©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Çamlıbel Tarlası

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Çamlıbel Tarlası
Türü:
Höyük
Rakım:
m
Bölge:
İç Anadolu
İl:
Çorum
İlçe:
Boğazkale
Köy:
Karakeçili
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:

     


Yeri: Boğazköy'ün 2 km batısında, Çorum İli, Boğazkale İlçesi ile Karakeçili Köyü sınırında yer almaktadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Arkeolojik kalıntılar Karakeçili Deresi'nin üzerindeki alçak bir plato üzerinde bulunmaktadır. Uzun ve dar bir kaya sırtı üzerinde bulunan bu plato, batı ucunda iki aşamalı olarak Karakeçili Deresi'ne doğru alçalmaktadır.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından yürütülen Boğazköy kazısı kapsamında, bölgenin prehistorik dönemlerini aydınlatmak ve bu dönemle ilgili problemleri çözmek amacıyla Edinburgh Üniversitesi ile ortak bir proje olarak 2007 yılında kazıya başlanmıştır. Kazı yapmak için bu yerleşmenin seçilmesinin öncelikli nedenleri; yüzeyden bakıldığında iyi korunmuş gözükmesi ve prehistorik yerleşimden daha sonra kullanıldığına dair izler bulunmamasıdır [Schachner 2009:486-489]. Çamlıbel Tarlası'nın üçüncü ve son dönem kazı çalışmaları 18 Haziran-9 Ağustos 2009 tarihlerinde yürütülmüştür [Schachner 2011: 221].
Tabakalanma: Verilere göre bu evreden sonra yerleşimde uzun süreli bir boşluk dönemi yaşandığı anlaşılmaktadır. Bu ilk dönem kazı çalışmalarının sonucunda, Çamlıbel Tarlası'nın esas olarak iki ana evreden oluşan bir yerleşim yeri olduğu tespit edilmiştir. Kazı alanının batısındaki kerpiç duvarlar daha eski olan yerleşim evresine aittir. Daha yeni, taş temelli olan mimari tabaka eski kalıntılar ile hiçbir ilişki göstermemektedir [Schachner 2009:486-489]. 2009 yılında gerçekleştirilen son dönem kazıları sonucunda tabakalarla ilgili şu bilgilere ulaşılmıştır: CBT I: Mimari yok, alanın ortasından geçen su akıntısı, mevsimlik kullanım, bakır madeni eritme çukurları, maden parçaları, mezarlar CBT II: Yoğun mimari kalıntılar, oda grupları, bakır madeni eritme çukurları, maden parçaları, çok sayıda çocuk mezarları -Boşluk- CBT III: Büyük odalı yapılar, "Yanık Ev", çizi bezemeli çanak çömlek, bakır cürufları -Boşluk- CBT IV: Sıra halindeki yapılar, Taş Döşemeli Yapı, yoğun bakır cüruflu avlu, çizi bezemeli çanak çömlek [Schachner 2011: 221].
Buluntular: Mimari: Ana toprağın üzerinde en eski yerleşim kalıntıları ince kerpiç duvarlar ve bu duvarların arasındaki kerpiç tabanlardan oluşmaktadır. Değişik boyutlarda odalar açığa çıkarılmış ancak alanın darlığı sebebiyle 2007 çalışmalarında planları tam olarak çıkarılamamıştır [Schachner 2009:486-489]. 2008 yılında, 2007 yılında açığa çıkarılan taş temel üzerine kurulmuş iki büyük dikdörtgen planlı binadan güneyde olanın duvarlarının büyük dere taşlarından yapıldığı ve tek sıralı olduğu anlaşılmıştır. Yapının odaları, kendi temel duvarlarına sahip olan, birbirinden bağımsız iki ayrı ünite gibi gözükmektedir. Binanın kuzeybatı köşesindeki yassı taş döşemeli alan ise giriş kısmı olarak düşünülmektedir. Yapının güney kısmında küçük hücreli ek bir bina tespit edilmiştir. Bu alanın kuzeyinde yer alan büyük ve yangın geçirmiş başka bir yapı, çalışmaları henüz tamamlanmamış olmasına rağmen ilginç veriler ortaya koymaktadır. Yapının kuzey kısmı kötü korunmuş bir kil harç içine yerleştirilmiş büyük biçimsiz kerpiç bloklar kullanılarak yapılmıştır. Batı