©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Karain Mağarası

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Karain Mağarası
Türü:
Mağara
Rakım:
360 m
Bölge:
Akdeniz
İl:
Antalya
İlçe:
Merkez
Köy:
Yağca
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
İlk Orta Son

     


Yeri: Antalya il merkezinin 27 km kuzeybatısında; Yağca Köyü'nün hemen kuzeydoğusundadır. Antalya'ya asfalt bir yolla bağlanmaktadır. Bu açıdan ulaşımı çok kolaydır. Kodu V 19 / 1.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Mağara Çam (Katran) Dağı'nın kalker oluşumlu dik yamaçlarında bulunan; Çadır Tepesi içinde; doğal olarak açılmıştır. Üç büyük boşluktan/gözden oluşan mağaranın ışıklı olan en dış gözünde; A-E harfleri verilen beş küçük göz yer almaktadır. Ele geçen bulgulara göre; Kalkolitik Çağ'da bu gözlerin tümünde yerleşilmediği anlaşılmaktadır.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Karain Mağarası; ilk defa Kılıç Kökten tarafından; öğrencisi olan Fikret Ozansoy ile birlikte 1946 yılında; Antalya yöresinde ünlü Gurma (Kurma) Mağarası'nı incelemeyi amaçlayan bir araştırma sırasında saptanmıştır. 1946 yılında mağaranın ağzı kalın bir traverten kuşağı ile kaplı olduğundan içine kolaylıkla girilememiş; ancak daha sonra ağızdaki bu travertenler dinamitle patlatılarak içerisi etraflıca araştırılabilmiştir. Mağaranın günümüz zemininde bazı yontma taş aletlerin bulunması; Kökten'in burayı kazmaya karar vermesine yol açmıştır. 1946 yılındaki kazı ilk ışıklı boşluğun içinde batı kenarında "A" gözünde başlatılmıştır. Kökten tarafından yöneltilen kazılar; 1946 yılından 1972 yılına kadar aralıklı olarak sürmüştür. 1946-72 yılında yapılan çalışmalarda; mağaranın B ve E gözlerinde; en üst tabakada; Kalkolitik Çağ çanak çömleklerine rastlanmış ve mağaranın bu çağda uzun bir süre kullanılmış olduğu ileri sürülmüştür. Türkiye arkeolojisinin temel taşlarından biri olan Kökten'in 1974 yılında ölümü üzerine uzun bir zaman dilimi süresince mağaradaki kazılara ara verilmiştir. Kökten'in son yıllardaki kazılarına ekip üyesi olarak katılan Işın Yalçınkaya; çeşitli arkeolojik seviyelerde bulunacak olan yontma taş endüstrilerini tabakalar içindeki yerine oturtarak; tabakalanma sorunlarına çözümlemeler getirmek; mağaranın fosil hayvan kalıntıların tümünü saptamak; bitki tozları ve tortul analizleri yapabilmek için örnekler almak amacıyla 1985 yılından itibaren arkeolojik kazılar yeniden başlamıştır. 