©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


İmamoğlu Höyük

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

İmamoğlu Höyük
Türü:
Höyük
Rakım:
693 m
Bölge:
Doğu Anadolu
İl:
Malatya
İlçe:
Battalgazi
Köy:
İmamlı
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
İTÇ III

     


Yeri: Malatya il merkezinin kuzeydoğusunda; Battalgazi İlçesi'ne bağlı İmamlı Köyü'nün 800 m güneybatısındaydı. Karakaya Baraj gölü suları altında kısmen kalarak tahrip olmuştur. Höyük; uzun süre bir ada olarak su üstünde kalmış hatta son yıl çalışması olan 1987 yılı kazısı; ada şeklindeyken gerçekleştirilmiştir. Kodu P 50 / 3.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: İmamoğlu Höyüğü; Fırat Nehri'ne kavuşan Höyük Deresi ile Kırmızı Dere'nin birleştiği yerde; olasılıkla Fırat Nehri'nin oluşturduğu; çakıllı bir birikinti konisi üzerinde yer almaktaydı. Bu bakımdan Fırat Nehri'ne uzaktan da olsa hakim konumdaydı. 14 m yüksekliğinde 100 m çapında; dik yamaçlara sahip konik biçimli bir tepeydi. Kuzeyinde küçük bir terası vardı.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: İlk defa 1945 yılında K. Kökten tarafından İmamlı adıyla haberdar edilen höyük; yörede daha sonra yüzey araştırması yapan Serdaroğlu ve Özdoğan tarafından da tekrar belgelenmiştir. 1980-87 yıllarında; (8 kazı mevsimi) İstanbul Arkeoloji Müzeleri araştırmacılarından E. Uzunoğlu yönetiminde kazılmıştır. Kazı daha çok koni kısmının üstünde ve yamacında gerçekleştirilmiştir. Kuzey ve doğu terasında tabaka kontrol açmaları açılmıştır. Batıda ise höyüğün tüm tabakalanması anlamak amacıyla açılan basamaklı açmada çakıllı ana toprağa 13.51 m'de ulaşılmıştır [Uzunoğlu 1988:210].
Tabakalanma: İmamoğlu Höyüğü tabakalanması; I. tabaka: Roma Dönemi/Son Hellenistik II.tabaka: Demir Çağı III. tabaka: Son Tunç Çağı IV. tabaka: Orta Tunç Çağı V. tabaka: İlk Tunç Çağı (?): Kalkolitik Çağ'da olmak üzere yerleşim gördüğü saptanmıştır. İlk Tunç Çağ'a ait birçok yapı katı vardır. Kazı başkanı bunları büyük harflerle İTÇ III C gibi göstermektedir.
Buluntular: Mimari: İmamoğlu'nun İTÇ'na tarihlenen yapı katlarında saptanan mimari kalıntıları üstten aşağıya doğru incelediğimizde önemli yapıların var olduğu görülmektedir. Orta Tunç Çağı'na tarihlenen IV C yapı katının altında İTÇ III B dönemine tarihlenen merdivenli evin yanmış ve yıkılmış duvarlarının üstünde; 5.50-6.67 m kotları arasında; ele geçen üç yuvarlak/elipsoid ev (M 24; M 25 ve M 29) kazı başkanı tarafından İTÇ III C dönemine tarihlenmektedir. Bu yapıların benzerleri Arslantepe'de bulunmuştur. 3-4 m çapında olan bu yapıların içinde sekiler; paye kalıntıları bulunmuştur [Uzunoğlu 1989:73]. 6 İ plan karesinde de bu yapılarla çağdaş dörtgen bir mekan ortaya çıkmıştır. Olasılıkla bu yapı katının diğer yapıları; OTÇ tabakası yapıları tarafından bozulmuştur. Höyüğün V kültür tabakası olarak tanımlanan tabakasının en önemli yapı katında tepenin tüm üstünü kapladığı düşünülen büyük bir yapı/konağın bir bölümü olan 9 odası kazılabilmiştir [Uzunoğlu 1988:plan 2]. Kazı başkanı tarafından "Merdivenli Ev" olarak isimlendirilen bu yapının güney (M 19) ve kuzey mutfağı (M 16) tamamen ortaya çıkarılmıştır. 5x5 m'lik boyutlu güney mutfağına batıdaki merdivenli odadan (M 18) girilmektedir. M 18 mekanı 8x10 m ölçüleriyle oldukça büyüktür. Kuzey duvarı önünde kerpiç merdiven bulunmaktadır. 4 m uzunluğunda 1.25 m genişliğinde olan bu yapı yedi basamaktan ibarettir. Geniş yapılan ilk basamak sahanlık vazifesi görmektedir. Merdiven; büyük odadan 2 m yukardaki kiler (M 14) odasına olan ulaşımı sağlamaktadır. Merdivenin kaidesi ve mekanın kuzey duvarı beyaz renkte badanalandıktan sonra duvarda siyah boya ile 11 basamaklı bir merdiven çizimi yapılmıştır. Bu sanki merdivenin duvara çizilmiş planıdır. Kaide kısmında da içbükey çizgiler vardır [Uzunoğlu 1987:217; res.17]. Yapının kuzey mutfağı ise İlk Tunç Çağı yaşamını tüm kesitleri ile gösteren belgeler içermektedir. İçinde kuzey duvarı boyunca bir oturma sekisi; batı