BİR "MÜZELER GECE AÇIK" MACERASI Ayşe Didem Bayvas 15/5/2006 Avrupa Konseyi'nin girişimiyle geçen yıl başlayan, Fransa, İtalya, Belçika, Letonya, Almanya, Polonya, İngiltere, Litvanya ve İspanya'nın katıldığı müzelerin 19.00 - 01.00 arasında ücretsiz olarak açık olması uygulamasına bu yıl, Arnavutluk, Avusturya, Kıbrıs Rum Kesimi ve Estonya ile birlikte Türkiye'nin de katılacağı duyurulmuştu. Uluslararası Müzeler Haftası nedeniyle, 20 Mayıs olarak belirlenen bu uygulama, basında çok az yer aldığı gibi, Kültür Bakanlığı'nın web sitesinde de sadece "Müzeler Haftası 18-24 Mayıs 2006 Tarihleri arasında yapılacaktır" başlıklı duyurunun içinde göze çarpmıştı. Bu uygulamaya göre, 20 Mayıs 2006 Cumartesi gününü 21 Mayıs 2006 Pazar gününe bağlayan gece, saat 01.00'e kadar, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Antalya Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Ayasofya Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, İzmir Arkeoloji Müzesi, Efes Müzesi, Konya Mevlana Müzesi, Muğla Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'nde yerli ve yabancı tüm ziyaretçilere ücretsiz giriş imkanı sağlanacaktı. Bizim maceramızsa şöyle başladı: İçimde oluşan tereddüte kulak verip 19 Mayıs Cuma günü önce Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın web sitesinde yer alan telefon numarasından Ayasofya Müzesi'ni aradım. Bozuk ya da kullanılmayan telefonlar gibi bir meşgul sesi çıktığından ikinci olarak Topkapı Sarayı Müzesi'ni aradım. Görevli bana haberin yanlış olduğunu, bakanlığı defalarca uyarmalarına rağmen (Buraya dikkat: Müze bakanlığı uyarıyor!) bu duyurunun kaldırılmadığını, Topkapı Sarayı Müzesi'nin sadece 20.30'a kadar açık olduğunu söyledi. Ayrıca görevli bana, web sayfasında yer alan Ayasofya'nın telefon numarasının yanlış olduğunu söyleyip farklı iki numara verdi. Bu kez Ayasofya'yı buldum, telefondaki görevli gece uygulaması ile ilgili net bir bilgileri olmadığını, böyle bir ihtimal olduğunu ama ancak öğleden sonra ararsam doğru bilgi verebileceğini söyledi. Tekrar aradığımda da uygulamanın kesinleştiğini öğrendim. Cumartesi planımızı buna göre yapıp, akşam saatlerinde önce Arkeoloji Müzeleri'ne gittik. Kapıdaki görevliler uygulamayı teyid ettiler ama açık açık da "inşallah kimse gelmez, biz de erken kapatır gideriz" dediler. Herkesin evine ulaşma problemi olduğu için haklı olarak kimse geç saate kadar kalmak istemiyordu. İstanbul Arkeoloji Müzeleri kompleksinde sadece Arkeoloji Müzesi binası açıktı. Onun da sadece giriş katındaki antik heykeller ve Sayda Kral Nekropolü Salonları'na girilebiliyordu. Ayasofya girişinde de aynı cümle ile karşılaştık. Ana mekanın karanlığı bir yana (loş filan değil, bildiğiniz karanlık) galeri katı da çıkış ışıklandırılmadığı için tamamen kapalıydı. Bu kadar fiyaskodan sonra içimden Türk ve İslam Eserleri Müzesi'ne gitmek de gelmedi doğrusu. Bu maceradan çıkarılabilecek pek çok soru arasında siz de belki kendi sorularınızı üretirsiniz. Ama benimkiler şöyle: 1. Bakanlığın web sitesinde yer alan bilgilere güvenemeyeceksem neye güveneceğim? 2. Bu uygulama bu kadar mı duyurulmalıydı? 3. Bakanlıkla müzeler arasında askeri tabirle nasıl bir "emir-komuta" uygulaması var? 4. Müze yöneticileri ile görevli personel arasında gene askeri tabirle nasıl bir "emir-komuta" zinciri var? 5. Müzeler dükkan mıdır ki müşteri gelmezse uygun bir saatte kapatılsın? 6. Gerekli iç ışıklandırma, yeterli sayıda görevli personel ve onların ulaşım sorunu çözülmeden niye böyle bir uygulamaya soyunulur? 7. Bu kadar basit bir uygulamayı bile başaramazken İstanbul nasıl 2010'da Avrupa Kültür Başkenti olur? ve son soru: 8. Artık bir Kültür Bakanlığı kurulması düşünülüyor mu, düşünülüyorsa ne zaman?