1985 yılında ise mağaranın B gözünde; I. Yalçınkaya yönetiminde yapılan kazıda; Kökten'in açmalarının dışında; girişten 13 m uzaklıkta; ancak 4 metrekarelik bir alanda; en üstteki 130 cm kalınlıktaki kültür toprağı içinde; bu çağa ait çanak çömlek parçalarına rastlanmış ve mağaranın Kalkolitik Çağ tabakalanması ortaya çıkmıştır [Yalçınkaya 1987:23]. Yalçınkaya yönetimindeki kazılar; önce Tübingen Üniversitesi'nden H.J. Müller-Beck; daha sonra Liege Üniversitesi'nden M. Otte'un katılımları ile uluslararası bir proje niteliğinde 2014 yılına kadar sürdürülmüştür. Mağaradaki kazılar 2015 yılından beri H. Taşkıran tarafından gerçekleştirilmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Yalçınkaya'nın kazılarıyla; Üst Paleolitik Çağ tabakalarının hemen üstünde; üç ana arkeolojik tabakayı gösteren 12 kat ortaya çıkartılmıştır. Alttan itibaren; I. Tabakada: İlk Kalkolitik Çağ; II. Tabakada: Orta ya da Son Kalkolitik Çağ; III. Tabakada: Son Kalkolitik Çağ-İTÇ ve Roma Dönemi bulguları elde edilmiştir. Tabaka kalınlıkları olarak birinci ve ikinci tabakanın 50'şer cm; üçüncü tabakanın ise 20-50 cm kalınlıkta olduğu bildirilmektedir. Tabakaların toprak özelliklerinden bahsedilmemektedir. B Gözü Tabakalanma: Yapılan son çalışmalar sonucunda B Gözü'ndeki tabakalanmanın Holosen ve Pleistosen sedimanlardan oluştuğu anlaşılmıştır. Holosen katmanları, "H" harfiyle adlandırılmış ve 5 farklı jeolojik birime ayrılmıştır. Pleistosen katmanları ise "P" harfi verilerek belirtilmiş ve 10 jeolojik birime ayrılmıştır. Bu ayrımlar jeolojik birimlere dayanmaktadır. Bu nedenle kültürel farklılıklara işaret etmezler. Buna göre Holosen katmanları: H.I: Günümüz ve yakın geçmiş ile birlikte Bizans-Roma buluntuları. Olasılıkla mağara terasının iskan edildiği döneme ait çöplü alanı. H.II: İTÇ ve Kalkolitik Çağ buluntularının karışık olarak ele geçtiği seviye. H.III: Çoğunlukla Kalkolitik buluntular. H.IV: Kalkolitik Çağ ve Geç Neolitik H.V: Geç Neolitik Pleistosen katmanları: P.I.1 ve P.I.2: Epipaleolitik P.I.3: Üst Paleolitik'ten Epipaleolitiğe geçiş evresi. P.II: Üst Paleolitik Dönem P.III: Orta Paleolitik-Üst Paleolitik geçiş evresi P.IV: Karain Tip Mousterien P.V: Karain Tip Mousterien ve Zagros Tip Mousterien P.VI: Yonga teknolojisi hakimdir. P.IV ile başlayan levallois tekniğinin kullanımı P.VI'da da devam etmektedir. P.VII: Karain Tip Mousterien P.VIII: 6 adet düzeltili yonga, 4 adet kenar kazıyıcı, 1 adet dişlemeli alet ve 4 adet çekirdek bulunmuştur. P.IX: 9 kenar kazıyıcı, 1 levallois uç, 5 düzeltili yonga, 1 düzeltili dilgi, 1 dişlemeli, 1 çontuklu-kenar kazıyıcı bulunmuştur. P.X: 5 kenar kazıyıcı, 2 mousterien uç, 1 çontuklu, 1 düzeltili yonga, 1 dişlemeli alet bulunmuştur. Kenar kazıyıcılar baskındır. P.XI: 1 kenar kazıyıcı, 2 tipik mousterien uç bulunmuştur [Yaman 2012].
