©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Köşk Höyük

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Köşk Höyük
Türü:
Höyük
Rakım:
1400 m
Bölge:
İç Anadolu
İl:
Niğde
İlçe:
Bor
Köy:
Bahçeli
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Çanak Çömlekli

     


Yeri: Niğde İli; Bahçeli Kasabası yakınında; il merkezine 17 km uzaklıkta; Kayseri-Niğde-Adana karayolu üzerinde yer alır [Silistreli 1984a:83].
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Höyüğün güney eteklerinde yer alan Roma Dönemi'ne ait bir havuzun; sularını; höyük yakınından çıkan bir kaynaktan alıyor olması; çevrenin bugün olduğu gibi; en azından 2000 yıl önce de sulak ve verimli olduğunu göstermektedir. Köşk Höyük; yaklaşık 80 cm çapında ve 15 m yüksekliğindedir [Harmankaya et al. 1997:Köşk Höyük].
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Köşk Höyük; Köşk Pınar adıyla ilk kez 1961'de M. Ballance tarafından saptanmış; 1964'de R. Harper ve M. Ramsden [Summers 1993:29]; 1965'de ise I.A. Todd tarafından [Todd 1968:104] ziyaret edilerek toplama yapılmıştır. 1981'de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nden U. Silistreli başkanlığında başlayan kazı çalışmaları 1992'ye kadar sürmüştür. 1996 yılından bu yana; aynı fakülteden A. Öztan başkanlığında ikinci kez başlayan kazılar; halen devam etmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Köşk Höyük yerleşmesi; çanak çömlek karşılaştırmaları sonucu; İlk Neolitik sonu; Son Neolitik-İlk Kalkolitik Çağ'a tarihlenir. Neolitik ve Kalkolitik Çağ yerleşmesinde üç tabaka saptanmıştır: Bunlardan (yukarıdan aşağıya doğru) I. ve II. tabakalar İlk Kalkolitik; III. tabaka ise İlk Neolitik Çağ'ın son evresine tarihlenmektedir [Silistreli 1989 a:61; 1991a:99]. Belli bir bölgede (kuzey açmasında) III. tabakanın altına da inilmiş; kültür katlarının devam ettiği ve özellikle çanak çömlekte III. tabaka özelliklerinin süregeldiği gözlemlenmiştir [Silistreli 1991a:98]. Köşk Höyük'te en geç dönem; Roma Dönemi'ne aittir; höyüğün güney eteklerinde yer alan bir havuz ile temsil edilmektedir [Silistreli 1985a:31].
Buluntular: Mimari: Köşk Höyük'te Neolitik Çağ mimarisi; III. tabakada ortaya çıkarılan taş temelli kerpiç duvarlı; dörtgen planlı yapılarla bilinmektedir. Yapıların duvarları ve tabanları özenle sıvalıdır. Taban üzerinde düzgün sıvalı kapı boşlukları ve eşikler vardır; fırın; tandır; ocak gibi yapı öğeleri ile taş ve pişmiş toprak kaplar; odalarda; taban üstünde in situ durumda ele geçmiştir. İki odalı bir yapıda; odalardan birinde bir fırın yeri ve söve taşı; diğerinde bir başka fırın; bir seki ve bir kapı geçidiyle geçilen; içinde erzak küplerinin bulunduğu ambar ortaya çıkarılmıştır [Silistreli 1986a:129; 1987:173]. 2008 yılında yapılan kazılarda batıda ana kayanın yüksek olduğu F/8 plan karesinin doğusunda IV. tabakaya ait ortaya çıkarılan tek yapı iki odalıdır. Güneybatı-kuzeydoğu yönünde uzanmaktadır. Sıkıştırılmış toprak tabanı üstündeki dolguda ele geçirilen yanmış kamış kalıntılarının üst örtüye ait olabileceği tahmin edilmektedir. Büyük odadan geçilen küçük odada bir ocak yer almaktadır [Öztan et al. 2010:256]. 