©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Hacıbeyli

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Hacıbeyli
Türü:
Höyük
Rakım:
1310 m
Bölge:
İç Anadolu
İl:
Niğde
İlçe:
Merkez
Köy:
Hacıbeyli
Araştırma Yöntemi:
Yüzey Araştırması
Dönem:
Çanak Çömleksiz

     


Yeri: Niğde il merkezinin kuzeydoğusundadır. Hacıbeyli Höyük'e; Niğde-Kayseri yolu üzerindeki Hüyük'ten Dikilitaş yoluna dönüldükten yaklaşık 23 km sonra ulaşılan Dikilitaş Köyü'nden Hacıbeyli Köyü'ne ayrılan yol ile ulaşılır. Hacıbeyli Köyü'nün 1.3 km doğusunda yer alan höyük; Dündarlı ve Hacıbeyli arasında sınır oluşturmaktadır. Köy ile höyük arasında ise bahçeler içinden geçen toprak bir yol bulunmaktadır. Höyük en yakın köy isminden çıkılarak Hacıbeyli Höyüğü olarak isimlendirilmiştir. Çevrede ise yalnız höyük olarak bilinmektedir. Hacıbeyli Köyü'nün batısındaki sırttan doğuya; vadinin içine bakıldığında; vadi tabanındaki bahçeler arasında; iki tepenin olduğu görülmektedir; güneydeki tepe höyüktür.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Denizden 1.070 m yükseklikte yer alan Yay Gölü'ne güneyden açılan dar bir vadinin tabanında yer alan höyük yaklaşık olarak oval biçimlidir. Höyüğün boyutları olarak; çapının 100 m; yüksekliğinin ise 10 m olduğu bildirilmektedir. Höyük; Yay Gölü'nün (diğer adları ile Sultansazlığı/Kurbağa Gölü) günümüz rakımından 130 m daha yüksekte yer almaktadır. Tepenin üstü ve güney yamacı günümüzde buğday ekim alanı; kuzey kesimi ise elma bahçesi olarak kullanılmaktadır. Gene höyüğün yer aldığı dar vadinin meyva bahçeleri ile kaplı olduğu gözlenmektedir. Doğu kıyısı çevresinden; Aladağ'dan doğup güneyden kuzeye doğru akıp Yay Gölü'ne dökülen; yaz kış devamlı akan bir dere geçmektedir. Günümüzde 3-4 m genişliğinde olan dere oldukça sığıdır. Yakın çevresinde tatlı su kaynağının var olup olmadığı ise bildirilmemektedir. Olasılıkla burada yerleşenler su ihtiyaçlarını dereden karşılamışlardır.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: İlk defa 1990 yılında Kaman Kalehöyük'de kazı yapan Japon ekibinin; Kaman çevresinde özellikle Kırşehir-Aksaray-Kayseri bölgesinde yaptıkları yüzey araştırması sırasında tespit edilmiştir [Omura 1992:542]. İlk toplamada höyükte Neolitik Çağ bulgularının var oluşu; burada 1993 yılında daha ayrıntılı bir yüzey toplaması yapılmasına yol açmıştır. Yerleşme yerinin kuzey kısmı olasılıkla elma bahçesi yapımı sırasında kısmen tahrip edilmiş ve bu kesimde 30 m uzunluğunda 4-5 m yüksekliğinde bir kesit oluşmuştur.
Tabakalanma: Höyüğün yüzeyinden yapılan toplamada Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ dışında Demir Çağ ve İlk Tunç Çağı çanak çömlek parçaları ele geçmiştir. Kesitin olduğu kısımda ise üstte 2-3 m kalınlığında Demir Çağı ve İlk Tunç Çağı çanak çömlek parçalarının var olduğu tabaka; bunun altında da 1.5- 2 m kalınlığında; içinde çanak çömlek parçalarının izlenmediği; buna karşılık çok sayıda obsidien yontma taş endüstriye ait örneklerin mevcut olduğu bir tabaka gözlendiği bildirilmektedir. Bu bulgulardan yola çıkarak höyükte şimdilik iki ana tabakanın var olduğu sanılmaktadır. Alt tabakada 1 m yüksekliğe kadar korunmuş olan kerpiç duvarlar ile çaytaşı tabanlar; yanmış toprak kalıntıları vardır. Kerpiç duvarlar 20-30 cm uzunluğunda; 6-7 cm kalınlığında açık kahverengi kerpiçler kullanılarak yapılmıştır. Harç ile kerpiçin farklı renklerde çamurdan hazırlanmış olduğu; kesitlerde görülmektedir.