kısım erozyon nedeniyle yok olmuştur. Yapının hem iç hem de dış kısmında yanmış kerpiçten oluşan kalın bir moloz tabakası tespit edilmiştir. Bu moloz bir taban serisinin üzerini kaplar şekildedir. Bu tabanların üstten itibaren üç tanesinin sıkıştırılmış kilden yapıldığı ve onların altında bir seri kalın kireç tabanlarının bulunduğu anlaşılmıştır. Bunlardan sadece bir tanesi kaldırılmış ve altta en az üç tabaka daha olduğu görülmüştür. Bu Çamlıbel Tarlası mimarisi içinde kireç kullanımını gösteren tek kanıttır. Binadaki içleri organik maddelerden oluşan külle dolu çukurlar ve kireç tabanların üzerinde bulunan ağır taşlar, söz konusu yapının bir kaza ya da bir düşman saldırısı nedeniyle değil bu evin manevi varlığını bitirmek amacıyla ritüel bir hareket olarak gerçekleştirildiğini düşündürmektedir [Schachner 2010:300-301]. 2008 yılında ortaya çıkarılan bir diğer yapı dikdörtgen planlı olup 2007 yılında bulunan taş döşemeli yapının batısındadır. İki binanın arasında açık bir avlu vardır. Avlunun güneydoğu köşesinde büyük boyutlu, kare biçiminde ve yüzeyi kırık çanak çömlek parçalarıyla döşenmiş bir fırın tespit edilmiştir. Avlu duvarının güneyinde bulunan küçük bir çukur daha önce bulunan çukurlar gibi bakır cevherini işlemek amacıyla kullanılmış olmalıdır [Schachner 2010:302]. 2009 yılında yapılan çalışmalarda mimari kalıntısı olmayan yeni bir tabaka ortaya çıkarılmıştır. Bu döenmde yerleşimin kuzeydoğusunda bir dağın yamacından gelen su akıntısının daha sonra yerleşim bölgesi olan alanın ortasından geçtiği tespit edilmiştir. Platonun üst kısmında bakır üretmek amacıyla kullanılmış olan bir grup çukur fırın tespit edilmiştir. Çapları ortalama 25 cm; derinlikleri 10-20 cm olan bu çukur fırınların iç kısımlarında lırık çanak çömleklerden ve küçük çakıl taşlarından oluşan birkaç katmanlı izolasyon tabakasının olduğu görülmüştür. Bunların üzerinde kalın kilden yapılmış ve kullanım nedeniyle iyice sertleşmiş olan kalın bir sıva tespit edilmiştir. Bu çukurların etrafından aşağıya doğru uzanan beyaz bir kül tabakasının içinde, küçük parçalar hâlinde, limonit adı verilen ve bakır yataklarının içinde görülen bir mineral bulunmuştur. Platonun alt kısmındaki, ızgara planlı, temeli çakıl taşlarından oluşan, 2.16x2.44 m ölçülerindeki dikdörtgen biçimli yapının tahıl deposu olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Bir süre sonra alanın ortasından geçen su akıntısının kesildiği anlaşılmıştır. Yerleşimin alt kısmında duvarları kerpiçten yapılmış bir grup konut açığa çıkarılmıştır. Bu bölgedeki duvarların temellerinin taştan yapıldığı görülmüştür. Burada duvarları oldukça yıpranmış vaziyette iki adet büyük odalı ve birkaç tane küçük odalı yan yapı tespit edilmiştir. Sadece doğudaki evin duvarlarının uzunluğu taban seviyesi ve yamacın meyiline göre tam olarak tespit edilmiştir. Yapının batıda bulunan giriş kısmının karşı tarafında kubbeli bir fırın bulunmuştur. Batıdaki evin yamaç tarafındaki duvarlarının büyük ve uzun dere taşlarından inşa edildiği görülmüştür. Evin doğu iç duvarına dayandırılmış vaziyette, büyük dikdörtgen biçimli, mavi çoraktan yapılmış, 2.96x1.56 m ölçülerinde, bir platform tespit edilmiştir. Bu platform üzerinde yuvarlak ve yaklaşık 1.20 m çapında kubbeli bir fırın bulunmuştur. Diğer evlerde buna benzer platformlar tespit edilememiş ancak büyük odaların içinde yuvarlak kubbeli fırınlar açığa çıkarılmıştır. Evlerin