©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Sardis

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Sardis
Türü:
Düz Yerleşme
Rakım:
100 m
Bölge:
Ege
İl:
Manisa
İlçe:
Salihli
Köy:
Sardmustafa
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Protogeometrik Geometrik Arkaik Klasik

     


Yeri: Manisa İli, Salihli İlçesi'nin 9 km batısında, Ahmetli İlçesi'nin güneyinde, İzmir-Ankara karayolunun üzerinde yer almaktadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Gediz (Hermos) Ovası'nda, Paktalos (Sart) Çayı Vadisi'nde, Bozdağ (Tmolos) Dağı'nın kuzey eteğindeki bir tepeye ve çevresine kurulmuştur. Akropol kesimi, ovadan 400 m yüksektedir [Umar 2001:62-65].
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Sardis'te gerçekleştirilen kazı çalışmaları, 1910-14 yılları arasında H.C. Butler, 1958-76 yılları arasında ise G.M.A. Hanfmann tarafından yürütülmüştür. Kazı çalışmaları 1977 yılından 2007 yılına kadar C.H. Greenewalt başkanlığında sürdürülmüştür. Sardis'teki kazılar 2008 yılından beri N.D. Cahill tarafından yürütülmektedir.
Tabakalanma: Kentte ve çevresinde tabakalanma bazı yerlerde saptanmıştır. Bunların dışında veriler ışığında genel tarihlemeler söz konusudur. MÖ 8. yüzyıldan, Bizans Dönemi'ne kadar yerleşim kalıntıları görülmektedir. MÖ 12-7. yüzyıla dek buluntular bilgi vermese de yerleşim olduğu bilinmektedir [Herodotos 2002:I, 7]. 4. tabaka, MÖ 1000-850 Proto Geometrik Dönem 5. tabaka, MÖ 850 -700 Geometrik Dönem 6. tabaka, MÖ 700-650 Lydia III Dönemi 7. tabaka MÖ 650-600 Lydia II Dönemi 8. tabaka MÖ 600-547 Lydia I Dönemi bu alanda sekiz yerleşim katından beşi Demir Çağı'na aittir [Hanfmann 1983:26].
Buluntular: Mimari: Kalenin dışında kalan aşağı şehir 3.5 km uzunluğunda 20 m kalınlığında bir surla çevrilidir. Günümüze ulaşan yüksekliği 10 m, orijinal yüksekliği olasılıkla 15 m'dir. 100-130 hektarlık alanı kaplayan bu savunma yapısının doğal yapıya uygun inşa edildiği gözlenir. MÖ 7. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen bu sur yapısından önce savunma duvarı yoktur. MÖ 657 yılında Kimmer saldırısına maruz kalan Sardis kazı sonuçları henüz bu tahribi kesinleştiremese de 7. yüzyılın ikinci yarısında sur duvarı inşa edilmiştir [Durmuş 1997:273]. Yüksek taş bedenin üzerine yer yer masif taş blokar ve yer yer kerpiç bloklarla yapılan bu savunma yapısının dışında sıkıştırılmış toprakla yapılmış destek duvarları bulunmaktadır. Bu duvarlar MÖ 6. yüzyılda eklenerek surun kalınlığı ve sağlamlığı arttırılmıştır [Sevin 2003a:289]. MÖ 6. yüzyılın sonunda Pers tahribine uğrayan sur yapısı rektogonal ve poligonal olarak quartz, kum ve yerel kireçtaşıyla yapılmıştır. Savunma duvarının kuzeydoğu eteğinde saptanan kireçtaşından yapılmış anıtsal büyüklükte teraslar bu bölgenin önemli olduğunu göstermektedir [Sevin 2003a:288]. Savunma duvarının üzerinde batıdan kente geçişi sağlayan bir kapı açığa çıkarılmıştır. Özenli işçilik gösteren kapı kireçtaşı ve kumtaşından yapılmıştır. MÖ 7 yüzyılın sonu - MÖ 6. yüzyılın başına tarihlenen kapı Kroisos tarafından MÖ 547'de tahrip edilmiştir [Greenewalt 2003]. Bu kapıyı kapatıp yeni bir kapı inşa ettirmişlerdir. Kapıya ulaşan farklı yollar MÖ 8. yüzyıla dek erkene gitmesine rağmen bu döneme ait herhangibir savunma mimarisine rastlanamamıştır. [Greenewalt 2003:482]. Sur yapısının bir kısmı Heraklid Sülalesi döneminde Kral Meles tarafından yapılmıştır. Çok dik olan kısımlara ise yapılma gereksinimi duyulmamıştır [Herodotos 2002:I, 84]. Kalenin kuzey kesiminde kireçtaşı ve kumtaşından yapılmış MÖ 6 yüzyıla tarihlenen üç adet teras