©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Kınık

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Kınık
Türü:
Yamaç Yerleşmesi
Rakım:
1070 m
Bölge:
Karadeniz
İl:
Kastamonu
İlçe:
Devrekani
Köy:
Kınık
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
İTÇ III İTÇ II

     


Yeri: Kastamonu İli Devrekani İlçesi'nin 10 km kuzeydoğusundaki Kınık Köyü'nün kuzeybatısında; Kulaksızlar baraj alanında; Delibeyoğlu Sırtı'nda yer almaktadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri:
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Yerleşme ilk olarak 1990 yılında Kınık yakınlarında yapılacak olan baraj inşaatı projesinin ön hazırlıkları sırasında bulunan Hitit kapları sayesinde tespit edilmiştir. Müzeye teslim edilen bu buluntu grubu A. Çınaroğlu tarafından incelenmiş ve 1994-97 yıllarında Kastamonu Müzesi ile ortaklaşa yürütülen çalışmalarla yerleşmede sistemli kazı yapılmıştır [Çınaroğlu-Genç 2004:355]. Beş yıl aradan sonra 2002 yılında tekrar başlatılan çalışmalar halen devam etmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: 1994 yılından itibaren; Hitit madeni kapların çıkarıldığı taş ve toprak yığıntısının hemen kuzeyindeki alanada sürdürülen çalışmalarda üç tabaka ve bunların alt evrelerini içeren düz yerleşme tespit edilmiştir. Yapılan kazılarda anakayaya kadar ulaşılmış ve tabakalanma aşağıdan yukarıya doğru numaralandırılmıştır. I. Tabaka; MÖ IV. binyıla kadar iner (Son Kalkolitik/İTÇ I); II. Tabaka iki evrelidir (II-1 ve II-2) ve MÖ III. binyılın ikinci yarısından MÖ II. binyılın başlarına tarihlenmektedir İTÇ sonu ve OTÇ geçiş evresi) ve III. Tabaka'da birkaç mimari evreye sahip olduğu anlaşılan Demir Çağı yerleşmesi vardır [Çınaroğlu-Çelik 2006:7;9; cat.une.edu.au/page/kinik].
Buluntular: Mimari: II. Tabaka'nın 1. evresinde güneyden kuzeye doğru eğimli olan arazi; yer yer oyularak düzleştirilmiş ve teraslı alanlar oluşturulmuştur. Bu alanlarda taş duvarlı odalar ve atık çukurları vardır. Odalar birbirine bitişik ve duvarlar tek sıra yassı toplama taşlarla örülmüştür. Duvar kalınlıkları 30-40 cm'dir ve bazı yerlerde 1.5 m'ye kadar korunmuştur [Çınaroğlu-Genç 2004:356]. Tepenin kuzey yamacında; silisli ana kaya oyularak iki sıralı taş temel inşa edilmiştir. Burada 90 cm çapında maden fırını ile yanında kil sıvalı taş yükselti akıtma bölümü bulunmuştur. Zeminde toplanan tipik İTÇ III ve OTÇ çanak çömleklerinden dolayı kesin olmamakla beraber bu alt maden ergitme atölyesi; geçiş dönemine tarihlenmektedir [Bilgen 1999:270-272;277]. 2003 yılında 2. Tabaka yapısı olarak adlandırılan ve eğimli olan araziye uygun olarak; kuzey-güney doğrultusunda inşa edilmiş yapıda çalışılmıştır. Yapının 51 m uzunluğunda ve 11 m genişliğinde olduğu tespit edilmiştir. Kuzey ve güney uçları arasında 9.78 m'lik kot farkı vardır. Bu nedenle kuzeye doğru taş blokajlarla desteklenerek yükseltilmiş ve binaya teraslı bir görünüm kazandırılmıştır. Yapının 51 m uzunluğundaki doğu dış duvarı 2.5 m kalınlıktadır ve iri taşların arasını küçük taşlarla doldurarak kuvvetlendirilmiştir. Temel taşları 1.5-2 m ölçülerinde ve kireç taşındandır. Taşlar düzeltilmiş ve çamur harç kullanılarak örülmüştür. Yapının korunan yüksekliği 1.5 m kadardır ve 6 oda açığa çıkarılmıştır [Çınaroğlu-Genç 2005:279]. 2004 yılı çalışmalarında yapının açığa çıkarılan bölümünün uzunluğu 63 m'ye ulaşmıştır ve kot farkı da 12 m olarak tespit edilmiştir. Büyük blok taşlarla örülen duvarda harç kullanılmadığı ve duvarın boşluklara küçük taşlar sıkıştırılarak sağlamlaştırıldığı görülmüştür. Taş temelli yapının duvarları 51.5x43 m ölçülerinde ve 9 cm kalınlıktaki dikdörtgen kerpiçlerle yükseltilmiştir. Kerpiç üzerinde sıva kalıntıları bulunmuştur. Şimdiye kadar 6 odası açığa çıkarılan yapının 2004 yılında 4 no'lu odasında çalışılmış ve çok sayıda buluntu ele geçmiştir [Çınaroğlu-Çelik 2006:8]. 