©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Loryma

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Loryma
Türü:
Kent
Rakım:
m
Bölge:
Ege
İl:
Muğla
İlçe:
Marmaris
Köy:
Bozuk
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Arkaik Klasik Hellenistik Roma

     


Yeri: Muğla İli Marmaris İlçesi'nin güneybatısında; bugünkü Bozuk'da yer alır. Loryma ya da Daraçya yarımadası olarak bilinen Karia Khersonesi'nin batı burnundadır [Held 1997:171].
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Kent büyük bir koy ve Karaburun yarımadasının burnunda oldukça geniş ve doğal bir limana sahip olmasından ötürü Doğu Akdeniz ile Ege Denizi arasındaki ticaretin önemli bir merkezi olmuştur [Held 1997:173].
Tarihçe: Loryma'nın en geç MÖ 7. yüzyıldan itibaren varolduğu düşünülmektedir. MÖ 4. yüzyıla kadar Loryma'nın da içinde bulunduğu yarımadanın siyasi durumu ile ilgili kesin bilgilere ulaşılamamıştır. Stephanos Byzantinus'a göre Loryma MÖ 6. yüzyılda polis; sonraki yıllarda ise liman ya da locus olarak adlandırılmıştır. MÖ 4. yüzyıla kadar bağımsız olduğu düşünülmektedir. Aynı yüzyıldan itibaren yarımada; Rhodos Peraia'sı adı altında Rhodos'a bağlanmıştır. Yarımadadaki diğer kentler Rhodos'a bağlı birer demos durumuna gelmiş; Loryma ise doğusundaki komşu bir kent olan Kasara'ya dahil edilmiştir. Diodoros'un bildirdiğine göre MÖ 305'de Demetrios Poliorketes yönetimindeki 1000 kadar gemi Loryma'da toplandıktan sonra Rhodos'u kuşatmıştır [Held 1997:172-173]. MÖ 167'deki Apameia Barışı'ndan sonra Rhodos'un bölge üzerindeki hakimiyeti azalmıştır. Geç Hellenistik Dönem'de Loryma'nın terkedilme nedeninin; kentin etrafındaki ormanların kesilmesi sonucu büyük çapta erozyon meydana gelmesi ile açıklanmaktadır [Held 2002:196].
Araştırma ve Kazı: 1995; 1998-2000 yıllarında Held tarafından yüzey araştırmaları yapılmıştır.
Tabakalanma:
Buluntular:
Kalıntılar: Kentte ele geçen çanak çömlek parçaları üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda MÖ 7. yüzyılden Hellenistik Dönem'in sonuna kadar yerleşim gördüğü anlaşılmıştır. Kent akropolisle birlikte 16.000 metrekarelik bir alan kaplar; kuzeybatı ile güneydoğu arası 270 m uzunluğundadır [Held 2000:295]. Akropoliste üç büyük sarnıç ve bir eve ait olabilecek kalıntılar vardır. Tehlike anında halkın sığınmak için kullanıldığı düşünülen akropoliste; yüzeyden toplanan çanak çömlek parçaları Arkaik Dönem'den Roma İmparatorluk Dönemi'ne kadar çeşitlilik gösterir [Held 1997:174]. Aşağı kentte konut yapılarının olduğu yerde bir agora ve biri stoa diğeri de belediye binası olabilecek iki kamu binası tespit edilmiştir. Kutsal alana sur içindeki sınırlarda rastlanmamıştır [Held 2000:295]. Sur: İki evrelidir. Birinci evrede kaba poligonal kireçtaşı bloklardan inşa edilen sur; kentin güney ve güneybatısında görülür. İkinci evre kısmen birinci evrenin üzerindedir. Erken evre suru özellikleri dolayısıyla Neandria surunun erken evresi ve Halikarnassos yarımadasındaki Leleg yerleşmeleri ile karşılaştırılmaktadır. Yamuk dörtgen ile poligonal arası değişen biçimde bloklardan oluşan ikinci evre suru ilk evre