©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


İkiztepe

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

İkiztepe
Türü:
Höyük
Rakım:
115 m
Bölge:
Karadeniz
İl:
Samsun
İlçe:
Bafra
Köy:
İkiztepe
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Son

     


Yeri: Samsun il merkezinin yaklaşık 55 km; Bafra İlçesi'nin 7 km kuzeybatısında; Bafra Ovası'nda; aynı adlı köyde yer alır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Günümüzde Kızılırmak Nehri'nin Karadeniz'e döküldüğü yere yakın bir konumda olan höyük; nehrin batı yakasındadır. Uzaktan bakıldığında iki tepe olarak görülen ve bu yüzden İkiztepe olarak adlandırılan höyük; gerçekte ikisi büyük ikisi küçük dört tepeden oluşmaktadır. Kazı başkanları tarafından bu tepeler romen rakkamları ile adlandırılmışlardır. Tepelerden güneyde yer alan en büyüğü Tepe I olarak isimlendirilmiştir. Tepe I; bugünkü ova seviyesinden 29 m yüksektedir. Bu tepenin kuzeyinde yer alan yuvarlak biçimli ikinci tepe (Tepe II) ise yine ova seviyesinden 22.5 m yüksektedir. Dört tepenin en kuzeyindeki III. Tepe hem boyutları hem de yüksekliği açısından ilk iki tepeye nazaran daha küçüktür. Bu tepenin yüksekliği 12.3 m'yi bulmaktadır. II. Tepenin hemen batısında bulunan IV. Tepe ise 16 m yüksekliği kadar ulaşmaktadır. Bu dört tepenin ve aralarındaki yüksek boyunların oluşturduğu yerleşme yerinin kapladığı alanın tüm boyutu 175x375 m kadardır. Yapılan jeolojik araştırmalarda; bugün denizden 7 km içeride kalan yerleşme yerinin MÖ 5-3. bin yıllarda deniz kenarına çok yakın olduğu ve o çağda Kızılırmak'ın denize; yerleşmenin yanında kavuştuğu anlaşılmıştır. Burada yaşayan toplulukların denizle ilgili oldukları sonucu çıkartılabilir.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: 1941 yılında; K. Kökten; T. ve N. Özgüç'den oluşan ekip tarafından saptanan İkiztepe; C.A. Burney tarafından da ziyaret edilmiştir [Burney 1956:181-183; 189]. Daha sonraları W. Orthmann ve J. A. Dengate tarafından değerlendirilmiştir [Orthmann 1963:64; 173-174; Dengate 1971:199]. Bu tarihlerden çok sonra; Anadolu'nun kuzey kesiminin kültür tarihini belirlemek amacıyla; U.B. Alkım yönetimindeki bir ekip; Türk Tarih Kurumu; Kültür Bakanlığı ve İstanbul Üniversitesi adına; Samsun yöresinde; 1971-74 yılları arasında bir yüzey araştırması gerçekleştirmiştir. Bu araştırmada Türkiye arkeolojisi envanterine birçok yeni yerleşme yeri katılmış ve yörenin Kalkolitik Çağ'dan itibaren yoğun bir yerleşmeye sahne olduğu saptanmıştır. Bu buluntu yerleri arasında yer alan ve bölgenin hemen hemen en büyük yerleşme yeri olan İkiztepe'de; özellikle Hitit metinlerinde geçen Kaşka ülkesindeki ünlü Zalpa Kenti'ni tespit etmek amacıyla; 1974 yılında arkeolojik kazılara başlanmıştır. İlk yıllarda; zengin gömü armağanlı; yerleşme içi İTÇ mezarlığına rastlanması; kazıların günümüze kadar süregelmesine yol açmıştır. Gerek coğrafi durumu; gerek büyüklüğü açısından Kuzey Anadolu arkeolojisi için çok önemli bulgular veren bu yerleşme yerindeki kazılar; 1980 yılına kadar U.B. Alkım; Alkım'ın 1981 yılındaki ölümünden sonra; Ö. Bilgi tarafından yönetilmektedir. Son yıllardaki kazılar daha çok İTÇ mezarlığının ortaya çıkarılmasına yöneliktir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: İkiztepe kazılarından elde edilen kültür kalıntıları arkeolojik açıdan tarihlendirilirken; tipolojik kronolojiden de faydalanılmakta; başka merkezlerdeki buluntular ile İkiztepe arasında ilişkiler kurularak değerlendirilmeye gidilmektedir. İkiztepe'de yazılı bir belgenin henüz bulunamayışı; üst tabakalar için kesin bir tarihlendirmenin yapılmasını şimdilik olanaksız kılmaktadır. Höyüğün Son Kalkolitik Çağ kalıntıları II. Tepe'de III. tabakada gün ışığına çıkmıştır. Kazıda; ancak derin sondajda bu tabakaya ulaşılmış; daha altta ana toprağa varılmıştır. Yalnız bu tabakaya ait 8 yapı katının varlığından bahsedilmektedir. Hafirlerin gösterdiği yapı evreleri; mimari kalıntılardan çok açma kesitinden saptanmıştır. İkiztepe'nin dört tepesinde ve tepeler arasındaki boyun kısımlarında Kalkolitik Çağ dışında; İTÇ 1-3; Erken Hitit ve Hellenistik Döneme ait yerleşmelerin varlığı kesinleşmiştir.