2006 yılında; önceki yıllarda II. tabakada açığa çıkarılan atölyelerin bulunduğu alan; kuzey-güney doğrultusunda genişletilmiştir. II. tabaka iki ayrı mimari evreye aittir. II-1. tabaka erken; II-2. tabaka geç evreyi yansıtmaktadır. Bu alanlar genellikle ana kaya üzerine yapılmış binalar ve ana kaya içine oyulmuş cüruf çukurları ile kaplıdır. Bu açma; güneyden kuzeye doğru alçalmaktadır. Ana kaya yer yer oyularak düzleştirilmiş ve teraslı alanlar oluşturulmuştur. II-1. tabaka sakinleri kendilerinden önceki I. tabakayı büyük ölçüde tahrip etmiş ve belli alanlarda yapılarını ana kaya üzerine oturtmuşlardır. II-2. tabakada ilk kez 1996 yılında açılmaya başlanan yapının uzunluğu 2006 yılında 82.5 m'ye ulaşmıştır. 2.5 m genişliğindeki yapının tamamı açılamamıştır. İçte ve dışta iri taşlarla sağlamlaştırılan kalenin ortası küçük taşlarla güçlendirilmiştir. Ayrıca çağdaşı Troia (VI. tabaka) kalesinde olduğu gibi; belirli aralıklarla yapılan testere ağzı; benzeri kalenin beden duvarını güçlendirmiştir. Kalenin dış duvarlarının bazı taşalrı 7-8 ton ağırlığındadır. Bu da böyle bir güçlü kalenin iç kısımda önemli yapıların bulunduğunun işareti olmalıdır. Açmada gün ışığına çıkarılan yapı; eğimli araziye uygun olarak güney-kuzey doğrultusunda uzanmaktadır. Her iki uç arasında 12 m'lik bir kod farkı vardır. 11 m genişliğindeki bu yapıdan açılan 5 no'lu odanın içinde fırın ve ocak tabanları tespit edilmiş; oda ana kaya üzerine oturtulmuş fakat tahribat nedeniyle duvarları korunamamıştır [Çınaroğlu-Çelik 2008:514]. Çanak Çömlek: II. Tabaka'nın I. evresinde ele geçen buluntuların tamamı el yapımıdır; kırmızı renkli kaplardan maşrapalar ve çanaklar en çok görülen formlardır. At nalı kabartma kulplu çanaklar ve cam gibi parlak perdahlı el yapımı siyah kaplar da vardır. Teknik ve form özelliklerinin Orta Anadolu'da Kızılırmak Kavsi içinde kalan bölgedeki İTÇ yerleşmeleriyle paralel olduğu tespit edilmiştir. Bu paralelliğe rağmen yerel bir kültürün izlerinin de görüldüğü belirtilmektedir [Çınaroğlu-Genç 2004:357]. 2006 kazı çalışmalarında II-1. tabakada; MÖ III. binyıldan itibaren geniş bir yayılım alanı gösteren amorf bir kap formu tespit edilmiştir [Çınaroğlu-Çelik 2008:515]. II-2. tabakada; II-1. tabakada görülmeyen bazı yeni kap formları ve az sayıda çark yapımı kaplar da ele geçmiştir. Maden: 2. Tabaka'da ele geçen buluntular arasında tunç boğa başı ve bazı tunç objeler vardır [Çınaroğlu-Genç 2005:279]. 2006 yılında bulunan küre başlı ve oval kesitli tunç iğne ve bilzeik parçaları daha önce bulunan metal kapların yanında süs eşyalarının da üretildiğini göstermektedir [Çınaroğlu-Çelik 2008:515]. Diğer: Fırınların çevresindeki alanlarda; madencilikte kullanılan pota; üfleç; kırma-ezme ve öğütme taş aletleri; taş havanlar ve tunç aletler ele geçirilmiştir [Çınaroğlu-Genç 2005:278]. 2006 yılında bulunan taştan bir tezgah aletinin madeni iğnelerin zımparalanmasında kulanıldığı bilinmektedir. II-2. tabaka atölyelerinde bol miktarda bulunan ağırşakların kirmen başı gibi kullanıldığı düşünüldüğünde; tekstilin var olduğu anlaşılmaktadır [Çınaroğlu-Çelik 2008:515].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: 2006 yılında yapılan çalışmalar sonucunda II. tabakada ele geçen çok sayıda tezgah ağırlıkları; madeni buluntular ve ezme-öğütme taşlarının bolluğu; buradaki üretimin yoğunluğunu kanıtlamaktadır [Çınaroğlu-Çeliık 2008:514]. II-2. tabakaya ait en çok madeni eseri bulunduğu yer olan bu kazı alanındaki üretim geleneği; MÖ III. binyılda başlamış; II. binyılda zirveye çıkmıştır. Bunun en önemli sebeplerinden biri de maden cevherlerinin alanın çok yakınında oluşudur [Çınaroğlu-Çelik 2008:515].


Liste'ye