©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Şaraga

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Şaraga
Türü:
Höyük
Rakım:
520 m
Bölge:
Güneydoğu Anadolu
İl:
Gaziantep
İlçe:
Karkamış
Köy:
Kelekli
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Erken Demir Çağı

     


Yeri: Şaraga; Gaziantep İli; Karkamış İlçesi'ne bağlı Kelekli (Şara)Köyü'nün 800 m kadar kuzeydoğusunda; Fırat Nehri'nin batı kenarında yer almaktadır. Keleklioğlu Köyü'ne Gaziantep-Urfa karayolundan Birecik'te ayrılan ve Fırat'a paralel olarak güneye inen asfalt bir köy yoluyla ulaşılır. Höyük; önemli bir tarihi merkez olan Karkamış'ın 10 km kadar kuzeyindedir. Gre Virike; Akarçay Tepe ve Akarçay Höyük; Şaraga'nın karşısında; nehrin doğu kıyısında kalmaktadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Nizip Platosu'nun eteklerinden doğan küçük bir dere; tepenin hemen güneyinden Fırat'a kavuşur. Höyük; kuzeyden güneye 200 m uzunluğunda; doğudan batıya 150 m genişliğinde ve yaklaşık 22 m yüksekliğindedir. Kuzeydoğuda Fırat'ın yaptığı doğal kesit dışında; höyüğün tüm etekleri tarım alanı elde etmek ve yol yapımı için kesilmiştir.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Höyük ilk olarak G. Algaze başkanlığındaki ekip tarafından, 1989 yılında saptanmıştır. 1998 yılında OTDÜ TAÇDAM Ilısu ve Karkamış Baraj Gölleri Altında Kalacak Arkeolojik Kültür Varlıklarını Kurtarma Projesi kapsamında Gaziantep Müzesi tarafından yüzey araştırması yapılmıştır. 1999 ve 2000 yıllarında, yine aynı proje kapsamında, K. Sertok (Gaziantep Müzesi) ve F. Kulakoğlu (Ankara Üniversitesi DTCF) başkanlığında kurtarma kazıları gerçekleştirilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Yerleşmede Geç Uruk Dönemi, İlk Tunç Çağı, Orta Tunç Çağı, Son Tunç Çağı, Demir Çağı ve Ortaçağ tabakaları saptanmıştır. İlk Tunç Çağı'na ait üç, Orta Tunç Çağı'na ait en az iki evre tanımlanmıştır. Orta/Son Tunç Çağları arasındaki geçişi tanımlayan belirgin bir değişim görülmemiştir. Demir Çağı buluntularına yüzey toprağının hemen altında rastlanmıştır. Ortaçağ kültür katmanları ise höyüğün güney açmalarında bulunmaktadır. Höyükte tespit edilen tabakalanma şu şekildedir: I. kat: Erken Demir Çağı II. kat: Son Tunç/Erken Demir Çağı III. kat: SonTunç Çağı-A IV. kat: Son Tunç Çağı-B
Buluntular: Mimari: Kuzey açmalarında yüzey toprağı kaldırıldığında rastlanan ilk kültür katını Demir Çağı oluşturmaktadır. Bu çağa ait mimari tabakalar, höyük yamacının üstlerinde yer alan I ve kısmen H, O, P açmalarında izlenebilmiştir. Bu çağa ilişkin en önemli buluntulardan birisi H ve I açmalarında ortaya çıkan seramik fırınıdır. Bu fırın, bir aks üzerinde karşılıklı yerleştirilmiş derin at nalı biçimli, üçer girintiden oluşmaktadır. Bu girintiler ortadaki geniş ve derin oluğa açılmaktadır. Bu fırının benzerleri Nuzi ve Tel Jigan gibi merkezlerde Geç Tunç Çağı tabakalarında görülmektedir [Sertok-Kulakoğlu 2001:459]. K/18, L/18-20 açmalarındaki kazılara 2001 yılında başlanmış ve sezon sonunda Erken Demir Çağı tabakalarına kadar inilmiştir. Basit konutlardan oluşan Erken Demir Çağı yapı katında dört yapı evresi görülür. En üsttte yer alan A alanı, 2001 yılında ortaya çıkarılmıştır. Yaklaşık olarak L/18 plankaresine oturan ve mutfak ile kiler amacıyla kullanılan oda, bu evreye ait yapının çekirdek mekanını oluşturur. Odanın en sağlam korunan kuzey duvarı, doğu-batı doğrultusunda ancak iki kerpiç yüksekliği kadar korunabilmiştir. Duvarlar, seki ve taban, sıvalı ve beyaz boyalıdır. Mekan içinde in situ seramikler ele geçmiştir [Sertok et al. 2004a:139]. Erken Demir Çağı tabakasının bu alanda Geç Demir Çağı/Akhamenid Dönemi tarafından tahrip edildiği ve Erken Demir Çağı'na ait olduğu sanılan pithosların Geç Demir Çağı yapı katı tarafından sökülüp kullanıldığı anlaşılmıştır [Sertok et al. 2004a:139]. Erken Demir Çağı evresine ait taş temeller söküldüğünde, alttan C evresi ile bir yangınla birlikte sertleşmiş sıva