surunun önüne inşa edilmiş dolayısıyla kent sınırları da genişlemiştir. Az sayıda oldukları düşünülen kulelerden iki tanesi korunabilmiştir. Arazideki kalıntılardan güneybatıda anakapı olduğu sanılır. Arabaların da geçebileceği büyüklükte olan kapı yandan girişlidir. Dört tane daha küçük boyutlu girişi olduğu saptanan sur Latmos ve Halikarnassos surları ile benzerlik göstermekte; dolayısıyla ikinci evre MÖ 5. ya da 4.yüzyıla tarihlenmektedir. Akropolisin kuzeybatıdaki kule yapım teknikleri açısından gelişkin bir örnek teşkil eder ve Liman Kalesi'ndeki yapım teknikleri ile benzer özellikler taşır. Bu açıdan üçüncü evreyi oluşturan bu kule; Liman Kapısı ile beraber Erken Hellenistik Dönem'e tarihlendirilmiştir [Held 2000:295-296]. Kentin güneydoğu kısmında; koyun girişine hakim bir pozisyonda yer alan ve Liman Kalesi olarak adlandırılan yapı iki büyük yuvarlak kule ve dikdörtgen kuleler ile desteklenmiştir. Güney uçta kaya yazıtlarındaki bilgilerden Zeus Atabyrios'a adanmış bir sunak olduğu anlaşılmıştır. Bundan yola çıkarak araştırmacılar kalenin Rhodoslular tarafından inşa edilmiş olabileceğini öne sürmektedir. Kalenin; duvar inşa tekniği ve yüzeyde ele geçen çanak çömlek parçalarına göre MÖ 4. yüzyıla tarihlenebileceği öne sürülmüştür [Held 1997:175]. Loryma Koyu'nun doğu kısmında; en güney uçta; koya girişin yanındaki burunda bir yapı tespit edilmiştir. Yerel halkın bir yel değirmeni olabileceğini düşündüğü bu yapının üzerinde durduğu burun da "Değirmen Burnu" olarak adlandırılmıştır. Büyük; yuvarlak planlı olan yapı kireçtaşı bloklardan kaba bir poligonal duvar tekniği ile inşa edilmiştir. Yapının planı; konumu ve hemen karşısındaki Liman Kalesi göz önüne alınarak; gözetleme kulesi olabileceği beklirtilmiştir. Büyük bir ihtimalle Liman Kalesi ile birlikte MÖ erken 3. yüzyılda Rhodoslular tarafından inşa edilmiştir [Held 2002:193]. Kentin kuzeyinde ve batısında yapılan araştırmalarda yuvarlak bir tepe üzerinde "halka duvar" tipinde bir kale tespit edilmiştir. Araştırmacılar tarafından ÔSığınma Kalesi' olarak adlandırılmıştır. Yaklaşık daire planlı olan sur kaba mıcır taşlardan inşa edilmiştir. Genişliği 2.4 m olan duvarın korunan yüksekliği de yaklaşık 1.4 m'dir. Üst yapının kerpiç olduğu düşünülmüştür. Doğu tarafında bir kapı tespit edilmiştir. Surun çevrelediği alan içinde; en tepede; olasılıkla gözetleme ve işaret yeri olarak kullanılan oval planlı bir kuleye ait temel izlerine rastlanmıştır. Yamaçlarda tespit edilen beş yapıdan bir tanesinin apsisli olduğu gözlenmiştir. Tek tek ve dağınık bir halde inşa edilmiş olmaları bakımından Khios Adası'ndaki erken Emporio yerleşmesine benzetilmiştir. Apsisli yapı ile oval planlı yapının plan bakımından MÖ 8-7. yüzyıla tarihlenebileceği düşünülmektedir. Yüzeydeki çanak çömlek parçaları Arkaik Dönem ile Hellenistik Dönem arasına tarihlendirilmiştir. Söz konusu kale tipi yapının; Latmos Bölgesi'nde ve Mylasa'daki Sodra Dağı'nda rastlanan; yüksek bir tepe üzerinde konumlandırılmış; kabaca yuvarlak planlı; kule ya da bastionları olmayan ve Karia ya da Leleg "ringwall" (halkaduvar) olarak adlandırılan