Buluntular: Mimari: Mağaranın içinde herhangi bir yapı kalıntısı bulunmamıştır. Çanak Çömlek: Mağaranın bu çağa ait çanak çömlekleri; J. Seeher tarafından ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir [Seeher 1988:221-225]. I. Tabaka: En alttaki birinci tabakada el yapımı; bol kum ve taşcık katkılı; iyi açkılı; kırmızı; açık kızıl ve kızıl kahve yüzey renkli ince maldan geniş ağızlı kaseler ile içe dönük ağızlı kase biçimlerinin ağırlıkta olduğu çanak çömlekler ile karşılaşılmıştır. Dik ve yatay ip delikli tutamaklı kapların yanısıra bezemeli olanlar da mevcuttur. "S" profilli bir çanağın kenarındaki yaban keçisi başlıklı ip delikli tutamak; bu malın en ilginç parçasıdır. Seeher bu tip kulpların Demircihöyük'de de bulunduğunu bildirmektedir [Seeher 1988:222]. Krem renkli astar üzerine kırmızı boya bezemeli Hacılar I'den tanıdığımız bezemeli parçalar ve diğer bazı özellikler Karain'in en eski evresinin İlk Kalkolitik Çağ'a tarihlenmesine yol açmıştır. Boya bezemeli parçaların azlığı; Antalya ile Göller Bölgesi arasında; paralel bir kültürel gelişiminin var olmadığını ortaya koymaktadır. II. Tabaka: Çanak çömlekteki değişim; kaba malların ve siyah yüzey renkli malın ortaya çıkışıyla anlaşılmaktadır. Kaba maldan; grimsi kahverengi basit çömlekler yapılmıştır. Ayrıca koyu kırmızı ya da açık kızıl renkte ince maldan parçalar da vardır. Tabakanın biçimsel tiplerinde; alttaki tabakaya nazaran fazla bir değişme yoktur. Bu tabakada ilk olarak; düz ya da az dışa dönük ağızlı sığ kaseler; dik ağızlı omurgalı kaseler ortaya çıkmaktadır. Dik kulpların ve kazı bezemenin varlığı bu tabakanın tarihlenmesine yardımcı olmuştur. Beşik-Sivritepe; Kumtepe I a ve Kuruçay 6A; Can Hasan I Höyüğü'nün 1. evresi ile benzerlikler kurulmaktadır. III. Tabakada ise; II. tabakadan çok geç olmayan bir malzeme ile karşılaşılmıştır. Kaba mallar daha özenli olarak üretilmiştir. Biçimlerde bir değişme hemen hemen yoktur. Ağız kenarı sıra delikli; kaba tepsi biçiminden parçalar mevcuttur. Bu tabakadaki Kalkolitik Çağ parçaları; dönemin son evresine konmaktadır. 2006 yılı kazılarında B Gözü'nde H.III jeolojik seviyede bol miktarda devetüyü; kahverengi ve siyah astarlı çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Az da olsa polikrom ve insize çanak çömlekler de ele geçmiştir. Delikli kap parçaları da diğer buluntular arasındadır [Yalçınkaya et al. 2008:473]. Gene B Gözü'nde H.IV. jeolojik seviyede Karain B için dikkate değer kabul edilen ve kısmen tamamlanan iri bir kap bulunmuştur. Bu kap form ve krem üzerine kırmızı renk boya karakteristikleri açısından Hacılar I ve Kuruçay 10-9 ile benzerlik göstermektedir. Kap; krem astar üzerine düz; zikzak ve eğimli basit kırmızı bantlarla bezenmiştir. Kabın yüksek olan boyun kısmı iç ve dıştan kırmızı astarlıdır. Kap düz diplidir ve her iki yanında kulbu olmalıdır [Yalçınkaya et al. 2008:473]. 2008 yılı B Gözü III. tabakada H.II jeolojik seviyesinde İTÇ ve Kalkolitik Çağ buluntuları karışık olarak ele geçmiştir. El yapımı devetüyü ve siyah astarlı çanak çömlek parçaları en bol karşılaşılan örnekleri oluştururlar. Az sayıda polikrom parça da mevcuttur. Monokrom çanak çömlekler üzerinde meme biçimli kabartmalar yanında geometrik zikzak çizgili (insize) ya da nokta bezemeli süslemeler yer alır. H.III. genel olarak geç kalkolitik döneme ait buluntular sergilemiştir. Dik ağızlı, dik gövdeli, siyah astarlı ve el yapımı çanak çömlekler en fazla ele geçenlerdir [Yalçınkaya et al. 2010:47-48]. 