©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Çiledir Höyük

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Çiledir Höyük
Türü:
Yamaç Yerleşmesi
Rakım:
m
Bölge:
Ege
İl:
Kütahya
İlçe:
Merkez
Köy:
Aslanlı
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
İTÇ II

     


Yeri: Kütahya ili, Merkez İlçesi, Aslanlı Köyü (Ağızören Köyü sınırı), Çiledir Mevkii, Çiledir Deresi yakınında yer almaktadır. Yerleşme, TKİ. Seyitömer Linyit İşletmeleri Müessese Müdürlüğü'nün çalışma ve kömür alma sahası sınırları içerisindedir [Türktüzün et al. 2014:147].
Konumu ve Çevresel Özellikleri:
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: 2009 yılında Kütahya Müzesi tarafından M. Türktüzün başkanlığında kurtarma kazılarına başlanmıştır. İlk kazı çalışmaları sırasında yerleşme Çiledir Höyük olarak adlandırılmış olsa da yerleşme yamaç tipi bir yerleşmedir. Literatüre bu isimle kazandırıldığı için bu ad sonraki kazı çalışmalarında da kullanılmaya devam edilmiştir [Türktüzün et al. 2014:147-148]. Türktüzün'ün ardından kazılar Kütahya Müzesi tarafından 2014 yılından beri sürdürülmektedir.
Tabakalanma: 2009-2014 yılları arasında elde edilen sonuçlara göre Çiledir Höyük'teki tabakalanma şu şekildedir [Türktüzün et al. 2015:50]: I. Tabaka: Erken Doğu Roma Dönemi (MS 394-602) II. Tabaka: Roma İmparatorluk Dönemi (MS 30-394) III. Tabaka: İlk Tunç Çağı (MÖ 2700-2400)
Buluntular: Mimari: Çiledir Höyük'teki yapı kalıntıları Aslanlı Deresi'nin batı ve doğu yamaçlarında bulunmuştur. Yapılan çalışmalarda yerleşmede yoğun olarak Doğu Roma ve Tunç Çağı kalıntılarına rastlanmıştır. Doğu Roma Dönemi'nde çiftlik evi olarak kullanılan mekanlar, Tunç Çağı'na ait mekanları tahrip etmiştir. 2009 yılında yapılan çalışmalarda ortaya çıkarılan mimari kalıntılar ve pişmiş toprak kandil parçaları Çiledir Höyük'te Roma İmparatorluk Dönemi (MS 1. ve 4. yüzyıl) yerleşmesine işaret etmektedir. Alt kotlara inildiğinde Doğu Roma Dönemine (MS 5. ve 6. yüzyıl) ait yerleşme ile karşılaşılmıştır. Doğu Roma Dönemine ilişkin bulgular veren C 3 plankaresinde temel seviyesinin altında Tunç Çağı'na tarihlenen duvar kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. C 4 plankaresinin kuzeyindeki B 4 plankaresinin sınırında, Doğu Roma yerleşmesinin alt ve üst kotlarında Tunç Çağı'na tarihlendirilebilecek ikinci bir yapı bulunmuştur. Arazinin eğimli olması nedeniyle, aynı tabaka içerisinde Doğu Roma ve Tunç Çağı kalıntıları iç içe geçmiş durumda bulunabilmektedir. F1, F 2 ve F 3 plankarelerinde İTÇ'ye tarihlenen yapı kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Bu yapı kalıntıları birbiri ardına örülmüş duvarlar ve bu duvarların etrafını yarım ay şeklinde (mevcut haliyle) çevreleyen sınır duvarlarından oluşmaktadır. Bunun yanı sıra açığa çıkarılan bir pişirme fırını, günlük kapların üretimine işaret etmektedir. Bu tabakada bir sabuntaşı işleme atölyesi de bulunmuştur [Türktüzün et al. 2014:147-151]. 