©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Kuruçay

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Kuruçay
Türü:
Höyük
Rakım:
935 m
Bölge:
Akdeniz
İl:
Burdur
İlçe:
Merkez
Köy:
Kuruçay
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Çanak Çömlekli

     


Yeri: Burdur İli'nden batıya; Yeşilova ve Tefenni yönüne giden karayolunun 15. kilometresinde; karayolunun hemen yakınındaki Kuruçay Köyü'nün 1.5 km kadar güneybatısında yer alır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Kuruçay Höyüğü; Burdur Gölü'ne basamaklar halinde inen tepelerden birinin üzerindedir. Güney; batı ve kuzeyden derin dere yataklarıyla çevrili bir alanda yer alır; çok engebeli bir topografyaya sahiptir. Höyük; 90x60 m boyutlarında; yaklaşık 8 m yüksekliktedir. Tepesinin denizden yüksekliği 960 m; Burdur Gölü'nden ise 110 m'dir [Özsait 1979:102; Duru 1994a:1;83].
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: İlk araştırma; 1964 yılında Hacılar kazı ekibinden J. Birmingham'ın yüzey toplamasıdır. Daha sonra Burdur Müzesi ve 1972-74 ve 75 yıllarında ise İÜ; İlkçağ Tarihi'nden M. Özsait bölgedeki araştırmaları sırasında Kuruçay'ı da ziyaret ederek; malzeme toplaması yapmıştır. 1978-88 yılları arasında ise R. Duru başkanlığında İÜ; Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı'nca kazılmıştır [Duru 1994a:1-2]. Bu kazıya ait bilgiler çok ayrıntılı bir şekilde yayınlanmıştır [Duru 1996]. Yerleşmenin İlk Tunç Çağı bulguları bu iki ana yayından biri olan Kuruçay Höyük II'de tanıtılmaktadır [Duru 1996:65-103]. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Kuruçay höyüğü 13 yapı katıyla Neolitik; Kalkolitik ve İlk Tunç çağlarına ait tabakalanma gösterir: İlk Tunç Çağı II (1. yapı katı) İlk Tunç Çağı II-I (2. yapı katı) Geç Kalkolitik (3; 3A; 4-6; 6A yapı katları) Erken Kalkolitik (7-10 yapı katları) Geç Neolitik Çağ (11. yapı katı) Erken Neolitik (12. ve 13. yapı katları) Ana toprak
Buluntular: Mimari: En eski yapı katı olan ve İlk/Erken Neolitik Çağ'a tarihlenen 13. yapı katında herhangi bir yapı izine rastlanmamıştır; bu dönem yalnızca çanak çömleklerle temsil edilir [Duru 1990:82-83; 1994a:9]. İlk yerleşme kalıntıları ise; yine aynı çağa tarihlenen iki evreli 12. yapı katında izlenir. Eski evrede (12 alt); sağlam taş temelli; kerpiç duvarlı dörtgen planlı iki ev ortaya çıkarılmıştır. Biri büyük; dikdörtgen planlı; diğeri daha küçük ve kavisli duvarlı bu iki ev [Duru 1996b:50]; birbirlerine bir kapı geçidiyle bağlanmaktadır. İkinci evin ortasında at nalı biçimli; kenarları düzensiz taşlarla çevrili bir ocak yeri ve ateş yakma yeri bulunur. Aynı yapı katının üst evresinde ise (12 üst); ilk iki evin güneyine yeni yapıların eklendiği; buradan güneye doğru bağımsız bir duvarın uzandığı izlenir [Duru 1990:82; 1994a:9-10]. Diğer yapıların yamaçtan aşağıya uçmuş olması nedeniyle yerleşme düzeni bilinememektedir. İki evreli 11. yapı katı Son/Geç Neolitik Çağ'a aittir. 