©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Büyük Güllücek

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Büyük Güllücek
Türü:
Höyük
Rakım:
1150 m
Bölge:
Karadeniz
İl:
Çorum
İlçe:
Alaca
Köy:
Büyük Güllücek
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Orta

     


Yeri: Çorum il merkezinin güneybatısında; Alaca İlçesi'nin kuzeybatısında; Çorum İli'ne bağlı Büyük Güllücek Köyü'nün güneybatısında; köye yürüyerek 15 dakikalık bir mesafede; yaklaşık 400-450 m'lik bir uzaklıkta yer almaktadır. Arkeoloji yayınlarına; en yakın köyden dolayı; Büyük Güllücek adıyla giren bu yerin gerçek adı Kaletepe'dir; yerel olarak Nurlu Kale adıyla da bilinmektedir. Yerleşme yerine köyden güneybatıya giden toprak yol ile ulaşılabilmektedir [Koşay-Akok 1948:lev.CIX]. Bu yol Kaletepe'nin hemen altından geçmekte; Büyük Güllücek Köyü ise sığ bir vadinin içinde yer almaktadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Kaledere ile Ağçeviran Deresi arasındaki sırtın üstünde; altındaki dereden 50 m yükseklikte yer almaktadır. Bu yükseltinin üzerinde oluşan höyüğün çapının; yaklaşık olarak 50 m olduğu bildirilmektedir. Çevresi günümüzde ormanlarla kaplıdır. Batısında Bakacık Sırtları; karşısında ise Kazamat adı verilen yer bulunmaktadır. Yapılan yüzey toplamasından höyüğün; Ağçeviran Deresi'ne kadar uzanan meyilli kısmının teraslar şeklinde DÇ ve Klasik Dönem iskanına sahne olduğu anlaşılmaktadır. Ağçeviran Deresi'nin kuzey kesiminde de Yunan ve Roma yerleşmesinin kalıntıları görülmektedir. Dere; batıya doğru devam ettikten sonra; önce Koparan Deresi'ne sonra da Yılgın Çayı'na karışmaktadır.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Büyük Güllücek/Kaletepe kazısı; 1947 ve 1949 yıllarında; Türk Tarih Kurumu adına; H.Z. Koşay ve M. Akok yönetiminde yapılmıştır. Kazı; definecilerin höyükte büyük ölçüde tahribatı yüzünden daha çok bir kurtarma kazısı niteliğini taşımaktadır. Definecilerin çukurunda; Alacahöyük IV. tabaka bulgularının ortaya çıkışı; bu kazının yapılışının bir başka önemli sebebidir.
Tabakalanma: Üstteki iki tabakada DÇ; Frig Dönemi; alttaki iki tabakada ise Kalkolitik Çağ yapıları ortaya çıkmıştır. Çok az sayıda Hitit Dönemi çanak çömlek parçaları da ele geçmiştir. En altta ana kayaya inilmiştir. Kalkolitik Çağ yerleşim izleri ise; tepenin rüzgara kapalı doğu ve güney tarafında yer almaktadır.
Buluntular: Mimari: Kalkolitik Çağ tabakalarından alttakinde basit temel dizileri görülmüştür. Bunlardan yapıların kare veya kareye yakın dörtgen planlı; iki veya üç odalı oldukları anlaşılmıştır. Taş temellerin veya subasmanların üzerinde kerpiç duvarların var olduğu görülmektedir. Üstteki yapı katında ise; gene iki-üç sıra halinde taş temeller üstüne kerpiçten duvarların; hemen hemen aynı planda inşa edildikleri belirlenmiştir. Mekanların içinde; kil sıvalı tabanlarda; oval ve daire biçimli ocak yerleri çıkmıştır. Yerleşme yerinin fazla bir nüfusu barındırmadığı; ancak 4-5 evden oluşan küçük bir köy olduğu anlaşılmıştır. Yapıların tepenin oluşumuna uygun olarak teraslar şeklinde yerleştirildiği görülmektedir. Çanak Çömlek: Tümü el yapımı; içi dışı siyah; kırmızı; dışı kırmızı içi siyah; içi kırmızı dışı siyah yüzeyi renkli maldan parçalar ele geçmiştir. Bir kısmı açkılıdır. Bazı kapların beyaz boya; çizgi ve noktalarla bezendiği görülmektedir. Kırmızı; beyaz ve açık kahverengi boya ile yapılan bezemenin yanısıra çizi ve oyuk şekilli bezeme de görülmektedir. Birbirine paralel çizgiler; baklava motifleri; boyuna paralel düz çizgiler; nokta sıraları gibi motifler vardır. Biçimlerden bardaklar; kadehler; maşrapalar; hayvan biçimli kulbu dışarı taşan çömlekler görülmektedir. Kil: Pişmiş topraktan idol; amulet; kaşık; ağırşak; hayvan figürini ve askı bulunmuştur. İçlerinde en ilginç olanı keman biçiminde; başı kırık; göbeğinde bir çıkıntı daire olan insan figürinidir. Ayakları gösterilmemiş olan figürinde dişilik organının etrafına kabarık bir daire çizilmiştir [Koşay-Akok 1948:15]. Topaç biçimli bir idolün kolları ise şematik olarak betimlenmiştir. Göğüsleri düğme şeklindedir. Ön kısmı kırık olduğu için cinsiyeti anlaşılamamıştır. Yontma Taş: Bu konuda bir bilgi verilmemekle birlikte yayındaki resimlerden dilgi endüstrisinin hakim olduğu görülmektedir. Çakmaktaşı; hammadde içinde en büyük grubu teşkil etmektedir. Sürtme Taş: Açkılı yassı baltacıklar; çekiçler bulunmaktadır. Kemik/Boynuz: Bu malzemeden en çok bızlar yapılmıştır. Maden: İki adet yassı baltanın analiz sonucunda bakır olduğu anlaşılmıştır [Koşay-Akok 1948:478; Esin 1969:130]. Her ikisinde de ağızlar oldukça yuvarlak yapılmamıştır. Namluları birisinde ince uzun diğerinde ise daha kısadır. Düz enselidirler. Anadolu'da Kalkolitik Çağ'dan itibaren görülen bu tip baltaların; ormanlık bir yöre olan Güllücek civarında; ağaç kesiminde veya günlük işlerde; farklı amaçlarla kullanıldığı tahmin edilmektedir.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Büyük Güllücek; Kuzey Anadolu Bölgesi ile Balkanlar; dolayısıyla Güneydoğu Avrupa arasındaki kültür ilişkilerini gösteren bir buluntu yeri olma özelliğini taşımaktadır. Kazının yapıldığı zamanki arkeoloji tekniklerinin henüz gelişmemiş olması; Kalkolitik Çağ tabakalarının muntazam bir şekilde ortaya çıkmamasına; özellikle çanak çömlek mal gruplarının tam anlaşılamamısına yol açmıştır. Buraya yerleşen küçük bir grubun ilkel tarım dışında hayvancılık da yaptığı; yöreye uygun bir şekilde avcılığa da devam ettiği söylenebilir. Büyük Güllücek bulgularının Anadolu'dan gelişen ve Güneydoğu Avrupa'ya kadar ulaşan bir kültüre ait olduğu anlaşılmıştır. H.Z. Koşay; 1962 yılında Güllücek ile Karanovo; Kirivodo; Soultan yerleşmeleri arasındaki ilişkilere somut örnekler göstererek Kuzey Anadolu ile Güneydoğu Avrupa benzerliklerine dikkat çekmiştir [Koşay 1963:301].


Liste'ye