2009 yılında B gözünde, H I jeolojik seviyesinde çark yapımı sırlı çanak çömlek parçalarının yanı sıra kaba el yapımı çanak çömlek parçaları da ele geçmiştir. H II jeolojik seviyesi İTÇ ve Kalkolitik Çağ buluntularını karışık olarak vermektedir. Devetüyü ve siyah astarlı, el yapımı çanak çömlek parçaları en çok rastlanan örneklerdir. H III jeolojik seviyesinde Geç Kalkolitik Çağ'ı nitelendiren dik ağızlı, dik gövdeli, koyu renkli ve el yapımı kaba mutfak kap parçaları oldukça yoğun bir şekilde ele geçmiştir. İTÇ öğelerinin az sayıda bulunduğu bu seviyede, siyah astarlı ve parlak perdahlı çanak çömleklerle birlikte devetüyü renginde kap parçaları da mevcuttur. Kap formları arasında tankart tipi kaplar ve içe dönük ağız kenarlı çanaklara ait parçalar karakteristiktir. Ayrıca ağız kenarının altında delikler bulunan çanak parçalarına ait örnekler de saptanmıştır. Monokrom seramikler üzerinde meme biçimli kabartmalar yanında geometrik zikzak çizgili ya da nokta bezemeli süslemeler yer alır. Çanak çömleklere ait birçok ağız, dip ve gövde parçaları toplanmıştır. Farklı formlarda karşımıza çıkan kulp parçaları arasında, yiv bezemeli dikey kulp, mahmuzlu kulp ve bir örnekle temsil edilen ip delikli tutamak kulp da yer almaktadır. H IV jeolojik seviyesinde, Kalkolitik Çağ'a ait polikrom boyalı krem astar üzerine kırmızı bantlı el yapımı kap parçası tipik buluntulardandır. Bu seviyede, el yapımı monokrom siyah ve devetüyü astarlı kap parçaları yaygındır. Ayrıca açık ve koyu renkli, kaba mutfak kaplarına ait parçalar da yoğun olarak ele geçirilmiştir [Yalçınkaya et al. 2011:27-28]. 2011 ve 2012 yıllarında H.IV seviyesi Kalkolitik Çağ buluntuları içermektedir. Siyah ve krem astarlı iyi buluntular yanında açkısız ve devetüyü renginde kaba buluntular da vardır. Bu seviyede hem yontmataş hem de kemik buluntular sayıca artışa geçmiştir. Hacılar'daki Kalkolitik seviyelerden bilinen polikrom boyalı, krem astar üzerine kırmızı bantlı çok kaliteli ve nitelikli kap parçaları da ele geçmiştir [Yalçınkaya 2014:240]. 2013 yılında Kalkolitik Çağ'a tarihlenen H.IV jeolojik seviyesinde gerçekleştirilen kazılarda siyah ve krem astarlı çanak çömlek parçaları, açkısız ve devetüyü renkli kaba yapım örnekler bulunmuştur [Yalçınkaya et al. 2015:448]. Kil: 2006 yılı kazılarında B Gözü'nde H.III jeolojik seviyede pişmiş toprak ağırşaklar ele geçirilmiştir [Yalçınkaya et al. 2008:473]. 2008 yılında III. tabakada, H.II jeolojik seviyede pişmik toprak ağırşaklar ele geçirilmiştir. H.IV. biriminin üst seviyelerinin en önemli buluntularından biri 5. arkeolojik seviyede ele geçirilen pişmiş toprak bir figürindir. Oldukça stilizedir ve dip kısmı figürinin dik duramayacağı kadar ovaldir. Gövdesinde incelen figürin, cepheden bakıldığında genişleyen bir tipoloji sergiler. Göz çukuru ile burun ve kaşların çıkıntısı belli belirsiz işlenmiştir. Figürinin erkek ya da kadın olabileceğine dair hiçbir belirti yoktur. Ancak dönemi itibarıyla Anadolu örnekleri incelendiğinde kadın figürini olması büyük bir olasılık dahilindedir [Yalçınkaya et al. 2010:49]. 