11 alt evresi yapılarının temelleri çok bozulmuş ve temel taşları bir sonraki yerleşmede kullanılmak üzere sökülmüş; tahrip edilmiştir; bununla birlikte 11 üst evre; Son Neolitik yerleşme hakkında daha ayrıntılı bilgiler verir. Söz konusu yerleşme; yarım daire planlı kuleleri ve sur duvarıyla bir kale görünümündedir [Duru 1987a:75; 1988a:65]. 1.10/1.20 m genişliğinde; iki yüzü göreceli olarak iri; ortası ise küçük ve kırık taşlarla örülmüş ana sur duvarının; güneye bakan dış kısmında; biri kısmen yıkık; diğeri sağlam olarak ele geçmiş iki kulesi bulunmaktadır. Daha kuzeyde; bu duvara paralel; 4 m aralıkta ikinci bir duvar yer alır ki bu; sur sisteminin kuzeye devam ettiğini göstermektedir. Bu bölümde iki paralel duvar arasında kalan alan; bir ara duvar ile kısmen kapatılarak geçit oluşturulmuştur. Önü çakıltaşı döşeli bu alanın; yerleşmenin ana girişi olduğu düşünülmektedir [Duru 1994a:11]. Kale içindeki bölümün tahrip olmuş olması; evlerin bulunması gereken bu alan hakkında bilgi sahibi olmamızı engellemektedir. Kısmen 7. kat yerleşmesi; kısmen de derin bir sel yatağının mendereslerinden birinin höyüğün hemen kuzeyinde bulunuyor olması; kale içindeki yerleşme kalıntılarının bu iki nedenle son derece tahrip olmuş şekilde ele geçmesine neden olmuştur [Duru 1994a:12]. 11. kat yerleşiminin sona ermesinden sonra; Neolitik Çağ insanlarının güney alana taşındıkları; surla çevrili olmayan bir alanda yaşamlarını sürdürdükleri saptanmıştır [Duru 1988a:66]. Çanak Çömlek: 13. yapı katının çanak çömlekleri kaba hamurlu; iyi pişirilmemiş; gevrek; özensiz açkılı mallardan oluşur. Biçimlerde ise kapanan ağızlı; S-profilli çanaklar geniş karınlı; hafif boyunlu çömlekler egemendir [Duru 1990:83]. 12. katın çanak çömleklerinde 13. kata oranla kapsamlı değişikliklerin yapılmadığı görülür [Duru 1994a:33]; ancak daha gelişkindirler; kırmızı ve bej astarlı mallar mevcuttur. Bej astarlılar üzerine yapılan boya bezekler geometrik bant bezek ve fantastik olmak üzere iki ana grupta toplanır [Duru 1989b:58; 1990:83]. Biçimlerde çeşitlenme gözlenir; 13. kattaki kimi formlar devam ederken; dikine ip delikli tutamaklar; yatay delikli; ortaları basılmış; yandan bakıldığında hayvan başını hatırlatan tutamaklar ve yalancı kulplar görülmeye başlar. 12. katın yeni evresinde yeni biçimlerle birlikte kabartma bezeli parçalar ortaya çıkar [Duru 1990:84]. 11. Son Neolitik katın çanak çömleği; bölgenin tipik; kırmızı boya astarlı ve iyi açkılı çanak çömleğiyle bilinir; açkılama; boyama ve pişirmede en yüksek kaliteye ulaşılmıştır [Duru 1989b:58; 1994a:39]. Boyalıların yanında kaba yapım; açkısız ve boya astarsız bir başka grup da mevcuttur ki; bunların formları da diğerlerinden farklıdır [Duru 1987a:75; 1989b:58; 1994a:39]. Genel hatlarıyla Son Neolitik çanak çömlekçiliği; İlk Neolitik çanak çömlek geleneğinin devamıdır [Duru 1994a:40]. Kil: Kuruçay Neolitiği'nin pişmiş topraktan insan heykelcikleri arasındaki en eski örnekler; Son Neolitik Çağ'ın 11. katında bulunan kadın figürinleridir. Bazılarında steatopik özellikler görülür. Genellikle ayakta durur şekilde tasvir edilmişlerdir; birkaç bacak parçası