yapıların bir benzeri olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda Halikarnassos çevresindeki Leleg sığınma kaleleri ile karşılaştırılmaktadır. Araştırmacı sığınma kalesinin; Loryma ve Asar Dağı'ndaki yerleşmeye yakın olmasından ötürü Karialılar tarafından kullanılmış olabileceği görüşündedir. Yerleşim yeri ile sığınma kalesinin birbirine yakın olmasının; şehir halkı ve taşra halkı ayrımından kaynaklandığı öne sürülmüştür [Held 2003:294]. Tapınak/Kutsal Alan: Artemis Pergaia Kutsal Alanı: Kentin güneybatısında; nekropolisin altındadır. Kayalar arasında yer alan kutsal alanın ortasında kayanın oyulması ile oluşturulmuş bir bankta olasılıkla ana tanrıçanın heykeli bulunmaktaydı. Artemis Pergaia'nın ismi de bir kaya üzerindeki yazıtta yer almaktadır. Bir mezar yazıtından bilindiği kadarıyla Loryma'da bu tanrıçaya ait bir kült vardır [Held 2000:296]. Artemis Soteira Kutsal Alanı: Kentin batısında yer alan ovada tespit edilen kalıntıların Artemis Soteira'ya ait olduğu düşünülmüştür [Held 1997:173]. MÖ 4-3. yüzyıla tarihlenen buluntular arasında Hellenistik Dönem'e ait aslan başlı kireçtaşı simanın stoa gibi bir yapıya ait olduğu öne sürülmüştür. Kutsal alanın üzerinde Bizans Dönemi'nde olasılıkla bir kilise inşa edilmiştir. Dolayısıyla kutsal alan ile ilgili kesin bilgilere ulaşılamamıştır [Held 1997:174]. Apollon Kutsal Alanı: Kutsal alan koyun "Lumbükü" denilen kısmında yer alır. Ele geçen en eski buluntu Arkaik Dönem'e ait kabartmalı bir kaidedir. Mimari kalıntı olarak Erken Hellenistik Dönem'e ait bir temel tespit edilmiştir. Bronz heykel ve diğer adaklara ait kaideler dışında birçok mermer su kabı parçası ortaya çıkarılmıştır. Çanak çömlek parçaları MÖ 6. yüzyıl - MÖ 3. yüzyıla tarihlenir. Bizans Dönemi'nde de kutsal alan üzerinde yapılaşmanın sürdüğü tespit edilmiştir. Kybele Kutsal Alanı: Kybele Deresi olarak adlandırılan yerde iki adet kutsal alan tespit edilmiştir. Kaya nişleri şeklindeki kutsal alanlardan büyük olanı Kybele Deresi'nin kuzey yamacında yer alır. Dikdörtgen niş; dik bir kayaya oyulmuş ve üstüne yuvarlak bir şekil verilmiştir. Nişin içinde olasılıkla bir kabartmanın olduğu düşünülmüştür. Kayada açılmış bir kapı ile çevrelenen nişin önünde üç sıra bloktan bir teras inşa edilmiştir. Civarda tespit edilen kalıntılar arasında kült nişinin üzerindeki kayaya oyulmuş bir kaya kabı vardır. Bu kabın altında açılmış bir oda ve bu odanın batı kısmında duvarın dış yüzünde su geçirmeyen bir sıva tespit edilmiştir. Daha aşağıda ise iki adet sarnıç mevcuttur. Herhangi bir yazıta rastlanmamışsa da kaya nişinin varlığı Anadolu tanrıçası Kybele'ye işaret eder. Su ile ilişkili olduğu anlaşılan diğer kalıntılarla Kybele'nin bir ilişkisi olabileceği belirtilmiştir [Held 2001:155-156]. Konut: Bir ya da iki odadan meydana gelen evler küçük boyutlarda tasarlanmıştır. Bazıları avlulu olan evler genellikle birbirine bitişik inşa edilmiştir. Evlerin yapımında anakayadan yararlanılmıştır. Aynı dönemdeki komşu kentlerde bulunan ev tiplerine benzemeyen Loryma evleri; plan ve boyutları ile Bafa Gölü'ndeki; MÖ 300'lerde terkedilen Latmos