duvarı bulunmaktadır. Dışarıdan bu teraslara ulaşan merdivenlerin olması savunma yapısından ziyade kamusal bir yapıya işaret etmektedir. Teras duvarlarının altında dönemi ve nereye ulaştığı saptanamayan bir tünel vardır. Artemis Tapınağı önündeki meydan ile Paktalos Nehri arasındaki bölüme "Kuzey Paktalos" denir. Bu alandaki en erken buluntu Paktalos Nehri'nin doğu kıyısındaki altın arıtma merkezidir. MÖ 7. yüzyılın sonu - MÖ 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen alanda taş duvarlardan oluşan üzeri sazlıklarla kapatılmış atölyeler tespit edilmiştir. Bu atölyelerin birinin ortasında aslan protomlarının olduğu bir sunak yer almaktadır. Bu sunak oturmuş aslan heykellerinden yola çıkarak yerel tanrıça Kybele'ye ait olduğu söylenir [Sevin 2003a:291]. Yapı aralarında in situ halde saptanan ocaklar bulunmaktadır [Umar 2001:137]. 15-20 cm çapında içi kil ve kemik külüyle sıvalı 200-300 çanaklama (kupelasyon) ocağı ile üfleçler ve körük ağızlıkları ele geçmiştir. Antik kaynaklar MÖ 499 İonia ayaklanmasında tahrip olan bir Kybele tapınağından bahseder. Sinagogun yapımında kullanılan bu tapınağa ait taş bloklar dışında, erken dönem bir tapınak bilgisi yoktur. Artemis kültünün oluşumu ise Ephessos ile olan ilişkilere bağlanır. Artemis sunağı Paktalos Çayının doğu kıyısında yer almaktadır. Artemis tapınağından önce bu sunağın varlığı bilinir [Ksenephon 1998:1VI-6, 7]. Tapınaktan önce yapıldığı için Artemis Kültünün aksine tapınağın batı ucunda yer alır. Günümüzdeki görüntüsüne olasılıkla tapınağın yapımı sonucunda genişleme ile ulaşmıştır. Erken dönemde olasılıkla daha küçük ve kireçtaşındandır [Umar 2001:141]. Sunak için bilinen en erken tarih Kyros (MÖ 407-400) dönemidir [Ksenephon 1998: 1VI-6, 7]. 21x11 m ölçülerindeki kırmızı kumtaşından yenilenen sunağın merdivenleri batıya yönelik ve dokuz basamaklıdır [Akurgal 2000:35]. Halk tipi evlerde taş temel, kerpiç duvar ve sazlık çatı ile yapılmış mimari gözlenir. Basit planlı genel olarak 8 x3.2 m boyutlarında, tek hücreli ve dikdörtgen planlıdır [Sevin 2003a:289]. Tabanı toprak olan evlere giriş uzun duvarında bir kapı ile sağlanmaktadır. Kiler ve ocağa dair bölümlerin olduğu konutların bazılarında ışık için açıklık bulunmaktadır. MÖ 6. yüzyıldan sonra konutlarda boya bezeme, kabartma ve kaplamalar görülmektedir. Taş temel üzerine kerpiç duvar ve renkli çatı kiremitleriyle yapılan, dış yüzleri zengin bezemeli bu evler zengin sınıfın konut mimarisini oluşturur. Sur duvarının batısında Pers tahribine maruz kalmış iki odalı bir konut bulunmuştur. Kare planlı küçük bir oda ile dikdörtgen planlı daha büyük bir oda arasında üstü açık "L" şeklinde bir avlusu olan yapının kare odaya açılan bir, dikdörtgen odaya açılan iki kapısı bulunmaktadır. Avluda ocak ve pişirme kaplarının olması buranın mutfak olduğunu göstermektedir. Taş temelli yapıyı destekleyen ahşap hatılların varlığı bilinmektedir. Ankara-İzmir karayolunun güneyinde, Sinagogun karşısında, Bronzlar Evi olarak adlandırılan yapı yer almaktadır. Buradan ele geçen hayvan kemikleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda yapı, Lydia krallık dönemi ve Pers dönemine tarihlendirilmiştir [Doğuer 1966:57-64]. Çanak Çömlek: Lydia seramiği ticari kaygısı olmayan yerel üretime sahiptir. MÖ 8. yüzyılda Yunan etkisiyle geometrik bezemeli seramikler MÖ 6. yüzyılda Orientalizan etkiden sıyrılıp özgünleştiği görülür. Ördek ve kayık biçimli kaplar özgünleşmenin göstergesidir. Kozmetik ticaretinde simge olan lydion da Sardis buluntuları arasında önemli bir yer tutar. Bikrom, mermer taklidi, damarlı