Buluntular: Mimari: Son Kalkolitik Çağ'a tarihlenen III. tabakanın birinci yapı katında olasılıkla dörtgen planlı büyük bir yapıya tanıklık eden kalıntılarla karşılaşılmıştır. Yanık tabanlar ve ateş yakma yeri olarak ocaklar; işlik yerleri; çöp çukurları; birkaç tane ahşap dikme izi ve bunlara ait yoğun yanık lekeleri; iri küpler gibi bulguların saptanmasına karşın; duvar kalıntıları yoktur. Yapının tümüyle ahşaptan yapılmış olduğu sanılmaktadır; temel örgüsü yoktur. Duvarlarda taş ya da ahşap temel olarak kullanılmamış; ahşaptan kalın alt kasnaklar; toprağın üzerine doğrudan oturtulmuştur. Duvarlar da gene ahşaptan; kısmen örme dal üzerine çamur sıvayarak meydana getirilmiştir. Bazen de araları bol çamurla doldurulmuş ahşap kasnaklar kullanılmıştır. Doğal olarak bu tür duvarlar yıkılıp ahşapları çürüdüğünden; zamanımıza kalıntıları kalmamıştır. Tabanlar; bastırılmış toprak üzerine ahşap mertekler; onun üzerine aksi yönde daha ince dallar; en üste de rutubeti önlemek ve düzgün bir satıh elde etmek için çamur üzerine hasır yerleştirilerek yapılmıştır. Yörenin bol yağış almasından dolayı; çatılarının eğri damlı olduğu düşünülmektedir. Kazıda; bu tip yapıların yerleri; ancak buluntuların yoğunluğundan saptanabilmektedir. Bu buluntu alanlarının sınırlarının izlerinden; yapıların dörtgen oldukları sanılmaktadır. III. tabakanın 5. ve 6. evrelerinde; bir yapıya ait alan içinde birbiri üzerinde üç ocak-sunak ortaya çıkartılmıştır. Pise'den yapılan bu ocak-sunaklar yuvarlak biçimli olup; çevreleri bir oyukla belirlenmiştir. Tam ortasında 20 cm çapında bir çukur yer almaktadır. Bir evredeki çukur içinde bir adak kasesi ele geçmiştir. Sunakların çevresinde küçük; adak hayvan heykelcikleri ele geçmiştir. Çanak Çömlek: Karadeniz Bölgesi'nin Son Kalkolitik Çağ çanak çömlek özellikleri İkiztepe kazılarıyla saptanabilmiştir. Mineral katkılı; özenle hazırlanmış ince hamurlu el yapımı bir mal ile karşılaşılmıştır. Hamur; çoğunlukla parıldayan; seyrek olarak da donuk olan beyaz tanecik katkılıdır [Alkım (H) 1986:99-105;lev.I-VII]. Tümüyle elde yapılmış olan kaplar; gri; grimsi siyah; grimsi kahverengi renkte astarlanmışlar ve iyi açkılanmışlar; çok iyi fırınlanarak pişirilmişlerdir. Bu yüzden hamur dokusunun pekişmiş olduğu görülür. Biçimlerde; düz dipli ve yuvarlak gövdeli kaseler; ağız düzlemini aşan yuvarlak ya da şerit kulplu kaplar; kadehler; bardaklar; karın kısımlarında iri yassı kulplu çömlekler gibi biçimler izlenmektedir. Kaplar genellikle bezemesizdir. Az sayıda kabın kabartma; çizi ve baskı bezeme ile süslendiği görülmektedir. Kabartma bezekler insan yüzünü hatırlatacak şekilde şematik göz ve kaş biçimindedir. Kil: Pişmiş toprak idoller; İkiztepe'nin Son Kalkolitik Çağ dinsel düşüncelerini göstermesi açısından önemlidir. Çok soyut ve aşırı stilize yassı figürlerin yanısıra üç boyutlu; doğal biçimde işlenmiş figürler de vardır [Bilgi 1986:res.1-3]. Dokumacılığı simgeleyen tezgah ağırlıkları; avcılığı gösteren sapan taneleri bulunmuştur. Yontma Taş: Malzeme olarak çakmaktaşı ve obsidenin kullanılmış olduğu haricinde bir bilgi verilmemektedir. Kemik/Boynuz: Boynuzdan çekiçler ele geçmiştir. Maden: Avcılığın yanısıra tarımın da ağırlıklı olduğu ekonomiye sahip olan İkiztepe'nin III. tabakasında maden teknolojisinin bilindiği; az sayıda ele geçen aletlerden anlaşılmaktadır. Bız veya iğneye benzeyen bu nesneler bakırdandır. Ergitilmemiş bakır filizinden yapıldığı ve bu filizde çok az miktarda arsenik olduğu söylenmektedir.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: İkiztepe'nin şimdilik yalnız II. tepesinin III. tabakasında saptanan Son Kalkolitik Çağ tabakasının düzeltilmemiş 14C tarihleri olarak MÖ 3.850±106; 4.140±127; 4.250±127 tarihleri verilmektedir. İkiztepe'de bu çağa ait bir köy kültürü ile karşılaşılmıştır. Mimari açıdan; araları çamur ile doldurulmuş hatıl veya ağaç dallarından oluşan ahşap mimarinin varlığı kazı sonuçlarına göre yorumlanmaktadır. Bu tip mimarinin yalnız bu çağa özgü olmadığı; daha sonraki çağlarda da kullanıldığı anlaşılmaktadır. İkiztepe'nin bazı bulguları Karadeniz Kıyısı ve Balkan Kültürleri'ne benzemektedir. Özellikle bezeme türü ile Karanovo III-IV; Anza IV; Gumelnitza; Tell Azmak buluntularını hatırlatmaktadır. Son yıllarda gerçekleştirilen kazı çalışmaları; daha çok İTÇ mezarlığına kaydırıldığı için; Kalkolitik Çağ'a ait bilgiler kısıtlıdır.


Liste'ye