ve duvar izlerine rastlanmıştır. Yapı tamamen açığa çıkarıldığında, A evresine benzediği görülmüştür. L/18 ve L/19 plankarelerinde söz konusu yapının en iyi korunmuş odası yer almaktadır. Duvarın içi, dışı sıvalı ve badanalıdır. İçerde in situ eser bulunmaması, odanın yangından önce boşaltıldığını gösterir. D, Erken Demir Çağı'nın ilk yapısıdır ve bu evrenin varlığı, L/18 açmasındaki birinci odanın iki seviyeli tabanı ve taş temelleri ile anlaşılır. İki taban seviyesi arasında 15 cm fark vardır. Erken evrede, kuzeydoğu köşeye yerleştirilmiş tandır ve odanın ortasındaki taş sütun desteği bu evreye aittir. Taban da görülen yangın izleri bu evrenin de yangınla son bulduğunu göstermektedir. B, A ile C arasında yer alan dördüncü evredir. Bu evre, C evresinin duvarları kaldırıldıktan sonra taş temeller açığa çıkarılınca anlaşılmıştır. Söz konusu dört yapı katı, ele geçen in situ kaplara dayanarak Erken Demir Çağı'na tarihlendirilmiştir. 2002 yılında Erken Demir Çağı kültür katı kaldırıldıktan sonra yeni bir kentsel dokuyla karşılaşılmıştır. K-L/18-19 açmaları arasında kuzey-güney doğrultusunda uzanan yol, ikinci kültür katının ana aksını oluşturur. Bu tabakadan ele geçen seramikler, Erken Demir Çağı ve Son Tunç Çağı'na ait karışık malzemeden oluşmaktadır. Bu nedenle stratigrafik konum da göz önüne alınarak bu kültür katının, Erken Demir Çağı ile Son Tunç Çağı arasına yerleştirilmesi uygun görülmüştür [Sertok et al. 2004a:140-141]. Çanak Çömlek: 2001 yılında ele geçen temeller ve üzerindeki 1 m'yi aşkın dolguda bulunan sivri dipli, dar uzun silindirik gövdeli, dar ağızlı amphora parçaları, yaklaşık olarak +343.50 ile 342.00 m kodları arasındaki bu tabakaların Geç Demir Çağı'na ait olduklarını göstermektedir [Sertok et al. 2004b:298-299]. 2002 yılında ele geçen in situ parça pithoslardan Erken Demir Çağı'nın varlığı kanıtlanırken Son Demir Çağı'nda da bu pithosların yerinden sökülüp kullanıldığı gözlenmiştir. Dışa doğru kalın, bombeli bir bantla kalınlaştırılmış ağızları, dar, masif, silindirik kaideleri ve dış yüzlerinin geniş bölümünü kaplayan yatay, kaba urgan izleri bu kapların başlıca özellikleridir. Bu izler, dekoratif olmaktan çok, yapım sırasında, pişmemiş kap kurutulurken dağılmaması için sarılan urganlardan kalan izlere benzemektedir. 2. kültür katından elde edilen yonca ağızlı testi, Erken Demir Çağı kilerinde bulunanla paralellik göstermektedir [Sertok et al. 2004a:141]. Figürin: Çok sayıda at figürini ele geçmiştir. Başı eksik bir kadın figürini bulunmuştur. Diktörtgen bir plaka üzerinde, kalıpla yapılmış, bir elini göğsü üzerinde tutan kadın, göğüsleri açıkta bırakan, pliselerle süslü, uzun etekli bir elbise giymiştir [Sertok-Kulakoğlu 2001:460]. 2000 yılı kuzeydoğu açmalarında yüzey toprağı içinde veya en fazla 1 m derinlikte Akhamenid sanatının ürünü pişmiş toprak figürinler ele geçmiştir [Sertok-Kulakoğlu 2002:107]. Geç Demir Çağı'na (muhtemelen MÖ 4-5. yüzyıl) ait terra cotta at ve kadın figürini ele geçmiştir [Graves-Helwing 2001:463-509]. Mezar: I açmasında fırının batısına düşen alanda çakıl döşeli bir taban altında ortaya çıkan mezarda, doğrudan toprağa gömü yapılmıştır. Ölü hediyesi olarak bir bronz ayna, iki bronz tüpten oluşan kapakları zincirle birbirine bağlı koku kabı (?), akik bir kolye bırakılmıştır. L/20 açmasının batısında biri kuzeydoğu-güneybatı, diğeri kuzey-güney doğrultusundaki iki basit gömü, yapı temelinin üzerinde ele geçmiştir. Açılan mezar çukuru temelleri kısmen tahrip etmiştir. Gömüler, dizleri hafifçe kıvrılarak ve eller karın üzerinde birleştirilmiş olarak gömülmüştür. B4 no'lu mezardaki basık karınlı, küresel gövdeli, düz yuvarlak ağızlı bir çömlek dışında, mezar hediyesi bulunamamıştır. Bu temel ve üzerlerine gelen mezarlardan da anlaşılacağı gibi K/18, L/18-20 plankarelerinde yoğun bir yerleşme görülmektedir [Sertok et al. 2004b:298-299].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme:


Liste'ye