boyama, İonia etkili Fikellura seramik örnekleri Sardis'te ele geçen seramik buluntular arasında yer alır. Bir çok merkezde ele geçen Ephessos grubu seramik Sardis üretimi olarak kazılarda ele geçmiştir. Akropolde ele geçen siyah figür tekniğinde yapılmış bir kyliks ve sur duvarının tahribat enkazında bulunan Attika siyah firnisli seramikler, altı adet siyah figür vazosu, Korinth, Doğu Yunan ve Fikellura seramikler tarihlemede yardımcı olan buluntulardır [Greenewalt 1997:14]. Akropolde Pers tahribi esnasında yanan yapıda ele geçen pişmiş toprak öğütme taşları, tezgah ağırlıkları, tepsiler ve işlenmiş boncuklar in situ olarak bulunmuştur. Pers tahribi esnasında yanan diğer bir yapıda buluna üzerinde köpek başlı deniz yaratığı olan bir Orientalizan dinos yapıyı tarihlemektedir. Ele geçen bir diğer Orientalizan dinos üzerinde iki bant şeklinde geyikler ve aslanlar betimlenmiştir. Maden: Sardis'te MÖ 7. yüzyıl sonu - MÖ 6. yüzyıl başına ait hayvan biçimli eserler üreten kemik oymacılık atölyesinin olduğu bilinmektedir [Sevin 2003a:295]. Kazılarda bulunan 50 adet altın küpe ve bunların dökümünde kullanılan taş kalıplar altın işleme endüstrisini göstermektedir. Sur kapısı yakınlarında ele geçen 107 tanesi demir, 29 tanesi bronz olan 136 adet ok uçlarından iki tanesi 10 cm diğerleri ise 3.5 cm uzunluktadır. Tüm ok uçları sap yerleştirme bölümlerine sahiptir. Kapının 130 m güneyinde tahribat enkazının altındaki zeminde bir demir kılıç bulunmuştur. Bu kılıcın 18 m güneyinde aynı zeminde bulunan orak bir grup demir buluntu ile ele geçmiştir. Bu buluntu grubunda dikdörtgen bir süzgeç gibi askeri malzemelerle alakası olmayan buluntuların yanı sıra bir arabanın tekerleklerine ait ispit, çivi ve benzeri buluntular da vardır. Figürin: MÖ 7. yüzyıla tarihlenen fildişi geyik figürini ya Kimmerlerin saldırıda düşürdüğü orijinal ya da bunun bir kopyası olduğu düşünülür. Pişmiş topraktan kırmızı, siyah boyalarla renklendirilmiş, sakallı, uzun saçlı, yarım olarak ele geçen erkek figürini detayları açısından önemlidir [Umar 2001:9]. Heykel/Kabartma: Sardis'te bulunan mermerden yapılmış, İon düzeninde bir tapınak modeli önünde duran tanrıça Kuvava (Kybele) kabartması MÖ 7. yüzyıla tarihlenmektedir [Sevin 2003a:287]. Sikke: Sikke MÖ 7. yüzyılda ilk kez Sardis'te basılmıştır. Kral Alyattes döneminde (MÖ 610-560) bakla biçimli, basit ve elektrondan yapılan sikkelerin Kroisos (MÖ 560-546) döneminde ölçü birimleriyle ve altın ile gümüşün ayrıştırılmasıyla yapıldığı Altın Arıtma Merkezi buluntularından bilinmektedir. Ön yüzünde ağzı açık aslan başı ile keçi başının olduğu en erken sikke MÖ 6. yüzyıla tarihlenmektedir. Epigrafik Malzeme: MÖ 6. yüzyıldan itibaren var olan Lydce'de yazılı eserler sınırlı sayıda ve geç döneme aittir. Neredeyse tümünün Sardis'ten bulunduğu yazıtlardan Artemis Tapınağı'ndaki (MÖ 4. yüzyıl) Lydce ve Yunanca'dır. Nannas'tan Artemis'e ithaf yazısı olan bu yazıt MÖ 427'ye ait bir yazıtın Roma Dönemi kopyasıdır. Bu yazıt Pers kültlerini yönetenlerin yerel kültlere katılımını yasaklayan bir düzenlemeden bahsetmektedir. İnsan Kalıntıları: Sur duvarı üzerinde bulunan 23-25 yaşlarında ve 1.75 m boyunda savunma esnasında öldüğü anlaşılan bir erkek iskeleti bulunmuştur. Burada ele geçen aşırı korozyona uğramış miğferin bu askere ait olduğu düşünülür. Diğer: Altın simli kumaşları ve Pers saraylarındaki dokuma halıları ile Antik Dönem'in önemli tekstil üreticilerindendir. Kazılarda ele geçen tezgah ağırlıklarının yoğunluğu da bunu doğrulamaktadır.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme:


Liste'ye