2009 yılı kazılarında doğuda J/8 plan karesinde önceki yıllarda kazılan III. tabakanın 29 numaralı odasının kuzey köşesine bitişik kısmen korunmuş bir oda bu alanın tek belirgin mimarisidir. 29. oda ile aynı doğrultuda, yani kuzeybatı- güneydoğu yönünde uzanan kalıntılar bu odanın güneybatı parçasına aittir. Duvar kalınlığı 50 cm. olan odanın dar açılı köşesinde 40x 70 cm. ölçülerinde 10 cm. kalınlığında kilden bir kutu yer alır. Aynı oda içinde, kuzeybatıda duvara dayalı durumdaki bir diğer kil kutu ise düzensiz biçimlidir. Bu kutunun güney kenarına bitişik durumdaki taban üstünde yer alan 1.50 m. çapındaki fırının yarıdan biraz fazla olan kısmı ancak taban seviyesinde korunabilmiştir. Bunun hemen doğusunda taban üstündeki seramik döşeme bu kısımda da bir ocağın varlığını gösterir. Fırının diğer kısmı ile odanın tabanı ve duvarları kuzey yönde erozyon nedeniyle tamamen yok olmuştur. Bu yapının hemen doğusunda ona paralel uzanan ancak genişliği 70 cm olan bir diğer duvar yer alır. Aynı açmanın güneydoğusunda bir diğer mekanın güneydoğu ve güneybatı duvarları açığa çıkarılmıştır [Öztan-Açıkgöz 2011:137]. H/10-11 plan karesinde yapılan kazılarda III. tabakanın 1. evinin doğusunda bir yapı ortaya çıkarılmıştır. Açığa çıkarılan kısmı dıştan dışa 5x3.80 m ölçülerinde olan mekanlardan kuzeydeki 1. oda ile güneydeki 2. oda arasında doğu duvarına yakın kısımda 80 cm genişliğinde bir kapı yeri mevcuttur [Öztan-Açıkgöz 2011.141]. Çanak Çömlek: III. tabaka çanak çömleği; el yapımıdır. Tek ve çok renkli olarak iki gruba ayrılır; çok renkliler sayıca daha azdır. Siyah; koyu gri; açık ve koyu kırmızı renklerde; açkılı çanak çömlek; insan; hayvan ve geometrik kabartma bezeklerle bezelidir. Bazı kaplarda incrustation tekniği uygulanmıştır. Kabartmalarda insan figürleri olarak; ana tanrıçalar; erkekler tasvir edilmiştir; hayvan figürlerine göre stilize bir üslupla yapılmış bu kabartmalı kapların; ritüel libasyonlarda kullanılmak amacıyla yapıldıkları düşünülmektedir [Silistreli 1986a:131]. İnek; boğa; eşek; keçi; koç; kaplumbağa; antilop; kuş gibi çok çeşitli hayvan kabartmaları; genellikle doğal bir anlayışla yapılmış; kimi zaman beyaz boya ile belirlenmiştir [Silistreli 1986a:130; 1989 a:61; 1991a:98]. Bezek açısından çok zengin III. tabaka çanak çömleği; o dönemin günlük yaşamı; hayvan türleri; inançları açısından önemli belgeler sağlamaktadır. Çanak çömlek biçimleri meyvalık; dörtgen kutu; fincan; kase; uzun ve kısa boyunlu yuvarlak karınlı çömlekler; geniş ağızlı; çok kısa boyunlu çömlekler; küplerin yanısıra ritonlar (dağ keçisi); kadın biçimli çömlekler [Umurtak 1996:488-489] gibi çok değişik biçimleri kapsar. 2009 yılında H/10-11 plan karesinde yapılan kazılarda III. tabakanın 1. evinin doğusunda ortaya çıkarılan mekanlarda birbirinden farklı kaplara ait çok sayıda kabartmalı ve bazı boyalı kaplar adeta üstüste depolanmış durumda ele geçmiştir. 1. odada bazıları başları ile birlikte keçi, ceylan ve geyik boynuzlarının altına konmuş durumda ceylan, eşek ve dağ koyunu başı bezekli parçalar, tanrı ve tanrıça betimleri olabilecek insan figürleri ile bezeli olanlar yer almaktadır. 