©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Pulur |
|
Çizimler için tıklayın... ![]() |
Fotoğraflar için tıklayın... ![]() |
Türü:
|
Höyük |
Rakım:
|
1800 m |
Bölge:
|
Doğu Anadolu |
İl:
|
Erzurum |
İlçe:
|
Ilıca |
Köy:
|
Ömertepe |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
İTÇ III |
|
|
![]() ![]() |
Yeri: Erzurum il merkezinin kuşuçumu 15 km güneybatısında; Ilıca Bucağı'nın güneydoğusunda; aynı adlı köyün içindedir. Ilıca'dan köye şose yolla kolaylıkla ulaşılabilmektedir. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Erzurum Ovası'nda yer alan bu yerleşme yeri; Pulur Çayı'nın sağ kıyısındadır. Çakıl ve kum birikintisinden oluşan doğal bir yükselti üzerinde; yaklaşık 17 m yüksekliğinde olan orta boy bir tepedir. Üzerinde kurulu bulunan modern köy tarafından; çeşitli nedenlerle yer yer tahrip edilmiştir. Yakın çevresi verimli tarlalarla kaplıdır. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: 1960 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi adına; H.Z. Koşay ve H. Vary başkanlığında kazılmıştır. Kazı; höyüğün batı eteğinde; tepe kısmında ve doğu eteğinde olmak üzere üç yerde gerçekleşmiştir. Kazıda ana toprağa da inilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır. |
Tabakalanma: Pulur'daki kazının çok kısa sürmesi sağlıklı bir tabakalanmanın saptanamamasına yol açmıştır. Daha geniş alanda kazılması ekonomik olduğu için tercih edilen batı yamaç açmasında; dört mimari tabaka saptanmıştır. Bu açmada tepenin en üst 0 noktasından 17 m derinde ana toprağa ulaşılmıştır. Doğu açmasında ise İTÇ'ndan daha geç döneme tarihlenen mezarlığa rastlanmıştır. Tepenin üstünde açılan açmada ise üstte Selçuk Dönemi'ne tarihlenen iki yapı katı ortaya çıkmıştır. Üsttekinin bir bey konağına ait olduğu sanılmaktadır. Bu tabakaların altında ise 6 m kalınlığındaki kısır dolgu tabakası; onun altında 2-3 m kalınlığındaki dolma taş tabakasının ne anlama geldiği saptanamamıştır. Kısır dolgu tabakasının içinde az sayıda İlk Tunç Çağı III evresi çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Tepenin üst kısmının tunç çağlarından sonra eteklerdeki İTÇ kültür toprağının çekilerek ve taş doldurularak oluşturulan bir tümülüs olma ihtimali varsa da kazıda mezar odasına bulunmamıştır. Bu dolgunun altında batı yamaç açmasında; yangın geçirdiği saptanan 2. tabakaya girilmiştir [Koşay-Vary 1964:24-25]. |
Buluntular: Mimari: Höyüğün tüm tabakaları hafirleri tarafından Son Kalkolitik Çağ'a konmaktadır. Buna karşılık Son/Geç Kalkolitik Çağ olarak gösterilen yerleşmelerin üst tabakaları bulgularına göre kesin olmamakla beraber; MÖ 3. binyıla tarihlenebilir. Koşay ve Vary dönem tanımı olarak Kalkolitik Çağ; yerleşmenin başlangıç tarihi olarak da MÖ 2600 yıllarını ön görmektedirler. Kazının esas raporu olarak kabul edebileceğimiz yayında da verilen şematik plandan ince ve kalın duvarlı; dörtgen planlı yapıların bazı bölümlerinin ortaya çıktığı görülmektedir [Koşay-Vary 1964:9]. Bunları yukarıdan aşağıya doğru sıralarsak: En üstteki 1. yapı katında kerpiç duvarlı yapıları olan; yangın geçirmiş bir yerleşmeye ait bozuk kalıntılar ortaya çıkmıştır. Bazı odaların zeminleri taş ile kaplıdır. 2. yapı katında; 6.0x6.6 m boyutlarında bir yapının taş duvarlarından ancak üç sıra yüksekliğindeki kısmı bulunmuştur. 