©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Han İbrahim Şah

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Han İbrahim Şah
Türü:
Höyük
Rakım:
800 m
Bölge:
Doğu Anadolu
İl:
Elazığ
İlçe:
Merkez
Köy:
Esenkent
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
İTÇ III İTÇ II İTÇ I

     


Yeri: Höyük; Elazığ il merkezinin yaklaşık 40 km kuzeybatısında; Balıbey Nahiyesi'nin kuzeydoğusunda; yeni adı Esenkent olan aynı adlı köyün hemen yanındaydı. Keban Baraj göl sularının altında kalarak yokolmuştur. Kod N 55 / 3.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Kuzey; batı ve doğu yönlerinde dik yamaçlarla alttaki derelere kadar yayıldığı gözlenen höyük; kabaca konik biçimli bir tepeydi. Kültür toprağının kalınlığının 12 m'yi; çapının ise 125x60 m'yi bulduğu belirtilmektedir. Düz bir kaya plartformu üzerinde yükselen höyük; Ergüzek Çayı ile küçük bir derenin arasında yer almaktaydı. Höyüğün Elazığ'dan kuzeybatıya doğru giden ve yanında Hulvenk Kalesi; Erzürük Kalesi; Payler Tepe; Avcılı Kalesi höyükleri bulunan tali bir yol üstünde olduğu belirtilmektedir [Ertem 1982:plan].
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: İlk defa yörede araştırma yapan K. Kökten tarafından Han adıyla belirtilen höyük; 1967 yılında R. Whallon ve S. Kantman tarafından bilim dünyasına tanıtılmıştır [Whallon 1970:10; Whallon 1979:178-179]. Keban Baraj göl suları altında kalmadan önce H. Ertem yönetiminde 1970 ve 1971 yıllarında kazılmıştır. Kazı batı yamaçda tabakalanmaya; tepenin üstünde ise yerleşme planına dönük amaçlı olarak uygulanmıştır.
Tabakalanma: Bu kazıda; 14 yapı katı saptanmıştır. Buradaki ilk yerleşmenin İlk Tunç Çağı'nda başladığı kesintili olarak Selçuklu Dönemi'ne kadar devam ettiği anlaşılmıştır. I-II. tabakalar: Selçuklu-Bizans Dönemi III-IV tabakalar: MÖ 1. binyıl V-XIV. tabakalar: İlk Tunç Çağı'na tarihlenmektedir [Ertem 1972:64-65; Ertem 1982:13].
Buluntular: Mimari (yeniden eskiye doğru): Höyüğün en son İlk Tunç Çağı yerleşmesi olan tabakası V. tabakadır. Bu tabakada büyük bir yapının dikdörtgen planlı iki odası ortaya çıkmıştır. Yapım tekniği olarak iki sıralı taş temel üzerine kerpiç duvarlar kullanılmıştır. Büyük odaya bir eşikle girilmektedir. Girişin ahşap bir kapı ile kapatıldığı bir kapı söve taşının varlığı ile ispatlanmıştır. VI. tabakada hayvan ağılı gibi kullanılmış yuvarlak yapıların dışında kayda değer mimari kalıntı saptanamamıştır. Dikdörtgen biçimli ocak vardır. İlk Tunç Çağı'nın III. evresine konmaktadır. VII. tabakada yoğun yangın geçirmiş yapıda önü yuvarlak bitimli at nalı biçimli ocaklar saptanmıştır. Üzerlerinde bezeme yoktur. Ayrıca yuvarlak biçimli; basit; düz ocaklarda mevcuttur. Kerpiç döküntülerinden yine kerpiç duvarlı yapıların varlığı anlaşılmaktadır. Tek odalı yapılardır. Bunlar tek sıralı taş temel üzerindedir. VIII. tabakada ise alçak bir kerpiç duvar bulunmuştur. IX. tabaka; taş malzemenin mimaride daha fazla kullanıldığı tabakadır. İki ya da üç oda kazılabilmiştir. Duvarların yarısı taştan yarısı kerpiçtendir. Hafiri tarafından İlk Tunç Çağı'nın I. evresi olarak ilan edilen X. tabakada kuvvetli yangın izleri görülmektedir. Bu tabakada ortaya çıkan bir duvarın VIII. tabakada da kullanılmış olması aslında tabakadan daha çok; yapı katları ile karşı karşıya kaldığımızı belirlemektedir. Bu tabakanın en ilginç arkeolojik bulgusu; yanarak kömürleşmiş arı peteklerinin varlığıdır. H. Ertem; bu dönem insanlarının tarım ve arıcılık yönünden oldukça ileri bir düzeyde olduklarını bu bulgulara göre iddia etmektedir. 