2010 yılında yerleşmenin kuzeyindeki kazı çalışmalarına devam edilmiştir. Yerleşmenin ortasında yer alan ve İTÇ'ye tarihlenen yapıyı çevreleyen duvarların sayısının arttığı ve devamlılık gösterdiği gözlemlenmiştir. Yerleşmenin güneybatısında gerçekleştirilen kazılarda çeşitli boyutlarda, otuzdan fazla çukur açığa çıkarılmıştır. Bu çukurların bir kısmı doğrudan ana toprağa kazılmış; bir kısmı ise tabakaların içine açılmıştır. Çukurlardan bazıları dörtgen formludur ve oda, kiler ya da depo olarak kullanılmış olmaları muhtemeldir. Bu çukurların tabanları taş döşelidir. Çukurlardan gelen malzeme karışıktır. Bu nedenle çukurları tam olarak tarihlendirmek mümkün değildir. Ancak olasılıkla İTÇ'de yapılan çukurlardan bazıları Arkaik, Klasik ve Roma Döneminde de kullanım görmüştür [Türktüzün et al. 2014:151-152]. 2011 yılı çalışmalarında daha önceki yıllarda tespit edilen İTÇ'ye ait sur duvarlarının yaklaşık 3-4 m'lik yükseklikte korunduğu görülmüştür. Parçalar halinde inşa edilen bu sur duvarlarının temel taşları arasında kot farkı vardır. Sur duvarları ortada yer alan yapıyı çevrelemektedir. Ortadaki yapı ise birbiri ardına örülmüş duvarlarla çevrilidir. Bu mekanın hemen batısında mekana bitişik bir oda bulunmaktadır [Türktüzün et al. 2014:153]. 2012 yılı çalışmalarında, yerleşmenin kuzey, doğu ve kuzeydoğu bölümlerinde Doğu Roma ve Geç Roma Dönemlerine ait kalıntılar ortaya çıkarılmıştır. Batı kesimde, G-1, H-1 ve H0 plankarelerinde açığa çıkarılan ve Doğu Roma Dönemine tarihlendirilen duvarların İTÇ'ye ait sur duvarlarını tahrip ettiği görülmüştür. 2013 yılında TKİ. Seyitömer Linyit İşletmeleri Müessesesi Müdürlüğü'nün özelleştirme çalışmaları nedeniyle kazı çalışması yapılmamıştır [Türktüzün et al. 2014:156-157]. Çanak Çömlek: İTÇ II'ye tarihlenen çok sayıda çanak çömlek parçası ele geçmiştir. Bunun yanı sıra az sayıda İTÇ I ve III özellikleri gösteren parçalar bulunmuştur. İTÇ II çanak çömleklerinin hamur rengi devetüyünden kahveye kadar çeşitlilik göstermektedir. Parçaların tümü açkılıdır. Biçim olarak tek kulplu çanaklar ve testiler ile gergin kulplu testiler görülmektedir. Bu çanak çömlekler, Beycesultan, Elmalı-Karataş, Bademağacı ve Kaklık yerleşmelerinde bulunanlarla benzerlik göstermektedir. Kap formları arasında üç ayaklı kaplar, fincanlar, tek kulplu testiler, sığ ve derin çanaklar, ilmik kulplu çanaklar, black-top olarak adlandırılan siyah ağız kenarlı çanaklar, minyatür kaplar ve tankart tipi kaplar bulunmaktadır. Bu çanak çömleklerin günlük kullanım kapları oldukları düşünülmektedir. Yerleşmede bulunan pişirme fırını ve üretim artığı parçaları, İTÇ II'de kullanıma yönelik üretim yapıldığına işaret etmektedir. Bu kapların benzerleri, Demircihöyük, Limantepe, Kusura, Elmalı-Karataş, Beycesultan, Küllüoba, Karaoğlan-Kaklık, Troya, Küllüoba ve Bademağacı'nda görülmektedir. İTÇ III'e ait sınırlı sayıda örnek, kırmızı renk astarlı tankart ile kırmızı-siyah renk astarlı depas parçalarından oluşmaktadır. Bu kapların benzerleri yerleşmeye en yakın merkez olan Seyitömer'de görülmektedir. Bu çanak çömleklerin Seyitömer Höyüğü'nden gelmiş olabileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla, İTÇ III'de yerleşmenin hemen terk edilmediği ve iskana devam edildiğini söylemek mümkündür [Türktüzün et al. 2015:52]. Küçük Buluntular: Yerleşmede çok sayıda küçük buluntu ele geçmiştir. İTÇ'ye tarihlenen alanlarda tanrıça figürinleri, taş idoller, pişmiş toprak hayvan figürinleri, fincanlar, testiler, kaseler, taş baltalar, çakmaktaşı aletler, sabuntaşı boncuklar, ağırşaklar, ezgi taşları, pişmiş toprak fırçalar (olasılıkla kapları boyamak için kullanılmış), mühürler, kemik bız ve deliciler, bronz iğneler, tezgah ağırlıkları ve 1 adet bronz ok ucu bulunmuştur [Türktüzün et al. 2014:150; Türktüzün et al. 2015]. 