©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Selçikler Tümülüsleri

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Selçikler Tümülüsleri
Türü:
Tümülüs
Rakım:
m
Bölge:
Ege
İl:
Uşak
İlçe:
Sivaslı
Köy:
Selçikler
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Arkaik

     


Yeri: Uşak il merkezinin güneydoğusunda, Sivaslı İlçesi'nin 2 km güneybatısında, Selçikler Köyü'nün Tepe Mahallesi'nin olduğu yerde, Selçikler-Tatarlar yolu üzerinde yer alır. Bu alanda T-1, T-2 ve T-3 olarak adlandırılan üç adet tümülüs yer almaktadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Tümülüslerin bulunduğu yüksek yayla, Gediz'in yukarı havzasındaki kollarından Banaz Çayı ve Menderes'in yukarı havzasındaki kollarıyla sulanmaktadır.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Selçikler Köyü'nün bugün üzerinde yer aldığı höyük 1966-67 yıllarında U. Esin tarafından sondaj, araştırma ve kazılar yapılarak incelenmiştir. 1966'da N. Fıratlı yönetiminde sürdürülen tümülüs kazıları ise tebliğ, kısa haberler ve kazı raporları halinde yayınlanmıştır.
Tabakalanma:
Buluntular: Mimari: T-1 Tümülüsü: Ana aksı kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda olan mezar bir oda ve dromostan meydana gelmiştir. Dromosun yan duvarlarını meydana getiren kenetli büyük kesme taşlardan bir kısmı sökülerek götürülmüş dromosun ağzı tamamen tahrip edilmiştir. Bugün ancak yarı yükseklikte kalan yan duvarların esas yüksekliğini kapı üzerindeki izlerden saptanabilmektedir. Aynı yerdeki izden dromosun tavanının düz atkılı olduğu ve yüksekliğinin 2 m'yi bulduğu anlaşılmaktadır. Zemini sıkıştırılmış toprak olan dromosun eni mezar odasından dromos ağzına doğru genişlemektedir. Yerli taştan yapılmış mezar odasının boyutları kareye yakındır. İki monolit taşla örtülü semerdam bir çatısı vardır. Zemini iki monolit taşla döşelidir. Mezar odasının girişini bir kapak taşı örtmekteydi. Bugün kayıp olan bu kapak taşının boyutları yan girintilerden anlaşılmaktadır. Mahalli kalker taşından yapılmış olan mezar odasında üç sıradan oluşan özenli bir taş işçiliği görülmektedir. Kenet kullanılmamıştır. Dromosta ise taş işçiliği daha özensizdir. Kenetlerin kullanıldığı görülmüştür. T-2 Tümülüsü: Doğuda yer alan, 55 m çapında aşağı yukarı 10 m yüksekliğindeki bu tümülüsün arkeolojik kazıya başlamadan öce açılmamış olduğu sanılıyordu. Oysa soyguncular mezar odasına 3-5 kez girerek hiçbir buluntu bırakmadıkları gibi oda döşemelerini ve klineyi kırmışlardı. Buna rağmen bu mezar o yörenin bugüne kadar en seçkin mezar mimarisini vermektedir. Mezar ana ekseni kuzeybatı-güneydoğu yönündedir. Dikdörtgen bir mezar odası ve iki ön oda ile dromostan meydana gelmiştir. Dromosun önünde düzenli bir moloz taş sırasından oluşan 1.7 m eninde bie krepis bulunuyor. Bu beklide krepis olmayıp sadece dromos ağzını korumak için yapılmıştır. Dromos ile iki mezar odası aynı eksen üzerinde değildir, mezar kırık eksenlidir. Üzeri semerdam şeklinde taşlarla örtülü olan dromosun ağzı iki parçadan meydana gelen kapak taşı ile örtülüdür. Mezar odasının ve daha alçak olan iki ön odasının üzerleri taş hatıllarla örtülmüştür. Bunların üzerinde yer alan semerdam şeklinde çatkılı taşlar ve bunun üzerindeki moloz taş yığıntı, mezar odası üzerine gelen yığma toprak ağırlığnı hafifletmek için yapılmıştır. Mezar