arasında maden eritme amaçlı olarak kullanılan çukurlar bulunmuştur. Çamlıbel Tarlası'nda bulunan ve bu yıl açığa çıkarılanlarla birlikte sayıları artmış olan mezarların büyük kısmı da bu tabakata tarihlenmektedir. Bu tabaka mezarlarının tamamı çocuklara aittir. Platonun kuzey tarafında planı trapez şeklinde ve bazı açılardan diğer yapılardan farklı olan bir yapı daha tespit edilmiştir. Açığa çıkarılan bütün binalar tamamen boşaltılmış vaziyettedir. Yerleşim yeri bu şekilde terk edilmiş gibi görülmektedir. Genel olarak ikinci ve üçüncü tabaka mimarisi arasında hiçbir ilişki saptanamamıştır. Tek istisna kuzey yamaçtaki yapıdır. Daha önceki yıllarda açığa çıkarılan ve üçüncü tabakaya ait olan "Yanmış Ev" ile bu yapı arasında yakın bir ilişki olduğu anlaşılmaktadır. Üçüncü tabakanın başlangıcında bu eski bina molozdan temizlenmiş ve iç kısmı kil ile doldurulmuştur. "Yanmış Ev" bu daha eski olan yapının tam üstünde aynı planla inşa edilmiş ve duvarları alttaki yapının duvarlarını dıştan çevreleyecek şekilde ona bitişik olarak yapılmıştır. "Yanmış Ev" bu daha eski olan binanın güneyindeki avluyu da kapsamaktadır ve onun yaklaşık iki katı büyüklüğündedir. İkinci yapı katına ait tüm kalıntılar "Yanmış Ev" in kireç tabanının altında kalmaktadır. Ancak bu daha eski olan yapı sonraki dönemlerde de unutulmamıştır. "Yanmış Ev" in içindeki sıra dışı buluntuların hepsi evin kuzey kısmında, yani eski binanın üzerindeki bölümde ele geçirilmiştir. Üçüncü tabakaya ait iki adet büyük bina dışında bu sene yerleşimin üst kısmında benzer biçimde ancak epeyce tahribata uğramış vaziyette üçüncü bir bina daha bulunmuştur. Binaların üzerindeki belirgin tahribat izleri Çamlıbel Tarlası'nın bu tabakadan sonra tekrar terk edildiğini göstermektedir. En geç yani dördüncü tabaka hakkında ise bu yıl yeni bilgiler ele geçirilmemiştir [Schachner 2011: 221-224]. Çanak çömlek: Bulunan çanak çömlekler, Kuzey ve Orta Anadolu'da Kalkolitik Dönem için tipik olan, iç ve dış yüzeyi değişik renkli mal grubuna aittir. Yarıkkaya'da tanınan çanak çömlekle çok yakın bir ilişki gösterdiği için bu malzeme muhtemelen MÖ 6. binyıla aittir [Schachner 2009:486-489]. 2008 yılında az sayıda çizi bezemeli kaplara ait parçalar bulunmuştur. Bu parçaların içinde tamamı dolgu bezeme ile kaplı olan büyük bir çömlek parçası özellikle ilginçtir [Schachner 2010:303]. 2009 yılında yapılan çalışmalada, daha önceki yıllarda olduğu gibi iki eski tabakada hiçbir bezemeli çanak çömlek parçasına rastlanmamasıi bu bezeme geleneğinin sadece üst iki tabakada (ÇBT III-IV) olduğu görüşünü doğrulamıştır [Schachner 2011: 224]. Kil: 2008 yılındaki en önemli buluntu kaba katkılı kilden yapılmış ve alttaki ucu kıırlmış bir dökme kabıdır. Bu nesnenin üst kısmında iki çukur alan bulunmaktadır. Bu çukurlardan birinin onu sıcakken tutabilmek amacıyla kullanıldığı diğerinin ise disk biçiminde bir idole ait olan negatif olduğu anlaşılmıştır. Vücudun ortasında U şeklinde bir kabartı bulunmaktadır. İnce bir boyun üzerinde yarım ay şeklinde olan baş kısmı bulunmaktadır. Baş kısmının ortasında bulunan derin deliğin amacı ise dökümden sonra delik bırakan bir çubuğun yerleştirilmesi içindir [Schachner 2010:303]. 2009 yılında ele geçen buluntulardan en ilginci, ÇBT III'e tarihlenen, kilden yapılmış bir hayvan heykelinin baş kısmına ait parçadır. Dış yüzeyi kırmızı renkte astarlı, burun ve ağız kısmı kırık olan parçada çok derin olan göz çukurları büyük ihtimalle başka bir madde ile doldurulmuştur. Yan kısımlarında büyük ve aşağıya doğru giden boynuzlara ait izler görülen bu baş büyük ihtimalle bir boğaya aittir. 