2. odadaki parçalar ise geyik, leopar, olasılıkla arslan betimine sahip kaplardan alınarak biraraya toplanmıştır. Biri 1. odada bulunmuş büyükçe iki parçada ise kapların boyun ve gövdeleri üstüne sarkan dikmeler üstünden çıkan bir inek bir boğa olmak üzere sıralanmış başlar yer alır [Öztan-Açıkgöz 2011:141]. Kil: Köşk Höyük III. tabaka yerleşmesinde pişmiş toprak; figürinlerde; uzun sapı hayvan başı biçiminde biten kaşıklarda ve III. tabakaya özgü tezgah ağırlıklarında görülür. Bir ocağa ait olduğu anlaşılan boynuz parçalarının yapımında da kil kullanıldığı saptanmıştır. Figürinler arasında kilden bir baş; başsız; kırmızı boyalı bir kadın figürini; gerçekçi üslupla biçimlendirilmiş; tahtında oturan ana tanrıça figürini gibi üstün işçilik gösteren buluntular yer almaktadır [Silistreli 1986a:132; 133; 1989a:61; 1991a:98]. Yontma Taş: Yontma taş alet endüstrisi ürünlerinin hammaddesi ağırlıklı olarak obsidiyendir; çakmaktaşı seyrek olarak kullanılmıştır. Obsidiyen aletler arasında özenli işçilik gösteren hançer; bıçak; delici; kesici aletler; okucu; mızrak ucu gibi alet ve silahlar yer alır. Mızrak uçlarından biri çakmaktaşından yapılmıştır [Silistreli 1986a:133; 1989a:62; 1991a:98]. Sürtme Taş: Yontma taş alet endüstrisi dışında da taş kullanımı yaygındır; çeşitli büyüklükte taş baltalar; minyatür el baltası; alabasterdan ana tanrıça heykelciği; mermer bilezikler; çeşitli renkte taşlardan boncuklar; dağ kristalinden tavşan heykelciği; fritten damga mühür; ele geçen zengin taş buluntulardandır. Bunlardan bazıları mezar armağanıdır [Silistreli 1986a:131-133; 1987:174]. Kemik/Boynuz: Köşk Höyük kemik buluntuları arasında bız; iğne; hançer; bir ucu delik kazıyıcı türü aletler; boru şeklinde yuvarlak; üzerinde bir delik bulunan kemik nesne; geometrik motiflerle bezeli damga mühürler; sap delikli tören baltası gibi özel buluntular da yer alır. Bazıları mezar armağanı olarak ölülerin yanında bulunmuştur [Silistreli 1986a:129-133; 1991a:98]. İnsan Kalıntıları: Evlerin tabanlarının altında bulunan gömütler; Köşk Höyük ölü gömme geleneğinin yerleşme içi olduğunu göstermektedir. Çoğu basit toprak mezardır; ancak küp mezarlara ve taş sandukalara da rastlanır [Silistreli 1987:174]. II. tabaka örneklerinden bilinen ata kültünün III. tabakada da bulunduğu; söz konusu tabakanın bir tabanı üzerinde bulunan sıvalı ve aşı boyalı kafatası sayesinde anlaşılmıştır. Bir kadına ait olduğu saptanan kafatası; iskelet haline dönüştükten sonra kil ya da alçı türü bir maddeyle; daha sonra ise aşı boyası ile sıvanmış; gözler siyah taşlarla belirtilmiştir [Silistreli 1991a:98]. Bir çocuk kafatasının da yine aynı şekilde önce alçı türü bir maddeyle sıvandığı; daha sonra da kırmızı boyayla boyandığı bilinmektedir [Silistreli 1987:174]. Ölüler yanlarında özel eşyaları; yiyecek ve içecek kaplarıyla birlikte gömülmektedir [Silistreli 1989a:62]. Kadın kafatasının bulunduğu odada çanak çömleğin yanısıra tanrıça figürini; kemikten delikli bir nesne; obsidiyen ve çakmaktaşından aletler gibi çok çeşitli küçük buluntulara rastlanmıştır [Silistreli 1991a:98]. 