odası ve 1. ön oda gerek önemli taş işçilikleri, gerek kullanılan malzeme, yani mermer yönünden mezarın diğer kısımlarına kıyasla üstünlük gösterirler. Mezar odası ve 1. ön odanın döşemeleri kesme taştan 2. ön oda ile dromosunki ise sıkıştırılmış topraktandır. Mezar odası soyulmuş ve kline kırılmış olduğundan klineyi ayrıntılarıyla görememekle beraber duvardaki izlerden ve mevcut parçalardan ölçüsü hakkında fikrimiz olmaktadır. Esas kline mezar odasında kapının tam karşısındadır. Yan tarafa doğru daha dar, belki ölü hediyelerinin konduğu bir seki bulunmaktadır. Kline bir taraftan mezar odasının duvar içinde bulunan oluğa girecek şekilde yapılmış, diğer taraftan tabana kadar inmektedir. Mezar odası ve 1. ön odaya ait kapının izleri ve kapıya ait parçalar bulunmuştur. Mezar odasının içeri doğru açılan iki kanatlı mermer kapısı (K1) aşağıdan yukarıya doğru daralmaktadır. Eşikteki ve lentodaki yuva izlerinden kapının yukarıda ve aşağıda mil yuvalarına oturduğu anlaşılmaktadır. Ahşap olup üzeri demir çivilerle süslü bir kapıyı mermerden taklit eden dört gözlü bu kapının aynı bölgede örneklerine rastlanmaktadır. 1. ön odanın içe açılan kapısı (K-2) kapı çerçevesi içine girmeyip önünde yer almaktadır. İki kanatlı olan bu kapıda bu sefer mermer yerine yerli taş kullanılmıştır. İki köşede mil yerleri vardır. Kapı lentosu üzerinde mil yerleri olmayıp kapının üst köşe çıkıntılarının arasına gireceği delik yerleri mevcuttur. Mezar odası ve 1. ön odanın duvarları düzenli mermer bloklardan yapılmış olup blokların yüzeyleri taraklı bir alet ile çok düzgün bir hale getirilmiştir. Mezar odasında bloklar birbirlerine kenetlerle tutturulmuştur. Bütün kenetler soyguncular tarafından kırılmış olduğu için kenet tipleri hakkında kesin bir fikir edinilmemiştir. 1. ön odada birbiri üzerine oturan büyük blok taşlarla özenli bir taş işçiliği görülmektedir. 2. ön oda da yerli taştan daha az önemli bir işçilikle yapılmış, her bir blokun kenarları ince bir çerçeve halinde daha temiz olarak işlenmiştir. Dromosta ve 2. ön oda da taş satıhları murç izli, yani daha kaba bırakılmıştır. T-3 Tümülüsü: Batıda 75 m çapında yaklaşık 21 m yüksekliğinde olan büyük tümülüsün mezar odasına mezar hırsızları tarafından açılan bir tünelden girilmiştir. T-3 mezar odası ve dromostan meydana gelmiştir. Dikdörtgene yakın olan mezar odasının üzeri düz bloklarla örtülüdür. Dromos ile mezar odası arasını bir kapak taşı örtmektedir. Dromosun tavanı aynı şekilde yatay bloklarla örtülüdür. Çanak Çömlek: T-1 Tümülüsü'nün dromos kazısında zemin altında bir Lydia seramiği parçası bulunmuştur.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Selçikler Köyü'ndeki tümülüslerde buluntuya rastlanmaması ve kültür tabakalarının aydınlamamış olması, bu mezarların kesin tarihlenmesini engellemektedir. Ancak yakın çevrede bulunan ve mezar tipibakımından Selçikler Tümülüsleri'ne benzeyen Güre-İkiztepe Tümülüsü'nün mezar odası içindeki buluntuların Pers etkisi göstermesi [Mellink 1967:172] incelenen mezarların da aynı döneme tarihlenebileceğini gösterir. Bu mezarların gerek Lydia tümülüs mezar odalarına yakın benzerlikleri, gerek yakın çevresinde Pers etkisi gösteren diğer mezarların bulunması nedeniyle, MÖ 5. yüzyılda yaygınlaşmış olan Greko-Pers kültürüne ait olduğu söylenebilir.


Liste'ye