3. yapı katında; taş dizileri ve ocaklar ortaya çıkmıştır. Çanak Çömlek: Araştırmacılar; 1-4. yapı katlarında Karaz türü çanak çömleğin varlığını bildirmektedir. Batı açmasında 4. tabakadan itibaren İç Anadolu Bölgesi Son Kalkolitik Çağ'a tarihlenebilecek çanak çömlek parçalarının olduğunun söylenmesi; şimdilik bu tabaka dışındaki üst tabakaların (1-3); İlk Tunç Çağı'na tarihlenebileceğini düşündürmektedir. El yapımı olan kırmızı ve siyah yüzey renkli malda kabartma şerit ve yiv/oluk bezeme bulunmaktadır. Hamurları kum katkılıdır. Kabartma bezekli örnekler; alt yerleşim katlarında azalmaktadır. Çizi bezemeli parçalar da vardır. Bezeme olarak soyut olarak düşünülmüş kuş ve hayvan figürleri; zikzak motifi; vd. bulunmaktadır. Biçimlerden kase; bardak; maşrapa; çanak; tabak; çömlek; güveç; küpler çoğunluktadır. Kapak; süzgeç; tuzluk gibi işlevsel parçalar da mevcuttur. Kaplar çoğunlukla açkılanmıştır [Koşay-Vary 1964:15-18]. Kil: Dinsel anlamlı olduğu zannedilen seyyar ocak ayakları ile çeşitli biçimli idol ve figürinler vardır. İdol tipleri; İç Anadolu Bölgesi tiplerinden çok farklıdır. Yontma Taş: Obsidiyenden yapılmış bir endüstri ile karşılaşılmıştır. Obsidiyen çekirdeklerin; Pulur'un batısındaki dağ yamaçlarından getirildiği söylenmektedir. Çakmaktaşı yok denecek kadar azdır. Yongalamada balık pulu tekniği görülmektedir. Bıçak; kazıyıcı (Koşay'ın deyimiyle kazgıç); testere; ok ucu; disk; burgu gibi nesneler bazıları şeffaf olan çeşitli renkte obsidiyenlerden üretilmiştir [Koşay-Vary 1964:19-20]. Sürtme Taş: Koyu yeşil renkli nefrit taşından yapılmış yassı ve sap delikli baltalar; 6-8.5 m derinlikte toplu halde diğer katlarda seyrek olarak bulunmuştur. Döğeç ve çekiç tipinde nesnelerde vardır. Möhre (cilalama taşı) olarak kullanılmış olan üstü sürtülmeden dolayı açkılanmış taş parçalar da mevcuttur. Delikli taşlar dokumacılığı; öğütme taşları ise hububat tüketiminin yoğunluğunu göstermektedir. Kemik/Boynuz: Koyun ve keçilerin mafsal kemiklerinden; mafsal kısmı aynı şekilde bırakılıp uç kısmı ise kesilerek ve sivriltilerek oluşturulmuş bızlar; dişli taraklar; delikli iğneler kemik endüstri örnekleridir. Maden: Üzerinde kavruk buğday tanelerinin olduğu bir orak; bir yassı balta ve yassı keski kazılan sahanın büyüklüğüne göre az sayıda maden buluntunun Pulur'da var olduğunu belirlemektedir. Analiz yapılmadığı için bu nesnelerin bakırdan veya tunçtan olup olmadıkları bilinmemektedir. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: Karaz; Pulur ve Güzelova yerleşmelerinin tabakalanma ve tarihlendirilmeleri henüz kesinlik kazanmamıştır. A. Sagona burada ele geçen malzeme örneklerinden ve Pulur yayınlarından; Pulur'da; Karaz'ın erken tabakasında olan çanak çömleklerin burada bulunmadığını ve Pulur'un olasılıkla İTÇ III-OTÇ II. evreye tarihlenebilecek bir yerleşim yeri olduğunu ihtiyatle sunmaktadır [Sagona 2000:şek.5'deki tablo]. Pulur'da birbirine yapışık bir yerleşme dokusunun olduğu sanılır. Bu köylerin bir sur ile korunup korunmadıkları da belirsizlikler içindedir. Günümüz Doğu Anadolu Bölgesi mimarisine uygun; taş temelli ve su basmanlı; kerpiç duvarlı; düz damlı evler bulunmaktadır. Gündelik yaşantıda; mekanların içinde yer alan yuvarlak biçimli ocakların önemli bir rol oynadığı sanılmaktadır. Kutsal anlam da taşıdığı iddia edilen; üzeri bezemeli ocak ayaklarının yemek pişirimi sırasında kapların altına konduğu sanılmaktadır. Öğütme taşları buğday-arpa ağırlık bir beslenme ekonomisinin var olduğunu; avcılığın ise bu ekonomiyi tamamladığını göstermektedir. Pişmiş topraktan tanrı ve tanrıça idolleri; yerleşiklerin dini inançlarını anlatmaktadır. Kemik bız ve iğneler kaba dokunmuş giyimlerde; çuval yapımında; deri nesneler yapımında; 3-5 dişli kemik taraklar kilim dokumacılığında kulanılmış olabilir. |