2009 yılında B gözünde, H II jeolojik seviyesinde pişmiş topraktan yapılmış bir ağırşak ele geçirilmiştir. H III jeolojik seviyesinde pişmiş topraktan yapılmış iki adet koni biçimli ağırşak ele geçirilmiştir [Yalçınkaya et al. 2011: 27-28]. Yontma Taş: Karain Mağarası'nın çanak çömlekli tabaka buluntularını yayınlayan Seeher; alttaki Paleolitik Çağ tabakalarından üste karışmalar olduğundan; bu endüstri hakkında fazla bir bilgi vermemekte; ancak obsidiyen aletlerin ve orak-bıçakların bu döneme ait olabileceğini işaret etmektedir. II. tabakada minik yamuk biçimli ok uçları ve orak-bıçaklar vardır. 2006 yılı kazılarında B Gözü'nde H.III jeolojik seviyede yontma taş endüstri öğeleri taşımalık açısından eşit oranlarda dilgisel ve yonga parçaları ile temsil edilmektedir. Obsidiyenin varlığı bu seviyede de devam etmektedir. Çakmak taşından silikalı orak dilgiler az da olsa ele geçirilmiştir [Yalçınkaya et al. 2008:473]. 2008 yılı B Gözü III. tabaka H.III. jeolojik seviyesinde ele geçen obsidiyenler, çakmaktaşı ve radyolitten trapez kesitli ve çok düzenli dilgiler, taş kalemler, düzeltili dilgi ve dilgicikler, ön kazıyıcılar, dişlemeli aletler, taşdelgiler, mikrolitler ve orak dilgiler tipiktir. H.IV. jeolojik seviyesinde obsidiyen dilgi ve dilgicikler ile obsidiyene ait bir dilgicik çekirdeğinin yanı sıra çakmaktaşı ve radyolilaritten keski ağızlı mikro ok ucu ile bir mikrogravet uç ele geçmiştir. H.IV. jeolojik seviye buluntularından sırtlı dilgicikler, taş delgiler, bir adet ilginç bir ok ucu, taş kalemler, dişlemeli ve çontuklular, ön kazıyıcılar, orak dilgiler, keski ağızlı ok uçları, prizmatik çekirdekler, düzeltili ve düzeltisiz yonca ve dilgi-dilgicikler ile obsidiyen yontmataş elemanlar en genel tiplerdir [Yalçınkaya et al. 2010:50]. 2009 yılında, B gözünde H I jeolojik seviyesinde az sayıda yontma taş materyal ele geçmiştir. H II jeolojik seviyesinde tek kulplu dilgi çekirdeklerinin yanı sıra şekilsiz çekirdeklere de rastlanmıştır. Mikrolitikler geometrik olmayan formlardan oluşmaktadır. Bu seviyede ele geçirilen diğer yontma taş ürünler arasında ön kazıyıcı, düzeltili dilgi ve dilgicikler bulunmaktadır. H III jeolojik seviyesinde yontmataş endüstri, H I ve H II jeolojik seviyelerine oranla kayda değer bir artış göstermiştir. Hammadde olarak radyolarit ve çakmaktaşının yoğun olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu seviyede, obsidiyen dilgi ve dilgiciklerin yanı sıra yine obsidiyenden almaşık kutuplu bir dilgicik çekirdeği bulunmuştur. Büyük çoğunluğunu tek ve iki kutuplu formların oluşturduğu çekirdekler dilgi ve dilgicik üretimi için kullanılmışlardır. Makrolitikler içindeki en baskın aletleri, çeşitli alt tiplerle karşımıza çıkan ön kazıyıcılar oluşturur. Ön kazıyıcılara ait olan kırık alın parçalarının sayısı da azımsanamayacak derecededir. Makrolitik alet grubu içinde ayrıca taş delgiler, budanmış parçalar, orak dilgiler, dişlemeliler, düzeltili dilgiler, dişlemeli-taş delgi ve dişlemeli-ön kazıyıcı formdaki ikili aletler bulunmaktadır. Tek örnekle temsil edilen keski ağızlı ok ucu ise oldukça tipiktir. Mikrolitik alet grubu geometrik ve geometrik olmayan formlardan oluşmaktadır. H IV jeolojik seviyesinin yontmataş endüstrisi zengin bir görünüm sergiler. Çekirdeklerin büyük çoğunluğu tek ve iki kutuplu dilgicik çekirdekleri şeklindedir. Bol miktarda obsidiyen dilgi ve dilgicikle karşılaşılmış, ancak obsidiyen çekirdek örneklerine rastlanmamıştır. Ön kazıyıcılar, makrolitik alet grubunun en önemli formlarıdır. Dişlemeli ve çontuklular, taş delgiler, ikili aletler de bu grup içinde yer alırlar [Yalçınkaya et al. 2011: 27-29]. 