üstünde rastlanan boya izleri; kadınların giysilerine işaret etmektedir. Yöntem olarak; figürinlerin önce kilden silindirsel bir çekirdek halinde işlendiği; organların daha sonra bu çekirdeğe eklenip; yapıştırılıp; ayrıntılarının belirtildiği; başın tümüyle ayrı yapılıp; sonradan vücuda eklendiği saptanmıştır [Duru 1994a:61]. Figürinlerin yanısıra; pişmiş topraktan kaşıklar; kepçeler yapılmıştır. Kaşıkların sap kısımlarının uçları boğa ve dağ keçisi gibi hayvan başları şeklinde bitmektedir [Duru 1994a:62-63]. Yontma Taş: Kuruçay'ın Neolitik Çağ yontma taş alet endüstrisinde hammadde; esas olarak çakmaktaşıdır. Obsidiyen ise daha seyrek kullanılmıştır. Dilgi endüstrisi hakim olmakla birlikte; yongalar da alet yapımında kullanılmıştır. İlk Neolitik Çağ'ın 12. yapı katının taş aletleri arasında egemen grubu diskler; 11. katınkini ise kazıyıcılar oluşturur. Kuruçay Neolitik Çağ yontma taş alet tipolojisinde yapı katları arasında büyük bir değişim gözlemlenmemiştir [Duru 1994a:75]. Sürtme Taş: Taştan; figürin; boncuk; kap ve keski yapılmıştır. Tüm yapı katlarında sürtme ve ezgi taşları bulunmuştur [Duru 1994a:69-70] 12. yapı katındaki iki evde; oda içlerinde sağlam ve in situ durumda ezgi taşları; el değirmenleri ele geçmiştir [Duru 1994a:10]. Kemik/Boynuz: Kuruçay'da koyun; keçi; sığır ve domuz kemiğinden; ala geyik ve karaca boynuzlarından çok sayıda ve çeşitte araç gereç yapılmıştır. Kemik buluntular arasında sayısal açıdan en büyük grubu kaşıklar [Duru 1987a:75] oluşturur. Sıyırma ve düzeltme işlerinde kullanıldığı düşünülen aletler; iğneler; deliciler; bir adet ağırşak; bir keski diğer kemik buluntuları; orak; açkılama aletleri; saplar ise boynuz buluntuları oluşturur [Duru 1994a:65-68]. İnsan Kalıntıları: Neolitik Çağ insan kalıntıları; Son Neolitik Çağ'ın 11. katına ait dört gömütte ele geçmiştir. Bunlardan ikisi hocker pozisyonunda yatırılmış yetişkin; diğer ikisi ise çocuk iskeletleridir. Çocuk mezarlarında aşık kemikleri; bir yetişkinin mezarında ise bir adet çömlek bulunmuştur. Ancak hafir bunların mezar armağanı olarak yorumlanmaması düşüncesindedir [Duru 1994a:18]. Hayvan Kalıntıları: Kuruçay'ın İlk Neolitik (13 ve 12) katlarında yaban sığırı (Bos primigenius); yaban keçisi (Capra aegagrus) ve etcillere ait hayvan kemikleri; 11. katta ise bunlara ek olarak geyik kemikleri bulunmuştur. Analizler; tümünün yabani olduğu sonucunu vermiştir [Duru 1994a:76-78].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Kuruçay Neolitik Çağ yerleşmeleri bir bütün olarak ele alındığında; mimari açıdan İlk ve Son Neolitik yerleşmelerde aynı yapı geleneğinin sürdürülmüş olduğu dikkati çeker [Duru 1994a:16]. Bununla birlikte İlk Neolitik yapı katlarından 13. kat ile 12. kat arasında Ñözellikle çanak çömlek teknolojisinde izlenen [Duru 1994a:51; 85]Ñ uzunca bir zaman aralığı vardır. Yapılan 14C ölçümleriyle; Kuruçay İlk Neolitik yerleşmesinin MÖ 7. binin sonlarına; Son Neolitik yerleşmesinin ise MÖ 6. binin hemen başlarına tarihlendiği saptanmıştır [Duru 1994a:90].


Liste'ye