87 mm yüksekliğinde olan bu boğa başı, heykelin tamamının büyük ölçülerde olduğunu göstermektedir [Schachner 2011: 224]. Metal: 2008 yılında çoğunluğu delici ve dikiş iğneleri parçalarından oluşan az sayıda metal nesneler ele geçmiştir [Schachner 2010:303]. 2009 yılında ele geçirilen metal nesnelerin büyük kısmı dikiş iğneleri, deliciler ve tel parçalarından oluşmaktadır. Buluntular arasındaki bir kurşun tel parçası bakır dışındaki başka metallerin kullanımına dair tek örnektir [Schachner 2011: 224]. İnsan kalıntıları: Tabanların altında ikisi çömlek, diğeri basit mezar olmak üzere 3 adet çocuk mezarı tespit edilmiştir [Schachner 2009:486-489]. 2008 yılında da 3 adet mezar daha ortaya çıkarılmıştır. Toplam 6 mezarın tamamı çocuklara aittir. Hepsinde bazı büyük kemikler eksiktir ve kemikler dağılmış durumdadır. Kapların ağız kısımları başka bir çömlekle çok sıkı bir şekilde kapatılmış durumdadır. Yaşça daha büyük olan çocuklar çömleksiz ve hocker pozisyonunda gömülmüşlerdir [Schachner 2010:302]. 2009 yılında birinci tabakaya ait az sayıda mezar açığa çıkarılmıştır. Bunlardan ikisi yetişkin mezarıdır. Daha önceki yıllarda ortaya çıkarılan çocuk mezarlarında olduğu gibi iskeletler hocker pozisyonunda, başlar güneye yüzler doğuya bakar vaziyette bulunmuştur [Schachner 2011: 222]. Diğer: 2009 yılında ikinci tabakada, 26 mm uzunluğunda yeşim taşından yapılmış olan bir boncuk ele geçirilmiştir. Bu dar silindir biçimli boncuğun gövdesi kenarlara doğru genişlemektedir. Hem şekil hem de hammadde olarak bu tip boncuklar Anadolu'da Kalkolitik Dönemden tanınmamaktadır [Schachner 2011: 224].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Veriler ışığında Çamlıbel Tarlası'nın, Kuzey Orta Anadolu'nun en eski yerleşmelerinden biri olduğu düşünülmektedir. Çok sayıda küçük buluntu ele geçmemesi bölgenin erken dönem yerleşmeleri için tipik bir özellik olduğunu göstermektedir. Çok az miktarda ve küçük boyutlardaki obsidien buluntular ise, Kapadokya bölgesi ile ilişkileri ve obsidien ticaretinin yönünün kuzeye değil güneye doğru gittiğini göstermektedir [Schachner 2009:486-489]. Ölçülen dört adet 14C tarihi bitki tohumundan elde edilmiştir. İkisi en geç yerleşmeye, diğer ikisi ise en eski tabakalara ait tabanlardan alınmış olan bu tarihler yerleşmeyi açık bir şekilde 4. binyılın ortasına tarihlemektedir (3590-3470 cal). Bu durumda Çamlıbel Tarlası, kronolojik açıdan Çadır Höyük'ten gelen radyokarbon tarihlerine göre belirlenen Alişar tipi Kalkolitik ile çağdaş gibi görünmektedir. Bu durum Kuzey Anadolu'nun Geç Kalkolitik Dönem boyunca düşünülenden çok daha büyük kültürel çeşitliliklere sahip olan bir bölge odluğunu göstermektedir [Schachner 2010:303-304]. Çamlıbel Tarlası'ndaki yerleşimin en karakteristik özelliği dönem dönem kesintiye uğramasıdır. Dört yerleşim evresinin hiçbirinin çok uzun süreli olmadığı anlaşılmıştır. Bulunan yapıların hiçbirinde herhangi bir değişiklik ya da yenilenmeye ait izler tespit edilememiştir. Bu yerleşme yerinin seçiminde vadideki maden yatakları önemli bir unsurdur, fakat metal üretiminin bu küçük toplumun ekonomisi içinde merkezi bir rol oynamadığı, yan bir faaliyet olarak yürütüldüğü söylenebilmektedir [Schachner 2011: 224].


Liste'ye