evlerine benzetilmektedir. Peschlow; yaptığı araştırmalara göre; bu evlerin ortak bir Karia kültürünün özelliği olduğu kanısındadır. Nekropolis/Mezar: Kentin nekropolisi koyun batı tarafından güneye doğru uzanır [Held 1997:173]. Apollon Kutsal Alanı ile nekropolis arasındaki antik yol boyunca teraslı mezarlar ve Loryma yarımadasına özgü basamaklı kaideler yer alır [Held 1997:174]. Loryma'da tespit edilen mezarlar arasında en gösterişli tip; taş bloklardan yapılmış mezar teraslarıdır. Bu tip mezarlarda teraslar üzerinde birkaç kaide ve mezar anıtı yer alır [Held 2001:153]. Bunun dışında mezar anıtlarının büyük bir kısmı kireçtaşı kaideler üzerine inşa edilmiştir. Tespit edilen mezarlardan biri içinde mezar steli ya da bir heykelcik barındıran bir nasikos formundadır [Held 2001:154]. Alt ve üst profilli mezar sunakları ele geçen buluntular sayesinde MÖ 4-2. yüzyıllar arasına tarihlendirilmiştir [Held 2001:154]. Araştırmacılar tarafından Mezar 3 olarak adlandırılan örnek en iyi korunanlar arasındadır. Yastık şeklinde yapılmış bloklardan meydana gelen mezarın yeraltı odası kaçak kazılar sonucu tahrip olmuştur. İkisi terasın üzerinde in situ; üçü ise terasın önüne düşmüş vaziyette bulunmuş olan mezar kaideleri Karia Khersonesos'a özgü kademeli kaide biçimindedir [Held 2000:297]. Mezarların birçoğu kireçtaşı ya da kumtaşından yapılmış yeraltı odaları şeklindedir. Ölülerin normal bir biçimde yerleştirilmiş olduğu mezarların MÖ 6-5. yüzyıla tarihlenebileceği düşünülmüştür [Held 2001:154]. Loryma nekropolisinde tespit edilen başka mezar tipleri; pişmiş toprak ya da kireçtaşından osthotekler ile amphoralardır. Ölüler içlerine yakılarak yerleştirilmiştir. Bunlardan iki tanesi MÖ 5-4. yüzyıla tarihlendirilmiştir. Böylelikle kentte ölülerin hem yakılarak hem de gömülerek defnedildiği anlaşılmıştır. Loryma'da ve aynı zamanda yarımadanın diğer yerlerinde görülen bu tip mezarların Knidos ve Rhodos nekropolisleriyle karşılaştırıldığında yuvarlak sunak gibi bazı anıt mezarların örnek alınmış olduğu anlaşılır [Held 2001:154]. İşlik: Çiftlik: Kentin kuzeydoğu kısmında; Apollon Kutsal Alanı'nın batısında yer alan ve araştırmacılar tarafından "Kybele Deresi" olarak adlandırılan yerde çiftlik olduğu düşünülen yapılar tespit edilmiştir [Held 2001:155]. Burası Loryma'nın en verimli tarım arazisidir. İncelenen Hellenistik Dönem çiftlikleri yamaçlarda kuruludur [Held 2000:296]. Genel olarak tüm çiftlik yapılarının duvarları poligonaldir. Çiftlik 1 hariç; hepsinin içinde bir üzüm cenderesine ait kalıntılar tespit edilmiştir. Çiftlik 12'de büyük bir avlu etrafında sıralanan yan yapılar; üst kısmında diğer yerlere göre kaliteli ve büyük taş bloklardan inşa edilmiş esas oturma yeri vardır. Duvarlar poligonal bloklardan inşa edilmiştir. Çiftlik yapısının hemen kuzeyinde bir sarnıç ve batısında bir şarap imalathanesi vardır. Çiftlik 6'da ise bütün yapılar avlunun etrafında sıralanmıştır. İç kısımda bir üzüm cenderesi de bulunmaktadır. Çiftlik yapısının etrafı poligonal bir duvar ile çevrilmiştir [Held 2001:155]. Çiftlik 1; kutsal alanın çok yakınında; ovanın kuzey yamacında yer alır. Yaklaşık 1700 metrekarelik bir alanı kaplar. İki yönden kayalarla doğal olarak korunurken; yakınındaki dere yönünde ise poligonal bir duvarla çevrilidir. 