©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Hacınebi Mezarlığı

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Hacınebi Mezarlığı
Türü:
Höyük
Rakım:
490 m
Bölge:
Güneydoğu Anadolu
İl:
Şanlıurfa
İlçe:
Birecik
Köy:
Uğurcuk
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
İTÇ I

     


Yeri: Şanlıurfa il merkezinin kuzeybatısında; Birecik İlçesi'nin 5 km kuzeyinde; Uğurcuk (Hacınebi) Köyü'nün hemen yanındadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Fırat Nehri'nin doğu yakasında; nehri yaya ya da küçük bir kayıkla geçebilecek derecede olumlu şartlar taşıyan bir yerde ve yine nehir üzerinden kuzey-güney istikametinde yapılan ticaret yolunun üzerinde bulunduğu için; önemli olduğu ifade edilen bir yerleşme yeridir (Konum ayrıntısı için bak: Harmankaya et al. 1998:Hacınebi).
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: 1992-1997 yıllarında G.J. Stein yönetiminde Northwestern Üniversitesi adına kazılmıştır. İlk Tunç Çağı mezarlığı 1996 yılı kazısında ortaya çıkarılmıştır. İlk Tunç Çağı mezarlığı; höyüğün kuzeydoğu kesiminde A alanı olarak adlandırılan alanda; yamaçta açılan Op.18 açmasında ve B alanı olarak belirtilen güneydoğu alanda; açılan Op.12 açmasında bulunmuştur. Her iki alan mezarlığının çağdaş olduğu ileri sürülmektedir. Bu yorumu kesinleştirecek ara açmalar açılamamıştır. Açılan alanlar çok küçük olduğu için ölü gömme gelenekleri tam anlaşılamamıştır.
Tabakalanma: Hacınebi Höyüğü'nde üstten itibaren: Roma Dönemi (MS 1. yüzyıl) çiftlik yerleşmesi Hellenistik Dönem yerleşmesi İlk Tunç Çağı I evre Mezarlığı (MÖ 3.100-2.800/2.700?); Son Kalkolitik Çağ B2 evresi (MÖ 3.700-3.200) yerleşmesi Son kalkolitik Çağ B1 evresi (MÖ 3.800-3.700) yerleşmesi Son Kalkolitik Çağ A evresi (MÖ 4.000-3.800) yerleşmesine sahne olduğu saptanmıştır.
Buluntular: Mimari: Tepenin kuzeydoğu ve güneydoğu kesimindeki mezarlıklarla ilgili olmayan İlk Tunç Çağı yerleşmesine ait mimari kalıntılar; Op. 12 açmasında ortaya çıkmıştır. İki yapı katı olduğu saptanmıştır [Stein 1997:117]. Bunlardan üst yapı katında; batı duvarı dışındaki duvarları korunan tek bir taş yapı bulunmuştur. İçinde bulunan Son Kalkolitik Çağ'a tarihlenen çanak çömlek parçalarının ikinci kullanım ya da dolgu amacıyla getirilen topraktan olduğu sanılmaktadır. Hacınebi mezarlığına ait yerleşmenin ise höyükte kazılan alanda değil Hacınebi'nin aşağı yukarı doğusundaki çağdaş Uğurcuk Köyü'nün altında olduğu tahmin edilmektedir. İnsan Kalıntıları ve Mezarlar: Bu mezarlığın Son Kalkolitik Çağ yerleşmesinin yıkılıp tepenin terkedilmesinden sonra tepenin uzağında yaşayan bir topluluk tarafından en az 100-200 yıl mezarlık alanı olarak kullanılmış olduğu tahmin edilmektedir. Yöredeki diğer İlk Tunç Çağı mezarlıkları gibi burada da üç tip mezar vardır. Op. 18 açmasında 4 adet taş sanduka/sandık mezar ortaya çıkmıştır [Stein 1997:şek.18]. Tüm mezarlar yaklaşık kuzeydoğu-güneybatı istikametinde uzanmaktadır. Mezarlar; yassı levha taşların dikine konması ile oluşturulmuş küçük dikdörtgen mekanlardır. Üstlerinin de aynı şekilde yassı taş levhalar ile kapatıldığı ve çamur harç takviyesi ile mezarların örtüldüğü anlaşılmaktadır. Bu kesimde henüz çocuk iskeletli sanduka mezar çıkmadığı için mezarlığın erişkinler için hazırlandığı yorumlanmaktadır [Stein 1997:115]. Mezarların yerleştirilme planından; tümünün aşağı yukarı çağdaş olduğu ya da gömüt yapıldıktan sonra bir taş veya ağaç gibi başka bir nesne ile mezarın yerinin işaretlendiği tahmin edilmektedir. Kazıda yüzeye çok yakın olmalarından dolayı mezarların üçü tahrip olmuş bir şekilde gün ışığına çıkmıştır. İçlerinde ancak 5 no'lu mezardan gömü gelenekleri saptanabilmiştir. Op. 12 açmasında ise erişkin ve çocuk gömülerine sahip; çömlek mezar; basit toprak