©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Tekkeköy - Fındıcak

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Tekkeköy - Fındıcak
Türü:
Kaya Sığınağı
Rakım:
55 m
Bölge:
Karadeniz
İl:
Samsun
İlçe:
Merkez
Köy:
Tekkeköy
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
EP AP OP

     


Yeri: Samsun il merkezinin yaklaşık olarak 14 km güneydoğusunda; Çarşamba Ovası'nın batıya doğru olan uzantısında bulunan Tekeköy'ün güneyinde; Ayıtepesi ve Karabücük dağlarından çıkan Fındıcak ve Çınarlık Deresi'nin suladığı vadide bulunmaktadır. Güneybatısında Fındıcak Irmağının kolu olan bir dere akmaktadır. Günümüzde Samsun'un bir semti haline gelmeye başlanan Tekkeköy (veya Tekeköy) kısmen kıyı ovasına; kısmen vadinin iki yanındaki tepelerin yamaçlarına yayılmıştır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Güneyindeki dağları ormanlık örtü ile kaplı olan köyün hemen güneyinde yer alan vadide aşınmayla meydana gelmiş büyük kaya kütleleri ve sırtlarında ise günümüzde ekilen tarlalar bulunmaktadır. Çevrede tatlı su kaynakları mevcuttur. Samsun-Çarşamba tren ve karayolu vadinin Karadeniz'e bakan ağzının altından geçmektedir. Vadinin kıyı ovasına açılan yamaçlarında kaya sığınaklarını ve mağaraları görmek mümkün olabilmektedir. Yapılan araştırma sonucunda burada 2 mağara; 30 küçük; 6 büyük kaya sığınağı tespit edilmiştir. Bu sığınaklar içinde ön dolgusunda iki yüzey buluntusu veren ve derenin bugünkü yatağından birkaç metre yüksekte olan kaya sığınağı kazı için tercih edilmiştir. Kazıyı yöneten bilim adamları bu kaya sığınağına "A" kaya sığınağı adını vermişlerdir. Bu isimlendirmede sıra veya başka bir öğenin rol oynadığı bildirilmemektedir. Yayınlarda vadi planının gösteren bir haritada verilmediği için bu kaya sığınağının gene de tam nerede olduğunu diğer kaya sığınakları ile ilişkilerini bilmemekteyiz. Gene kazı sistematiği konusunda da bir bilgi verilmemektedir.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: TEKEKÖY "A" olarak isimlendirilen kaya sığınağı; 1940 yılında Kılıç Kökten; Nimet Özgüç ve Tahsin Özgüç'ün başkanlığında bir ekip tarafından olasılıkla Kılıç Kökten'in yönetiminde kazılmıştır [Kökten et al. 1945:382-383]. Tabakalanması konusunda Kılıç Kökten'in verdiği sonuçlarla; daha sonra 1941 yılında kazı mahalline giden Şevket Aziz Kansu'nun verdiği sonuçlar nedense birbirini tutmamaktadır. Kökten; kaya sığınağının taban seviyesinden 320 cm kadar derine inildiğini ve on tabaka tespit edildiğini anlatmaktadır. 64 cm kalınlığında olan birinci tabaka; geç devir (?) çanak çömlek parçaları vermektedir. 96 cm kalınlığındaki ikinci tabaka ile 38 cm kalınlığındaki üçüncü tabakada koyu renkli; derinleştikçe sararan kum katmanları görülmektedir. Bu iki tabakada yontma taş aletler ile birlikte hayvan kemikleri bulunmuştur. Bu tabakanın altında yer alan ve tümü 122 cm kalınlığı bulan altı tabaka arkeolojik kalıntı vermeyen iri çakıllı ve kumlu tabakalardır. Kansu ise kazı açma kesitinden beş tabaka olduğunu ifade etmektedir. 38 cm kalınlığındaki ince taş; kum ve kumlu topraktan ibaret olan hümüslü birinci tabaka; yaklaşık 96 cm kalınlığında içinde minik yontma taş aletler ve hayvan kemikleri olan ikinci tabaka; 68 cm kalınlığında olan içinde çok az minik taş aletli; killi kumlu üçüncü tabaka; sarı kum karışık çakıl taşlı dördüncü tabaka ve en sonunda da iri çakıl taşlı beşinci tabakanın var olduğu Kansu tarafından açılan kısımdaki keside bakılarak tarif edilmektedir [Kansu 1944:673;677-682]. K. Kökten gene 1940 yılında; vadinin Karadeniz'e bakan ağzında ve vadi içindeki kaya sığınaklarının sekilerinde dağınık bir şekilde yontma taş aletler bulmuştur [Kökten 1941:124; Kökten 1944a:470]. Yalçınkaya bu bulunan aletlerden biri olan iki yüzeylinin Tekeköy'ün (olasılıkla Samsun il merkezinin) 12 km güneydoğusunda Samsun-Çarşamba tren yolu üzerinde ele geçirildiğini ifade etmekte ve bu buluntuyu Tekeköy buluntusu olarak isimlendirmektedir [Yalçınkaya 1985:429].
Tabakalanma:
Buluntular: "A" olarak isimlendirilen kaya sığınağında yapılan kazı sonucunda Kökten ve Kansu'nun ikinci ve üçüncü tabaka olarak işaret ettikleri tabakalarda; mikrolit yontma taş aletler bulunduğunu anlamaktayız. Bu taş aletlerin bazılarında açıkca düzelti yer almaktadır. Bunlar; Kuzeybatı Avrupa'da görülen mikrolit endüstrilerdeki buluntulara benzemektedir. Kansu; mikrolitleri; mikroburin; mikrokazıyıcı ve tipsiz mikrolit olmak üzere üç grupta incelemektedir [Kansu 1944:673; 677-682; şek.2-4]. Bostancı ise; Beldibi ve Belbaşı Epipaleolitik Çağ endüstrilerini incelerken; Tekeköy buluntularına da değinmekte; bunların çoğunun gerçek mikrolit endüstri olmadığını; ancak dilgi üzerindeki bir kalemle; yonga üzerine yapılmış bir uç kazıyıcının tipik mezolitik aletlerden sayılabileceğini ileri sürmekte ve diğer kazıyıcıların ise Üst Paleolitik karakterde olduğunu kabul etmektedir [Bostancı 1967b:58-59]. Kazıda yontma taş alet endüstrilerinden başka at; manda gibi hayvanlara ait kemik ve diş kalıntıları da bulunmuştur. Bunlar üzerine ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır. Kökten vadi içinde sekilerde bulduğu iki aletten küçüğünün dioritten; büyüğünün ise bazalttan yapılmış olduğunu ve bunların Moustérien uç ve kazıyıcı özelliklere sahip olduklarını bildirmektedir. Tren yolu yakınında ele geçen iki yüzeylinin ise andezitten yapılmış olup Acheuléen özellikler gösterdiği anlatılmaktadır. Sürüklenmeden dolayı çok aşınmış olan iki yüzeylinin gerçek buluntu yerini arka planda kalan dağlarda aramak gerekmektedir.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme:


Liste'ye