksızın gelen karışık malzeme içinde, MÖ 7. yüzyıla tarihlenen, metop içinde konsantrik daireli krater parçaları ile "cycladic" kap parçaları saptanmıştır [Yağcı 2001:261]. MÖ 6. yüzyıla ait çift örgülü bant desenli keramik parçası ile lotus çiçeği bezemeli krater parçaları, 2000 yılı kazılarının Arkaik Dönem çanak çömleğini temsil etmektedir [Yağcı 2002:287]. 2005 kazı sezonunda, G7, G8, H8, E6 ve E7 adlı açmalarda, MÖ 8.-7. yüzyıla ait Kıbrıs tipi beyaz zemin üzerine mor boyalı, kafes bezemeli gövde parçaları, MÖ. 7. yüzyıla ait 6 adet İonia kasesi ağız parçaları ve "Yaban Keçisi Stili" kap parçaları (G7), MÖ 7. yüzyıl Euboea ya da Kikladik bir skyphos örneği (G7), MÖ 7-6. yüzyıl Kıbrıs beyaz astar üzerine siyah gamalı haç ve şevron motifleri ile bezenmiş "White Painted IV" kapalı kap gövde parçaları (E7), MÖ. 7. yüzyıl dalga (wave line) bezemeli kaplar (E7), Orta (MÖ 850-700) ve Geç Demir Dönemi'ne (MÖ 700-600) ait içiçe daire ve yatay şerit bezemeli gövde parçaları (G7 ve H8) bulunmaktadır [Yağcı 2007:176-178]. Soli Höyük'ün Geometrik Dönem keramiği, Tarsus ile paralel olan zengin örnekler sunmuştur. Çoğunluğu Orta Demir Devri'ne tarihlenmektedir. Metoplu veya metopsuz içiçe tek merkezli çemberler, yatay, paralel bantlı tek renkli veya iki renkli keramikler, Rhodos kuşlu kaseleri, MÖ 6. yüzyıl boyalı keramiği, İonia kapları, Doğu Grek Lebesleri, Erken Korinth keramiği parçaları, Soli'nin, MÖ 7.-6. yüzyıllarda Grek Dünyası ile olan ilişkilerini göstermektedir [Yağcı 2002:287]. Kil: H3 açmasında ele geçen Arkaik Dönem'e tarihlenen terracotta, kabartmalı mimari levhalar ve çatı elemanları 1999 yılının ilginç buluntu topluluğudur. İki parça halinde ele geçen ve antitetik olarak iki sfenksin betimlendiği levha, lotus palmet desenli tepe kiremiti ve bir çörten, Kilikia'da saptanan ilk örneklerdir [Yağcı 2001:261-262]. 2000 yılı kazılarında bunlara, volütlü palmet desenli antefiks parçaları, meander kabartmalı sima parçaları ve lotus-palmet desenli mahya kiremiti eklenmiştir [Yağcı 2002:286-287]. Figürin: Amulet işlevi olan, Tanrı Bes figürini, Arkaik Dönem'e tarihlenen önemli buluntulardan biridir [Yağcı 2002:285-87].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Yukarıda değinilen buluntulara göre, bir liman kenti olan Soli'nin MÖ 7. ve 6. yüzyıllarda Korint, Attika, Euboea, İonia, Ege Adaları ve Kıbrıs ile güçlü deniz ticareti ve kültürel ilişkileri vardır. Keramikler (çeşitli mutfak kapları ve amforalar) ve onlarla ilişkili olarak kullanılan yağ, şarap, parfüm, deri vb. gibi görünmeyen mallar, bu ilişkilerin arkeolojik olarak temelini oluşturmaktadır [Yağcı 2007:178].


Liste'ye