duvarının önünde öğütme sekisi onun hemen yanında petek (depolama kabı); biraz ilerde üçgen küllüklü kubbeli fırın; çevresi oluklu bir meydan ocağı; vd. gibi taşınmazlar yer almaktadır. Mekanların tabanları killi toprak ile sıvanmıştır. M 19 mekanının duvarında üç kat sıva; 8-10 kat kirli beyaz boya yapının uzun zaman kullanıldığı; zaman zaman tamir edildiğinin belgeleridir. En son şiddetli bir yangın geçiren yapı; hafir tarafından İTÇ III B dönemine konmaktadır. Konağın tapınak gibi diğer mekanlarının; kazılamayan yamaçlarda; kuzeyden güneye doğru alçalan teraslarda yer aldığı sanılmaktadır. Bu konağın İTÇ III B döneminde yöreyi yöneten bir beye ait olduğu iddia edilmektedir [Uzunoğlu 1987:218]. Merdivenli yapının altındaki yerleşimleri ortaya çıkarmaya yönelik kazıda bulunan; önü yuvarlak küllüklü at nalı biçiminde bir ocağın iki ön ucu; üçgen şeklinde şematik bir insan yüzünü hatırlatmaktadır. Bu ocağın bir benzerinin Köşkerbaba'da bulunduğu belirtilmektedir [Uzunoğlu 1989:75]. Bu mekanın çevresinde saptanan M 32-35 no'lu beş mekan merdivenli eve benzeyen planda yapılardan oluşan bir komplekse aittir. Bu kültür katının Keban Yöresi'ndeki bulgularla karşılaştırıldığında İTÇ III A-İTÇ II B dönemi içinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Yaklaşık olarak 5.02-7.02 kotları arasında bulunmuştur. Basamaklı batı açmasında ise İTÇ I ve II. evresine ait 13 taban sayılmıştır. Yukarıdan aşağıya 3. tabanda pencereli bir duvarı olan mekan ve mekan içinde kubbeli bir fırın ve at nalı ocak ortaya çıkarılmıştır. Bu mimari kalıntılar; İTÇ'nın II. evresine tarihlenmektedir. Daha altta ise çakıl konisinin üzerinde İTÇ I evresinin sonunda inşa edildiği düşünülen bir teras duvarı vardır. Çanak Çömlek: İTÇ III C yapı katında ince malların varlığından bahsedilmektedir. İTÇ III B tabakasında Karaz malları ile boya bezekli mal örnekleri vardır [Uzunoğlu 1988:res.13.]. Tek renkli mutfak malları; güveç; kapak; fincan; erzak küpleri vd. de bulunmaktadır. Boya bezekli mal örnekleri ise el yapımıdır. Krem veya bej renkli astar üzerine patlıcan moru; siyah; koyu kahverengi boyanın fırca ile dikkatle sürülmesi ile oluşturulmuştur. Bezekler genelde ağız ve boyunda yapılmıştır. Üçgenler; çapraz hatlar; birbirine koşut yatay bantlar; içi taranmış üçgenler mevcuttur. Basamaklı açmadaki İTÇ I evresinde kabartma bezekli Karaz çömleği; uzun boyunlu; omurgalı omuzlu; düz diplidir. Boya bezekli bir çömleğinde İTÇ I-II. evreye tarihlenebileceği ileri sürülmektedir. Kil: İTÇ III B yapı katına ait kiler odasında üzerinde mühür baskısı olan iki kil kapatma ele geçirilmiştir. Silindir mühür tasvirinde fallaslu bir adam; yılan ve ona ilerleyen bir boğa adam tasvir edilmiştir. Mühürcülük sanatı açısından falloslu adam tasvirinin en eski örnekleri III. Ur Sülalesi Dönemi'ne kadar inmektedir. Bu da bu yapı katının MÖ 2000 yılı civarına tarihlenebileceğini göstermektedir. Bitki Kalıntıları: E. Oybak ve Ş. Demirci tarafından gerçekleştirilen İmamoğlu Höyüğü bitki kalıntıları araştırması sonucunda İlk Tunç Çağı insanlarının arpa; mercimekgiller gibi yiyecekleri tükettiği anlaşılmıştır. Doğal olarak tümü tarıma alınmıştır [Oybak-Demirci 1997:173-176].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: İmamoğlu'nun yukarda anlatılan İTÇ yerleşmeleri; mimari kalıntılarından çok; çanak çömlek benzerliklerine dayanılarak tarihlendirilmeye çalışılmıştır. Bunlardan en üstteki yuvarlak evlerin olduğu yapı katı (İTÇ III C) ince mallardan dolayı Amik Ovası J evresi; merdivenli bey konağının bulunduğu yapı katı (İTÇ III B); Amik Ovası I evresine tarihlenmektedir. İTÇ II yapı katı; kabartma bezekli bir çömlekden dolayı; Arslantepe; Gelinciktepe; Pulur; Norşuntepe; Tepecik yerleşmelerinde de bulunan Amik Ovası H evresine konmaktadır. Bey konağının yangınının çok ani olduğu; kiler odalarındaki küplerin ağzına kadar buğday ve arpa ile dolu olmasından anlaşılmaktadır. Diğer bir küpe ise et kavurması konduğu zannedilmektedir [Uzunoğlu 1986:184].


Liste'ye