2011 yılında, İTÇ'ye ait yapı ve sur teras duvarlarının bulunduğu alanda çok sayıda pişmiş toprak kap parçası ve ana tanrıça figürinlerine ait parçalar ele geçmiştir. Bu alanda bulunan sabuntaşı sayısının çokluğu, olasılıkla civardaki yerleşmelerin de ihtiyacını karşılayacak şekilde sabuntaşından boncuk, piramidal şekilli objeler ve mühürlerin üretildiğini göstermektedir [Türktüzün et al. 2014:153]. Çiledir Höyük'te toplam 14 adet pişmiş toprak kadın figürini ve 9 adet figürin başı bulunmuştur. Pişmiş toprak figürinlerin dışında kum taşı, mermer ve sabuntaşından yapılmış örnekler de mevcuttur. Bu figürinler, stilize insan formundadırlar. Bulunan hayvan figürinleri ise olasılıkla boğa betimlemeleridir. Pişmiş toprak mühürler iki örnekten oluşmaktadır. Bu üçgen formlu mühürlerin baskı yüzeyleri kazı bezekle süslenmiştir. Bunun yanı sıra sabuntaşından yapılmış bir mühür de bulunmuştur. Form ve bezeme açısından pişmiş toprak mühürlerle benzerlik göstermektedir [Türktüzün et al. 2015:52, 58, 60]. İnsan Kalıntıları: Yerleşme içindeki Doğu Roma ve İTÇ arasına tarihlenen çukurlardan ele geçen iskelet parçaları Ahi Evran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü tarafından incelenmiştir (bkz.: Surul et al. 2012:179-190). Yapılan çalışmalar, iskeletlerin 15, 10 ve 9 yaşındaki bireylere ait olduğunu göstermiştir [Türktüzün et al. 2014:154]. Hayvan Kalıntıları: Elde edilen kemiklerin çoğu Tunç Çağı'na aittir. Toplamda 1332 adet kemik parçası incelenmiştir. Yapılan analizler, tanımlanabilir parçaların %90'ının evcil hayvan türlerine ait olduğunu göstermiştir. İncelenen parçalar arasında sığır kemikleri baskındır. Bunu koyun, keçi ve domuz takip etmektedir. Alageyik, köpek, tek tırnaklılar (at veya eşek) ve tavşan gibi hayvanlar sayıca daha azdır. Çalışmalar sonucunda, Çiledir Höyük'teki İTÇ yerleşmesinin besin ekonomisinin temel olarak evcil hayvanlara dayandığı görülmüştür. Ayrıca sığırlardan et, süt ve post; koyun, keçi ve domuzdan ise daha çok et tüketimi için faydalanıldığı anlaşılmıştır [Türktüzün et al. 2014:154-155].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Yerleşmenin batı yamacında yer alan ve İTÇ II'ye tarihlenen mimari kalıntılar genel olarak ortaya çıkarılmıştır. Doğu yamaçta ise sadece birkaç plankarede çalışmalar yürütülmüştür. Çiledir Höyük'teki İTÇ II mimarisi balıksırtı tekniğinde örülmüş duvarlar ve birbirinden bağımsız odalardan oluşmaktadır. Ortaya çıkarılan bu duvarlar yapı bütünlüğü göstermemektedir. Mimaride en belirgin unsur teras-sur duvarlarıdır. Çanak çömlekler ve küçük buluntular, Çiledir Höyük İTÇ II yerleşmesinin Demircihöyük, Küllüoba, Karaoğlan, Kusura, Beycesultan, Elmalı-Karataş ve Bademağacı yerleşmeleriyle benzerlik gösterdiğini ortaya koymuştur [Türktüzün et al. 2015:70].


Liste'ye