2012 yılı B Gözü H.IV seviyesi kazılarında düzeltili ve düzeltisiz yonga ve dilgiler, çekirdekler, çekirdek hazırlama-yenileme parçaları, makrolit ve mikrolitler bulunmuştur. Makrolitik aletler arasında düzeltili yonga ve dilgiler, budanmış dilgiler, ön kazıyıcılar, taş delgi ve burgu deliciler, dişlemeli ve çontuklu aletler, orak dilgiler ve taş kalemler vardır. Mikrolitikler ise sırtlı dilgicikler, düzeltili dilgicikler, mikrogravet uçlar, keski ağızlı ok uçları ve budanmış dilgiciklerden oluşmaktadır. Ayrıca Göllü Dağ kaynaklı obsidiyen dilgiler de bu seviye bulunmuştur [Yalçınkaya et al. 2014:240]. 2013 yılı buluntuları, düzeltili ve düzeltisiz yonga ve dilgiler; Göllü Dağ kökenli obsidiyen dilgi ve dilgicik parçaları, makrolitik ve mikrolitik aletler, yongalama artıkları ve kıymıklardan oluşmaktadır [Yalçınkaya et al. 2015:449]. Sürtme Taş: I. tabakada taştan yassı baltacık; taş boncuklar; mermer bilezik parçası; II. tabakada Kiklat (?) idollerine benzeyen bir idol parçası ele geçmiştir. Bu insan figürininin Kilya tipi oluşu; bu tip idollerin İTÇ dışında Kalkolitik Çağ'a kadar indiklerinin bir başka göstergesidir. 2006 yılı kazılarında B Gözü'nde H.III. seviyesinde sürtme taş parçaları arasında sapan taşları önemli bir grubu oluşturur. H.IV.jeolojik seviyede sürtme taş parçalar arasında öğütme taşları; cilalı baltalar ve sapan taşları ele geçen önemli unsurlardır [Yalçınkaya et al. 2008:473]. 2009 yılında B gözünde, H III ve H IV jeolojik seviyesinde farklı arkeolojik seviyeler içerisinden sürtme ve öğütme taşları, sapan taşları ele geçirilmiştir [Yalçınkaya et al. 2011: 29]. 2012 yılı B Gözü H.IV seviyesi kazılarında taş ağırşak, cilalı balta ve keskiler, perdah aletleri, vurgaç, sapan taşları, ezme ve öğütme taşları bulunmuştur [Yalçınkaya et al. 2014:240]. Kemik/Boynuz: Bol miktarda kemik bız bulunmuştur. Bu konuda ayrıntılı bir bilgi sunulmamaktadır. 2006 yılı kazılarında B Gözü'nde H.IIII. jeolojik seviyede bulunan kemik objeler arasında bir adet kemik spatül yanında yaygın olarak bızlar görülmektedir. Bir adet fonksiyonu belirlenememiş olan delinmiş kemik obje de vardır [Yalçınkaya et al. 2008:473]. 2008 yılında B Gözü'nde H.IV. seviyede kemik kaşıklar, bızlar, spatüller ve işlenmiş geyik boynuzları önemli buluntulardır [Yalçınkaya et al. 2010:49]. 2009 yılında B gözünde, H II jeolojik seviyesinde birkaç parça kırık bız ucu bulunmuştur. H III jeolojik seviyesinde, bızlar, uçlar ve kemik alet yapımında kullanıldığı düşünülen perdah aleti ele geçmiştir. H IV jeolojik seviyesinde ise bızlar ve spatüller buluntular arasındadır [Yalçınkaya et al. 2011: 28-29]. 2012 yılı H.IV kazılarında kemik uçlar, bızlar, kaşıklar, delinmiş kemikler ve işlenmiş kemik nesneler bulunmuştur [Yalçınkaya et al. 2014:240]. 