5 adet küp bulunmuştur. XI. tabakada da yine taş temelli; kerpiç duvarlı evler vardır. Daha alttaki tabakalar (?) ise mimari kalıntılara sahip olmayan tabanlarla temsil edilmektedir. Çanak Çömlek (yeniden eskiye doğru): Han İbrahim Şah'ın İTÇ III. evresine tarihlenen V ve VI. tabakalarında; bej zemin üzerine kahverengi ve vişne çürüğü boya ile bezeme yapılmış malın alttaki IX-VII. tabakalarda da devam ettiği görülmektedir. Bu malda motif olarak içleri çizgi ile doldurulmuş üçgen; su ve stilize hayvan motifleri kullanılmıştır. Hamurlarına mika ve kumcuk katkı maddesi olarak katılmıştır. İyi fırınlandıkları belirtilmektedir. Özellikle VIII. tabakada ele geçen örnekler; bu çağın yöresel faunasını tanıtması açısından önemlidir. Dağ keçileri; deve; leylek; kaplan (?); kartal gibi hayvanların betimlenmesi; tanrı ya da tanrıçaların kutsal hayvanları olmasına bağlanmaktadır. Bu malın yanısıra yeni bir boyalı malın; V. tabakadan itibaren ortaya çıktığı gözlenmektedir. Bu yeni mal; yine bej zemin üzerine siyah boya ile düzenli yapılmış geometrik bezekleri içermektedir. Hamuruna bir önceki maldan farklı olarak bitki katkısı eklenmiştir. Bu malın genellikle elde; çok az olarak da çarkda yapıldığı bildirilmektedir [Ertem 1982:14-15]. Ağızı dışa dönük; şişkin karınlı çömlekler; kaplar ve orta boy küpcüklerin var olduğu çanak çömlek envanter listelerinden anlaşılmaktadır. Karaz malı çanak çömlekler; üst tabakalarda da devam etmektedir. Bu maldan kapaklı kapaksız çömlekler; çanak ve küpler ele geçmiştir. İlk Tunç Çağı II. evreye konan VII-IX. tabakalarda ise bej zemin üzerine kahverengi; vişne çürüğü boyalı malın varlığı saptanmıştır. Karaz mal örnekleri; tüm İTÇ tabakalarında var olduğu gibi bu tabakalarda da mevcuttur. VIII. tabakada üzerinde kabartma figürler olan Karaz kapları ilgi çekicidir. Mutfak tipi kaba hamurlu bir küp parçası üzerinde; hayvan ve geometrik bezekleri konu alan Jemdet Nasr mühürlerine benzeyen silindir mühür baskısı bu tabakanın değişik buluntularından biridir. Kazı başkanı tarafından İlk Tunç Çağı I. evre olarak değerlendirilen X-XIV tabakalarda Karaz malı hakim mal grubu olarak göze çarpmaktadır. XI. tabakada ithal olduğu söylenen Akkad malı bulunmuştur. Mutfak malı örnekleri de ele geçmiştir. Kil: Pişmiş topraktan delikli nesneler ve ağırşaklar V. tabakada ele geçmiştir. Ağırşakların işcilik; biçim; ve bezeme açısından MÖ 1. bin yıl üretimi ağırşaklardan farklı olduğu söylenmektedir. VI. tabakada; elleri iki yana açık tasvir edilmiş minik bir kadın idolü vardır. VII. tabakada boğa heykelcikleri bulunmuştur. Pişmiş toprak damga mühürler az sayıdadır. Yontma Taş: Tüm tabakalarda teknik olarak farklılıklar görülmeyen endüstri vardır. Obsidiyen ok uçlarının bazıları kanatlıdır. Sürtme Taş: Özellikle X tabakada taş keskilerin çoğaldığı belirtilmektedir. Buna rağmen belirgin bir tip yoktur. Kemik/Boynuz: Kemik bızların çeşitli tipleri; iğne ile boynuzdan sap delikli çekiçler mevcuttur. Maden: X. tabakada bulunan küçük bıçak; Anadolu maden yapıtları arasında az görülen bir tiptedir. Üçgen namlulu olan bıçak çakı gibi kullanılmış olmalıdır. İki perçin deliğine sahiptir.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: H. Ertem; Han İbrahim Şah kazıları sonucunda; höyüğün İlk Tunç Çağı'nın tüm evrelerinde yerleşilmiş olduğunu ileri sürmektedir. Kültür bulgularında fazla bir değişimin olmaması bu ayrımın neye göre yapıldığı sorusuna cevap verememektedir. XI. tabakada İTÇ I. evre olarak tanımlanan Akkad malı/Taş malının varlığı yine tarihleme de sorunların olduğunu hatırlatmaktadır. Kazı başkanı; höyüğün tabakalanmasını ve kültür ögelerini Pulur Sakyol tabakalanması ile benzerlik yarattığını ve buradaki tüm yerleşmelerin küçük bir köy yerleşmesi niteliğini geçmeyeceğini ifade etmektedir [Ertem 1982:21]. İTÇ'nın II. evresi boya bezekli mallarının İTÇ III. evrede de devam etmesi ayrıca daha farklı bir boya bezekli malın İTÇ III. evrede ortaya çıkışı; Han İbrahim Şah'ın Doğu Anadolu Bölgesi arkeolojisine yaptığı katkılardan biridir. Buna karşılık bu sonuç; Elazığ-Malatya yöresi boya bezemeli mal örnekleri olan diğer yerleşim yerlerinde saptanamamıştır.


Liste'ye