140 metrekarelik bir alanı kaplayan "L" şeklindeki çiftlik binasının güneydoğusunda bir sarnıç vardır [Held 2000:296-297]. Tespit edilen 14 adet çiftlik yapısından sadece Çiftlik 1'de üzüm cenderesi olmamasının nedeni hemen yakınındaki Apollon Kutsal Alanı'na sonradan inşa edilen Bizans Dönemi yapılarında çiftliğe ait ezme taş levhaların devşirme olarak kullanılmış olabileceği ile açıklanmaktadır [Held 2002:195]. Çiftlik yapıları Hellenistik Dönem'e tarihlendirilmiştir ve olasılıkla Rhodos hakimiyeti sırasındaki yoğun şarap üretimine ve ihracatına işaret ettiği düşünülmüştür [Held 2001:155]. Hemen hemen hepsi MÖ 1. yüzyılda terkedilmiştir. Çiftliklerin bulunduğu arazideki tarla teraslarına üzümlerin yetiştirildiği ve çiftliklerde ezilip şarap üretildiği anlaşılmıştır. Rhodos; MÖ 300 yıllarında Karia Khersonesos'una hakim olunca üzüm üretiminin sanayisel ölçüde başladığı belirtilmektedir. Yarımadada oluşturulan çiftliklerde yerli halk; yani Karialılar çalışmıştır. Şarap taşımacılığı için de amphora atölyeleri inşa edilmiştir. Tüm bu veriler; Rhodos'un Hellenistik Dönem ekonomisinin önemli ölçüde şarap üretimi ve ihracatına dayandığını göstermesi açısından önemlidir. Dolayısıyla Karia Khersonesos'unun sadece askeri nedenlerle değil fakat aynı zamanda ekonomik nedenlerden ötürü Rhodos Peraiası'na dahil edildiği düşünülmektedir [Held 2002:196]. Ayrıca askeri kalenin (Liman Kalesi) batısındaki yuvarlak kulenin 30 m aşağısında bulunan monolit bir kayaya oyulmuş pres yatağı tespit edilmiştir [Diler 1995a:442-443]. Taş Ocağı: Loryma Koyu'nun doğu tarafında; gözetleme kulesinin kuzeyinde antik bir taş ocağı tespit edilmiştir. Yerel ismi "Kürekkellik" olan bölgede işlenmesi kolay; açık havada çabuk dağılan kahverengi ve yumuşak kumtaşının çıkarıldığı anlaşılmıştır. İki farklı tekniğin kullanıldığı anlaşılmıştır. Birincisinde bloklar kayadan tek tek çıkartılmış; ikincisinde ise taşlar düzenli bir şekilde; uzun ve yamaca paralel şeritler halinde kesilmiştir. Çıkartılan kumtaşı; yeraltı mezar odalarında ve gösterişli mimaride ince bir sıva ile kapatılıp renkli boya ile süslenmek suretiyle kullanılmıştır. Aynı teknik Rhodos'tan bilinmektedir ve tüm Karia Khersonesos'unda (Amos'taki Apollon Samnaios Tapınağı) kullanılmıştır. Taş ocağının kuzeyinde tespit edilen teras duvarlarının; ocağı işleten kişi ve işçilerin kaldığı konutlara ait olabileceği düşünülmüştür. Konut alanında bulunan bir ezme taşının zeytin ezmek için kullanıldığı öne sürülmektedir. Araştırmacıya göre Loryma mezarları için tipik olan iki kaide burada bir ailenin sürekli oturduğunu gösterir niteliktedir. Ezme taşı haricinde üç büyük sarnıç da tespit edilen buluntular arasındadır. Yüzeyde bulunan çanak çömlek parçaları ve taşlar üzerinde yapılan incelemeler; taş ocağının Hellenistik Dönem'de kullanıldığını göstermektedir. Klasik Dönem'de de kullanılmış olabileceği düşünülmektedir [Held 2002:194].
Yorum ve tarihleme:


Liste'ye