2007 yılında yapılan kazılarda 7 adet mezar ortaya çıkarılmıştır. Bunlardan 6 tanesi III. kata ait üç evreli bir yapıdaki odacıklarda bulunmuş olup Köşk Höyük ölü gömme adetlerine yeni bilgiler katmıştır. Iv. katın tek mezarı ise duvar dibine yatırılmış bir bebeğe aittir. Bileğinde turkuaz renkte boyalı pişmiş toprak boncuklardan yapılmış bir bilezik bulunmaktadır. Yanına iki mama kabı, biri bu kapların içine, diğeri dışına bırakılmış iki yumuşakça kabuğu (kaşık) konulmuştur [Öztan et al. 2009:317]. 2008 yılında IV. tabakada G/7 plan karesinde bulunan ocağın doğusunda üzeri taşlarla kapatılmış bir mezar alanı ortaya çıkarılmıştır. Mezara güneybatı-kuzeydoğu yönünde hocker olarak yatırılmış olan birey 20-30 yaşları arasında başsız olarak gömülen bir kadındır. Başı 2007 yılında hemen yanında bir alanda açığa çıkarılmıştır. Mezara bırakılan hediyeler bükük dizleri ile kolları arasındaki alana yerleştirilmiş altta iç içe konmuş bir yassı tabak, bir meyvelik ve bunun içine yine içiçe yerleştirilmiş üç çanak ve obsidiyenden bir hançerdir. Ayrıca, başın arkasına gelen kısımda boyunlu bir çömlek, ayak bileği üstünde kemikten bir spatül, yanında kemikten bir alet, kolları arasında obsidiyenden bir dilgi diğer eşyalardır [Öztan et al. 2010:258]. Diğer: IV. tabaka yapısının en önemli buluntu grubu, kapının hemen iç kısmına taban sütüne topluca bırakılmış silahlardır. Bunlar obsidiyenden yapılmış dokuz mızrak ile bir ok ucu ve odanın kuzeydoğusundaki bir cilalı taş baltadır [Öztan et al. 2010:256]. IV. tabaka yapısının kuzey duvarından 4 m uzakta, açmanın ortasına yakın bir konumda çok sayıda boncuk ele geçirilmiştir. Boncukların çoğu molibden ile boyanarak turkuaz renk verilmiş kilden, diğerleri obsidiyen, kalker, kireç taşı, akik, apatit gibi taşlardan, ikişer tanesi bakır ve kemikten yapılmıştır. Parçaları ile birlikte 5186 tane olan boncukların 4876 tanesi sağlam durumdadır. Bu toplu buluntunun, kemik ve taştan yapılmış kazıyıcı ve deliciler ile bir ponza taşıyla birlikte ele geçirilmesi yerleşimin kıyısındaki bu alanın bir işlik olarak kullanıldığını göstermektedir [Öztan et al. 2010:257]. Ayrıca, G/7 plan karesinde yer alan iki küçük mekanlı yapının kuzeybatı kenarında obsidiyenden 4 çekirdek, 32 tane mızrak ve ok ucu toplu olarak ele geçirilmiştir [Öztan et al. 2010:257].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Obsidien yatakları bakımından son derece zengin bir bölgede; Melendiz Dağları'nın hemen yakınında yer alan Köşk Höyük; hafiri U. Silistreli'ye göre; gerek Neolitik; gerekse Kalkolitik çağlarda obsidien ticaretinde önemli bir merkez konumundadır. Ana tanrıça ve boğa kültleri; tek ve çok renkli çanak çömlek ilişkileri; Köşk Höyük'ün Çatalhöyük; Can Hasan ve Hacılar'la paralellikler gösterdiği ve kültürel ilişkiler içinde olduğuna işaret eder. Buna göre; Köşk Höyük kültürünün III. yapı katının Çatalhöyük Neolitik kültürünün geç evresi ile I. ve II. yapı katlarının ise; Çatalhöyük Batı; Can Hasan (2B) ve Hacılar İlk Kalkolitik evreleriyle birlikte ele alınabileceği önerilmektedir [Silistreli 1985a:34; 1989a:62; 1989b:463; 1990a:92-93; 1991a:99].


Liste'ye