2013 yılında ele geçen buluntular, kemik uçlar, bızlar, iğneler ve işlenmiş kemik nesnelerden oluşmaktadır [Yalçınkaya et al. 2015:449]. İnsan Kalıntıları: 2006 yılı kazılarında B Gözü'nde H.III jeolojik seviyede insan parmak kemikleri bulunmuştur [Yalçınkaya et al. 2008:473]. Yine B Gözü'nde H.IV. jeolojik seviyede de yanmış insan kemikleri saptanmıştır. Bu kemiklerin büyük kısmının oldukça yoğun bir yanmaya maruz kalmış olmaları; bu alanda bir kremasyon olgusunun gerçekleşmiş olabileceğini düşündürmektedir [Yalçınkaya et al. 2008:474]. 2009 yılında B gözünde, H I jeolojik seviyesinde, insana ait bir kafatası parçası ele geçmiştir [Yalçınkaya et al. 2011: 27]. 2012 yılı kazılarında Kalkolitik seviyelerde dağınık bir şekilde insan kalıntıları bulunmuştur. Kemikler tamamen ya da kısmen yanmış durumdadır. Bu durum, "yarı kremasyon" uygulamasını akla getirmektedir [Yalçınkaya et al. 2014:240]. Diğer: 2006 yılı kazılarında B Gözü'nde H.III jeolojik seviyede delinmiş denizel ve taş boncuklar oldukça sık karşılaşılan eserler olmuştur [Yalçınkaya et al. 2008:473]. 2008 kazılarında da B Gözü'nde H.IV. jeolojik seviyede bol miktarda temsil edilen denizel ve karasal yumuşakçalardan boncuklar ile taş boncuklar ele geçmiştir. I 10 plan karesinde 9. arkeolojik seviyede in situ bir dizi Dentalium boncuk grup halinde bulunmuştur [Yalçınkaya et al. 2010:49-50]. 2009 yılında B gözünde, H III jeolojik seviyesinde ele geçen dentalium, deniz kabuğu, taş ve kemikten yapılmış çok sayıda irili ufaklı boncuklar süs objelerinin tipik örneklerindendir. H IV jeolojik seviyesinde de dentalium ve taştan şekillendirilmiş boncuklar ile delikli denizel boncuklar ele geçen buluntular arasındadır [Yalçınkaya et al. 2011: 28-29]. 2012 yılı H.V seviyesi kazıları sırasında ele geçen buluntular, diğer seviyelerde bulunanlarla benzerlik göstermektedir [Yalçınkaya et al. 2014:240].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Karain Mağarası'nın II. evresinden itibaren Emperio X-VI; Beşik-Sivritepe (Çanakkale); Kumtepe I a (Çanakkale) evresi ile benzerlikler göze çarpmaktadır. Ege ile Doğu Akdeniz Bölgesi arasında ilişkiler kurulabilecek özellikleri nedeniyle; mağaranın bu tabakaları önemlidir. Yalçınkaya yönetimindeki kazının Kalkolitik Çağ malzemesinin yayınlanmış olması; Akdeniz Bölgesi'nin bu dönemini ayrıntılı bir şekilde anlamamıza yol açmıştır. Kökten'in kazısında Holosen katmanlarına fazla önem verilmemiş ve bulguları yayınlanmamıştır. Buna karşın; atılmış kazı toprağının içinde; bu malzemeleri bulmak mümkün olmaktadır. Bu atılmış topraktan toplanan küçük bir çanak çömlek parçası koleksiyonu; İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prehistorya Anabilim Dalı Laboratuvarı'nda eğitim malzemesi olarak muhafaza edilmektedir. 2008 yılında B Gözü'nde III. tabakada H.IV. üst seviyesinde ortaya çıkarılan figürin Köşk Höyük Kalkolitik seviyelerinden elde edilen örnekelre benzemektedir. Köşk Höyük örneklerinin genel olarak sivri bir baş tipolojisi göstermesine karşılık Karain buluntusu daha küt ve oval bir baş taşımaktadır. Ancak, her iki yerleşimdeki örneklerde dip kısımlar yuvarımsı biçimlidir. Kollar, bacaklar ve ayaklar işlenmemiştir. Karain'de ele geçen bu figürin, güneybatı Anadolu (Özelelikle Torosların güneyi) için tek örnektir [Yalçınkaya et al 2010:49].


Liste'ye