Buluntular: Mimari: Çanak çömlek bulgularının olmadığı alt tabakada 1 m yüksekliğe kadar korunmuş olan kerpiç duvarlar ile çaytaşı tabanlar; yanmış toprak katmanları vardır. Kerpiç duvarlar 20-30 cm uzunluğunda; 6-7 cm kalınlığında açık kahverenkli kerpiçlerden yapılmıştır. Bazı duvarlarda harç ile kerpiçin farklı renkte çamurlardan yapıldığı izlenmektedir. Araştırmacılar bu duvarlarda sıva olup olmadığı konusunda bir bilgi vermemektedirler. Gene bu alt tabakada yoğun kül ve kömür parçalarının var oluşu kerpiç evlerin dam örgüsü konusunda bir fikir vermektedir. Yontma Taş: Höyüğün özellikle tahrip olan kesit kısmında dikkatli bir toplama yapılmış ve buradan toplananların tipolojik ve teknolojik açıdan incelenmesi Fujii tarafından ayrıntılı bir şekilde gerçekleştirilmiştir [Fujii 1994:131-152]. Araştırmacının verdiği bilgilere göre Hacıbeyli Höyüğü mevkiinde yaşayan Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ toplumunun; yontma taş endüstrisinde hammadde olarak yarı saydam siyah renkli obsidiyeni tercih ettikleri anlaşılmaktadır. Cert nadirdir. Gene aynı şekilde az saydam; dalgalı hatlı gri obsidiyen de hammadde olarak daha az kullanılmıştır. Dilgi çekirdeklerinin yanısıra yonga çekirdekleri de mevcuttur. Dilgi çekirdeklerin; tüm çekirdekler içindeki oranının %68 civarında oluşundan; hakim endüstrinin dilgi endüstrisi olduğu sonucu çıkartılabilir. Toplanan 122 adet parçanın içinde aletlerin oranı %59'dur. Bunlar içinde düzeltilmiş/kullanılmış dilgiler; bıçaklar; yongalar; çentikli dilgiler; kalemler; kazıyıcılar; deliciler; kıymık parçaları bulunmaktadır. Sürtme Taş: Yüzeyde az sayıda havan eli parçaları gibi örneklerin varlığı bildirilmektedir.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Hacıbeyli höyüğünün alt tabakasının; Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'a tarihlenebileceği; buluntularının; Aksaray yöresindeki Aşıklı Höyük bulgularına benzemesinden dolayı ileri sürülebilir. Olasılıkla topografik; mimari öge benzerliklerine dayanarak bu iki yerleşme yeri; şimdilik; hem zamanlı olarak düşünülebilir. Kesitte ele geçen kömür parçalarının 14C tarihlemesi bu soruna ışık tutacaktır. Hacıbeyli Höyüğü; üstündeki kalın geç devir tabakalarına rağmen; İç Anadolu'da Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ açısından kazılması gereken yerleşme yerlerinden biridir. 1996 yılında Aşıklı Höyük kazı ekibinin bu höyüğe yaptıkları ziyarette; Fujii'nin bahsettiği kesitte toplama yapılmış ve kesitin en altında; olasılıkla Çanak Çömleksiz olarak düşünülen kısımda; çanak çömlek parçaları toplanmıştır. Bu açıdan; yontma taş endüstrisine dayanarak Neolitik Çağ tabakasının varlığını kabul etmek; buna karşın bu tabakanın Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'a tarihlenmesine şüphe ile bakmak gerekmektedir.


Liste'ye