mezar ve sanduka/sandık mezar olmak üzere üç tip mezar ortaya çıkmıştır. Çömlek mezarlara çocuk ölüleri kondukdan sonra ağızları bir kase ile kapatılmıştır. Tabut olarak kullanılan bu çömleklerin günlük hayatta; yemek pişirme ve depolama kapları olduğu; gömüt için özel yapılmadıkları anlaşılmaktadır. Boyutları çok farklıdır. Standart bir boyut yoktur. İçlerinden biri koyu kırmızımsı gri banyo astarlıdır. Bir diğerinin ağız çapı 19-21 cm genişliktedir. Basit toprak mezarlardan birinde (128 no'lu) büzülmüş; diğerinde (141 no'lu) ise uzatılmış durumda birer iskelet bulunmuştur. Her ikisi de erişkine aittir. Bu alanda ayrıca iki adet kerpiç ve taş duvarlara sahip sanduka mezar (145; 153 no'lu) çıkmıştır [Stein et al.1997:117). Bunlardan birinde (153 no'lu) iki duvar taştan bir duvar kerpiçtendir. Son duvar açma duvarı içinde kaldığı için anlaşılmamıştır. Mezarın üstü iki adet büyük taş levha ile örtülmüştür. İçindeki iskelet yaklaşık kuzeybatı-güneydoğu istikametinde yatırılmıştır. Gömüt Armağanları: Op. 18 açmasındaki sanduka mezarlar arasında; yalnız 5 no'lu mezardan o da soyulmadığı için zengin gömüt armağanları bulunmuştur. Bunlar içinde kaplar dikkat çekmektedir. 17 adet kap ele geçmiştir. Şişkin gövdeli; ayaklı kaseler; uzun boyunlu karınlı çömlekler; şampanya kadehi adı verilen uzun ayaklı meyvalıklar bulunmuştur [Stein et al. 1997:şek.9; 20]. Ayrıca çeşitli tipte bakır-tunç iğneler ve belki küpe olarak kullanılmış olan bir adet gümüş halka mezardan toplanmıştır. Ayaksız şişkin gövdeli; uzun boyunlu örneğin üzeri; saklı astar bezeme ile verevine çizgilerle süslenmiştir. Bazı parçalarda kırmızı boya izleri de bulunmaktadır. Ayaklı bodur bir çömlek de ise pembemsi beyaz astar; saklı astar yöntemi ile sürülmeyerek ya da sürüldükten sonra silinerek; hamurun kırmızı rengi bezeme olarak istenen yerlerde ortaya çıkarılmıştır [Stein et al. 1997:şek.20c]. Tüm kapların hamurları ince kum ve bitki katkılıdır. Aynı mezarın içinde ele geçen çok sayıda boncuk olasılıkla uzun bir kolyeye aittir. Op. 12 açmasında ortaya çıkan mezarlardan çömlek mezarların içine fritten boncuklar; bakır-tunç iğne ve küçük kaplar bırakılmıştır. Basit toprak mezarlardan birinde (141 no'lu) muhtemelen bir eşeğe ait kemik bulunmuştur. Bu bulgudan ve ölünün duruş şeklinden bu mezarın anlamı anlaşılmamıştır. Taş ve kerpiçten yapılmış mezarlardan ancak birinde (153 no'lu) çıkıntı dudaklı bir kase ile kırık bir meyvalık elde edilebilmiştir. Diğeri ise zamanında soyulmuştur. Bu mezardan yalnız iskelet ortaya çıkmıştır.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Hacınebi'nin İlk Tunç Çağı I. evre mezarları ve üst tabaka kalıntılarıyla biriken toprak Son Kalkolitik-İlk Tunç Çağı I yerleşmesine ait kalıntıları kilitlemiştir. Kazı ekibi; tüm bulguları ayrıntılı bir şekilde inceleyip bilim dünyasına sunmuştur [Stein et al. 1997:129-132]. Gerek çömlek mezarların kendileri; gerek tüm mezarlara konan gömüt armağanları vasıtasıyla her iki alanda saptanan mezarlar tarihlendirilmiştir. Hem mezar olarak kullanılan hem de mezarın içine bırakılan kapların yakın benzerleri araştırılmıştır. Bu bilgilere göre çömlek mezarların mal ve biçimsel özelliklerine göre benzerleri Aslantepe'nin İlk Tunç Çağı I evresine konan VIB2 yapı katında; Hassek Höyük'de ve Kurban Höyük V. tabakada rastlanmıştır [Stein et al. 1997:130]. Gömüt armağanı olarak içine bırakılan tüm kapların benzerleri de hemen hemen yukarıda adı geçen yerleşmelerden gelmektedir. Mezar tarihlenmesine yardımcı ögelerden biri de bir mezarda ele geçen Ninive V tipinde kaptır. Mezarlıktan 14C örneği sonucu verilmemiştir. Hacınebi Mezarlığı daha sonra kazılan ve benzer buluntular ihtiva eden Birecik Barajı Mezarlığı'nın tarihlenmesine de yardımcı olmuştur.


Liste'ye